Everest Ana Kamp Rotası:
Dünyanın en yüksek noktasına çıkmak için ciddi bir antrenman, teknik bilgi ve teknik malzeme gereksinimi olabilir. Ancak Himalayaların görkemini keşfetmek için illa zirveyi hedeflemeye gerek yok. Nepal’deki Lukla’dan başlayarak yaklaşık bir haftalık bir yürüyüşle Everest Ana Kampı’na ulaşabilirsiniz. Ancak burada amaç sadece ana kampa varmak olmayacak. Yol boyunca gördüğünüz köyler, kasabalar, tapınaklar ruhunuzu besleyecek. Tanıştığınız insanlarla derin bağlar kuracak ve muhtemelen onları hayatınız boyunca unutmayacaksınız. Her gece konakladığınız pansiyonlarda tanışacağınız yol arkadaşlarınızla ne kadar zorlandığınızı konuşup güleceksiniz. En önemlisi 5364 metredeki ana kampa ulaştığınızda vücudunuzun limitleriyle tanışacaksınız.
İnka Yolu Rotası:
Güney Amerika kıtasının en büyük imparatorluğu olan İnkaların başkent Cusco’dan kutsal şehir Machu Picchu’ya oluşturdukları yol her yıl Peru’ya gelen yüzlerce turist tarafından yürünüyor. Dört gün süren bu yolculukta vadilerden, dağlardan, nehirlerden geçiyorsunuz. Bölgenin yerel halkı Quechua’larla tanışıyorsunuz. Machu Picchu’nun ünlü “güneş kapısı”na vardığınızda ise günlerin yorgunluğu o muazzam manzarayla kayboluyor. Bir anda kendinizi İndiana Jones gibi hissetmeye başlıyor ve bulutların üstündeki kent Machu Picchu’da bir zaman tüneline giriyorsunuz. Kentin taşlarla örülü sokaklarında dolaşıyor, tarım teraslarını inceliyor, sıradışı taş işçiliğini inceliyor ve İnkalara yeniden hayran oluyorsunuz. Peru şamanlarının kutsal kabul ettiği bu bölgede yürüyerek yüklerinizden arınıyorsunuz.
Torres Del Paine Rotası:
Şili Patagonyası’nın yıldızı Torres del Paine Ulusal Parkı dünyanın en özel coğrafi alanlarından biri olarak kabul ediliyor. Belgesellere konu olan, puma ve guanaco’ların en önemli yaşam alanlarından biri olarak görülen, rüzgarıyla ve asla tahmin edilemeyen havasıyla ünlü parkta yürüyerek huzur bulmak isteyenler için birçok parkur seçeneği var. Ancak bu rotalardan en ünlüsü W adı verilen ve yaklaşık 4-5 günde yürüyebileceğiniz rota. Yol boyunca size eşlik edecek olan granit dev kuleler, turkuaz renkli göller, endemik canlı türleri, rüzgarla şekillenen fauna ve en önemlisi Patagonya’nın o vahşi dünyası dünyaya bakışınızı değiştirip, sizi başka bir insan haline dönüştürecektir. Rotanın sonunda ise parka adını veren Paine Kuleleri’ni görmeyi sakın unutmayın.
Juan De Fuca Rotası:
Kökleri İstanbul’a kadar dayanan denizci Juan de Fuca’nın adını alan yürüyüş parkuru Kanada’nın batısındaki bir ada olan Vancouver Island’da bulunuyor. Pasifik kıyısı boyunca uzanan bu rotada Kuzey Amerika’nın vahşi doğasının her yüzüyle karşılaşmak mümkün. 4-5 gün sürecek bu yürüyüş için tüm eşyalarınızı yanınızda taşımak zorundasınız. Çünkü rota boyunca hizmet verecek herhangi bir tesis bulunmuyor. Rota insanın kendine dönmesi adına çok önemli bir avantaja da sahip. Yürüyüş boyunca cep telefonu sinyaliniz olmuyor. Bu nedenle bir kara ayıyla veya dağ aslanıyla karşılaştığınızda ne yapacağınızı anlatan yönlendirme tabelalarını dikkatli okumanız iyi olacaktır. Göreceğiniz manzaralar ve gece konaklayacağınız plajlardaki ıssızlık hissi tüm zorlukları unutturacak.
Kumano Kodo Rotası:
1000 yılı aşkın süredir Japon Budistlerin hac rotası olan Kumano Kodo dünyadaki en önemli ruhani yürüyüşlerden biri olarak kabul ediliyor. Kii Yarımadası’nın bakir ve sarp doğasından geçen farklı hatlardan oluşan bu rotayı yürümek için birkaç gün ayırmak kendinizle tanışmak adına iyi olacaktır. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Kumano Kodo rotasını yürürken onlarca tapınakla karşılaşacaksınız. Yüzlerce yıldır sayısız insanın sizinle aynı yerleri adımladığını düşünerek bu yapıların önünden geçeceksiniz. Rotalarınızı belirlerken Koyasan, Omine ve Ise gibi önemli noktaları görecek şekilde planlama yapmanız iyi olacaktır. Dağlardan denize doğru gelirken Japonya’nın en yüksek şelalesi olan Nachi Şelalesi’ni de ziyaret etmeyi unutmayın. Bunca güzellik sonrası Japonya’nın ruhani merkezi size hayatınızla ilgili yeni yollar açacak ve ilham olacaktır.