Çok katı bir diyete sahip olan Efron diyeti sayesinde, normal bir insanın vücut yağ oranı %15 - %30 arası değişirken Efron, bu oranı %5’e düşürmüş. 9 günlük detokslara giren oyuncu hiçbir şekilde şeker ve glüten tüketmeyerek, 12 haftalık antrenmanı boyunca sadece organik sebze ve yağsız protein ürünleri ile beslenmiş.
Haftada üç günü antrenmana, diğer günleri de dinlenmeye ayırmış. İlk gün sırt ve biseps, ikinci gün bacak, üçüncü gün omuz, göğüs ve kol çalışarak üç günlük programını bölgesel olarak planlamış. Bu antrenmanın en büyük zorluğu ise, “Supersetting” yöntemi ile hareketleri aralıksız yapmış olması. (Bu yöntem ile hem daha çok zaman kazanıyor, hem de kardiyo görevi gördüğünden 2 kat daha fazla yağ yakabiliyorsunuz.) Efron’un bir cankurtaran kadar güçlü olması gerektiğinden, kollarda fazlasıyla çeviklik elde etmeye çalışmış ve spor salonundan çok nadir çıkmış. Antrenman boyunca yaptığı hareketlerden birkaçı: Straight-arm pulldown, ab wheel rollout, seated cable row, dumbbell biceps curl, leg press, suspension squat jump, reverse walking lunge, mountain climbers on sliders, cross body cable raise, dumbbell floor press, pushup, incline dumbbell press, dumbbell overhead press, cable chest press.
Zac Efron'dan çıkardığımız en büyük ders beslenme ve antrenmanın birlikte uygulanması gerektiği. Tabii böyle bir vucüda sahip olmak hiç de kolay değil hem bir profesyonel denetimine hem de dedikasyona ihtiyaç var. Bu başarısından dolayı Zac'e şapka çıkarıyoruz.