Peki fitness yaşı nedir? Kronolojik yaştan nasıl farklıdır? Durumu biraz daha netleştirmek için bir örnek: Doğum belgenize göre 25 yaşında olabilirsiniz ama eğer hareketsiz bir yaşam tarzınız varsa, vücudunuz 35 yaşındaymış gibi davranabilir. Öte yandan, neredeyse 60 yaşında olabilirsiniz ama aktif kalıp sağlıklı bir rutini takip ediyorsanız, kendinizi 45 yaşında gibi hissedebilirsiniz.
2006 ile 2008 yılları arasında, Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ndeki (NTNU) sağlık araştırmacıları büyük bir fitness projesi yürüttü. Bu kapsamda binlerce katılımcıya sağlık ve fitness durumlarıyla ilgili sorular soruldu, sağlık kontrolleri yapıldı ve maksimum oksijen alımı (VO2 max) koşu bandında test edildi. Bu verilere dayanarak, VO2 max ve diğer bazı faktörlere göre fitness yaşını hesaplayan bir fitness hesaplayıcı geliştirildi. Üniversitenin Kalp Egzersizi Araştırma Grubu (CERG), yıllar boyunca fiziksel aktivite ile yaşam süresi arasındaki ilişki üzerine araştırmalar yürütmüş ve bir kişinin fitness yaşının sağlık açısından önemli bir gösterge olduğunu belirtmişti. 2013 yılında, bir kişinin fiziksel uygunluk seviyesine göre ne kadar yaşayabileceğini tahmin eden fiziksel fitness yaşı testini geliştirdiler.
Peki fitness yaşı tam olarak nedir, nasıl hesaplanır ve nasıl geliştirilebilir? İşte bilmeniz gereken her şey.
Fitness yaşı, gerçekte ne kadar fit olduğunuzu ölçmenin bir yoludur. Kronolojik yaşınızdan farklı olarak, fitness yaşı vücudunuzun çeşitli yaş gruplarındaki diğer insanlara kıyasla ne kadar iyi performans gösterdiğini ortaya koyar. Bu yaş; VO₂ max (egzersiz sırasında vücudun oksijen kullanma kapasitesi), dinlenme kalp atış hızı, vücut yağ oranı ve genel kuvvet ya da dayanıklılık seviyeleri gibi göstergeler kullanılarak hesaplanır.
Basitçe söylemek gerekirse, fitness yaşı; egzersizlerinizin, beslenme düzeninizin ve yaşam tarzı tercihlerinizin ne kadar işe yaradığını dürüstçe ortaya koyan bir hesaplamadır. Fitness yaşınız düşükse (örneğin 37 yaşında olmanıza rağmen 28 çıkıyorsa), bu harika bir formda olduğunuzu ve kronik hastalıklara yakalanma riskinizin düşük olabileceğini gösterir. Öte yandan, fitness yaşınız kronolojik yaşınızdan yüksekse (örneğin 30 yaşındasınız ama fitness yaşınız 45), bu rutininizi gözden geçirmeniz gerektiğine işaret edebilir.
NTNU’nun yaptığı araştırma ayrıca, fitness yaşının erken ölüm riskiniz, kalp krizi ya da kalp ameliyatı geçirme olasılığınız, kanser, demans, depresyon veya karaciğer yağlanması gibi hastalıklara yakalanma riskiniz hakkında da fikir verdiğini ortaya koydu.
NTNU’daki araştırmacılar tarafından 2013 yılında geliştirilen fitness yaşı testi, yaşınız, dinlenme kalp atış hızınız ve fiziksel aktivite düzeyleriniz gibi faktörlere dayalı olarak fitness yaşınızı tahmin eden bir hesaplayıcıdır. Bu test, kardiyovasküler kondisyonunuzu sizinle aynı yaştaki diğer insanlarla karşılaştırır ve genel sağlık durumunuzla yaşam süreniz hakkında bir gösterge sunar.
Ancak o zamandan bu yana, fitness yaşınızı ölçen farklı çevrim içi hesaplayıcılar da piyasaya çıktı. Bunlar arasında World Fitness Level ve Garmin’in geliştirdiği hesaplayıcılar da yer alıyor. Çoğu çevrim içi hesaplayıcı, sonuç elde etmek için dinlenme kalp atış hızınızı kullanır. Bazı spor salonları da fitness yaşı hesaplama hizmeti sunmaktadır. Ancak bu hesaplayıcıların, genel sağlık ve iyilik halinize etki eden birçok başka faktörü —örneğin tıbbi geçmişiniz, organ fonksiyonlarınız, ruh sağlığınız gibi— dikkate almadığını unutmamak gerekir. Bu nedenle sonuçları çok kesinmiş gibi değerlendirmemek gerekir.
Tek bir “ideal” fitness yaşı olmamakla birlikte, insanlar genellikle 20’li yaşlarında fiziksel olarak en iyi durumda olurlar. Bu nedenle, 20 ile 29 arasında çıkan bir fitness yaşı, bir anlamda “kazanan kart” olarak değerlendirilebilir.
GPS teknolojisi ve giyilebilir teknolojiler geliştiren Garmin’in araştırmalarına göre, fitness yaşını düşürmenin yolu; egzersiz yoğunluğunu artırmak, dinlenme kalp atış hızını düşürmek ve vücut yağ oranını ya da BMI’yi (vücut kitle indeksi) iyileştirmekten geçiyor.
Bu bağlamda, uzmanlar 30 dakikalık bir antrenmanın içinde en az beş dakikalık yüksek tempolu (konuşmanın zorlaştığı) egzersiz hedeflemenizi öneriyor. Ancak aşırıya kaçmamak ve toparlanmak için kendinize zaman tanımak da önemli.
Dinlenme kalp atış hızını düşürmek içinse düzenli egzersiz yapmayı, sağlıklı bir kiloda kalmayı, tütün ürünlerinden uzak durmayı ve stresi azaltmayı önceliklendirmeniz tavsiye ediliyor.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ INDIA WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.