Messi ile Arjantin A Milli Takımı’nın yolları 17 Ağustos 2005 tarihinde henüz 18 yaşındayken kesişti. Maradona’dan sonra gelmiş geçmiş en iyi Arjantinli futbolcu olacağı o zamanlardan itibaren söylenen Messi’nin için büyük bir baskı oluşmaya başladı.
Mütevazı ve oldukça sakin bir kişiliği olan Messi ile sahaların hırçın ve sert adamı Maradona’yı kıyaslamak tabii doğru değildi. Zira bunu her fırsatta dile getiriyordu Messi: ‘’Ben, Maradona değilim!’’
Bir yandan başarılarla dolu kulüp kariyeri, elde edilen şampiyonluklar, kırılan rekorlar ve kazanılan altın top ödülleri dahil daha sayamayacağımız nice başarılara rağmen belli bir kesim tarafından sürekli aynı sorulara maruz kalmak ve Arjantin ile kupa kazanamadığı için dünyanın en iyisi kabul edilmeyişi büyük haksızlıktı Messi için. Üstündeki baskı artıyor, üst üste kaybedilen finaller sonrası Messi ve takım arkadaşları için içinden çıkılmaz bir hal almaya başlıyordu.
"Defalarca hayal ettiğim bir şampiyonluğu yaşıyor olmak tarif edilemez" diyerek kupa seromonisi sonrası açıklama yapan Leo, "Şampiyon olduğumuzun pek farkında değiliz, Sadece Amerika şampiyonu olmadık, finalde Brezilya'yı yendiğimiz için de tarihe geçecek bir maç. Milli takımla bir şeyler kazanmaya hep çok yakın oldum ama bir noktada ters giden şeyler oldu. Tanrıya bu zaferi gösterdiği için minnettarım." diyerek hem sırtından büyük bir yükü attığını belirtti hem de kariyerinin son yıllarına yaklaştıkça performansıyla futbol gösterisi yaptı.
Turnuvanın oyuncusu seçilen Leo Messi, 4 gol 5 asistlik performansıyla takımını bir nevi tek başına sırtladı.
Bitiş düdüğü ile yere yığılıp gözleri dolan Messi’ye tüm takımı koşarak kucakladı ve havaya fırlattı. Turnuvaya dair en güzel görüntü ise Neymar’ın ağlayarak Messi’nin yanına gelmesi ve ikilinin duygu dolu bir sarılma yaşamalarıydı.
Akıllarda şu sorular belirdi. Messi artık en iyi kabul edilecek mi? Ve kariyerini bitirmeden kupa koleksiyonuna Dünya Kupası ekleyebilecek mi?