Emma Raducanu 2002 Toronto doğumlu olmasına rağmen 2 yaşında taşındığı İngiltere vatandaşlığını kullanıyor. Tüm izleyenlere büyük bir mental gücü olduğunu gösteren Raducanu’nun bu özelliği aile yapısı ve ebeveynlerinin yetiştirme stilinden geliyor. Raducanu'nun kondisyonunda annesinin mükemmeliyetçiliği ile babasının yenilikçi düşünce yapısının bir şekilde harmanlandığı ortamda büyümesi önemli bir etmen.
İlk profesyonel turnuvasını geçtiğimiz Mayıs ayında Nottingham Açık Tenis Turnuvası’nda oynayan ve ilk turda elenmesine rağmen 2021 Wimbledon’a Wild Card ile katılma hakkı elde eden genç tenisçi ışıltı dolu bir kariyeri olacağının işaretini ülkesinin mabedinde 4.tura çıkarak verdi. İzleyenlerin hatırlayacağı üzere oldukça çekişmeli ve uzun rallilere tanık olan maçlar oynayan Raducanu akıllarda tek bir soru işareti getiriyordu. ‘‘Yeni Williams geliyor mu?’’ Sanırım geldi.
WTA sıralamasında 150. olarak geldiği Amerika Açık öncesi elemelerde mücadele etmeye başlayan İngiliz tenisçi ESPN’e verdiği demeçte elemelerin ilk maçına çıkmadan önce AirPods’unu kaybettiğini ve bu maçı kazanırsa yeni bir tane almayı düşündüğünü belirtiyordu. Raducanu'nun günlük planları: şampiyonluk ve yeni bir kulaklık alma planını kapsıyor. Şampiyon olacağına kendi bile ihtimal vermediğinden final gününden iki hafta öncesine Çin’e uçak bileti ayırtmış ancak bu bileti değiştirmek zorunda kalmış.
Elemelerden başlayarak şampiyonluğa kadar uzanan bu uzun maratonda hem fiziksel hem de zihinsel anlamda genç yaşına rağmen çok güçlü bir görüntü çizen Raducanu birçok istatistik ve rekoru alt üst etmesinin yanı sıra, tenisin geleceği ve genç nesil sporcular adına oldukça ümit vaat eden bir tablo çizdi.
Finalde kendisi gibi genç ve ilk Slam finalinde mücadele eden Leylah Fernandez’i mağlup eden Raducanu yeni WTA sıralamasında 23.sıraya kadar yükselmeyi başardı. Bu peri masalına ekranlarımızdan şahit olduk ve iki genç kadın sporcunun kıyasıya mücadelesine tanık olup tenisin geleceği adına umutlandı.
Emma Raducanu’nun eşsiz başarısına dair önemli ayrıntıları var:
-Kadın ve erkekler tenisinde elemelerden gelerek grand slam kazanan ilk tenisçi oldu.
-Bir Grand Slam turnuvasında alınabilecek maksimum puanı elde etti. (Şampiyon 2000 puan alır, Raducanu elemelerden geldiği için +40 eleme puanıyla birlikte 2040 puan aldı.)
-1977'de US Open’ı kazanan vatandaşı Virgina Wade'ten sonra bu unvanı elde eden ikinci İngiliz kadın tenisçi oldu.
-Turnuva boyunca hiç set vermedi.
-2004'te Sharapova'nın aldığı US Open kazanan en genç tenisçi unvanını da ele geçirdi.
-Kariyer yükseği yaparak 23.sırada kendine yer buldu.
Bu arada kupasını aldıktan sonra ABD yerel spor kanalına verdiği röportajda ‘‘Kesinlikle hiçbir baskı hissetmiyorum. Hala 18 yaşındayım. Yoluma çıkan her şeyde hareket özgürlüğüm var. Burada tüm maçları bu şekilde karşıladım. Bana kupayı getirdi. Bu yüzden hiçbir şeyi değiştirmeyeceğim.’’ diyen Raducanu ne kadar güçlü bir mental yapısının olduğunu net bir şekilde dile getirdi. İzlemesi büyük keyif verecek tenisçilerden. Takipte kalın. Artık yeni bir Grand Slam şampiyonu kadın sporcumuz var. Keyfini çıkaralım. Tebrikler Raducanu.
