Stefan Kuntz’un son yıllarda yaşadığı en stresli ayı geride bıraktık. Öncelikle bugüne nasıl gelindi sorusuna cevap vererek başlayalım.
Kadro kalitesine göre beklentilerden uzakta sonuçlanan EURO 2020’nin ardından rota tekrar 2022 Dünya Kupası’na çevrildiğinde durum aslında hiç de fena değildi.
Eleme grubunda Hollanda, Norveç, Letonya, Karadağ, Cebelitarık gibi rakiplere karşı hızlı bir başlangıç yapılmıştı. Açılışta Hollanda galibiyeti, ardından gelen Norveç ve Letonya galibiyetleriyle Mart ayındaki 3 maçta 3 galibiyet alınmıştı. EURO 2020’ye hazırlık niteliğindeki üç maç aslında A Milli takımı mental olarak da yukarı çekmeyi başarmıştı.
Grup liderinin direkt olarak Dünya Kupası’na katılacağı, ikincininse play-off aşamasına kalacağı Dünya Kupası eleme grubunda EURO 2020’de yaşanan motivasyon düşüklüğü sonucu işler enkaza doğru ilerliyordu. Özellikle 6-1’lik Hollanda mağlubiyeti sonrası liderliğin Hollanda’ya kaptırılması Şenol Güneş’in vedasının son devrilen domino taşı oldu.
Medya, yeni Türkiye A Milli Takım teknik patronu adaylarını tartışırken çok geçmeden tartışmalara son nokta koyuldu. Almanya U21 takımının 5 yıldır teknik direktörlüğünü yapan, Joachim Löw’ün ayrılığı sonrası geçici olarak Almanya Milli Takımı’nın başında olan Stefan Kuntz, Türkiye A Milli Takımı’nın başına getirildi. Bu imzadaki en çarpıcı detay kesinlikle TFF Milli Takımlar Sorumlusu Hamit Altıntop’un açıklamalarıydı. Altıntop’a göre Stefan Kuntz için Almanya Milli Takımı’nın başına geçme vakti gelmişti ve TFF önce davranarak bu imzayı attırmıştı. Deyim yerindeyse Almanya’ya çalım atmıştı.
Teknik direktörlük kariyerinde hiç A Milli Takım tecrübesi olmaması yine de soru işaretleri taşıyordu fakat hem Türkiye’de oynamış olması (1995/96-Beşiktaş) hem de Almanya’daki Türk oyuncularla dolaylı yoldan birlikte çalışmış olması onun uyum sürecini azaltıcı nitelikte etkiler taşıyordu. Eylül ayında atılan imzanın ardından Ekim ayını ayağının tozuyla Haaland ve Sörloth’tan yoksun Norveç’le berabere kalarak, ardından da Letonya galibiyetiyle geçirdi. Fena bir başlangıç sayılmazdı. Belki hatırlarsınız, Stefan Kuntz’un sevinç ve stresten gözyaşlarına boğulduğu görüntüler epeyce gündem olmuştu. Baskının yarattığı motivasyonla, her durum ve koşulda Kasım ayını işaret etti. Çünkü Dünya Kupası’nın kaderinin belli olacağı son iki maç Kasım ayındaydı.
Bitirmek üzere olduğumuz Kasım ayında Milli Takım için her şey oldukça kritikti. “Tamam mı devam mı” ayı geçirdik adeta. Kuntz’un kadro seçimleri çok tartışıldı. Fakat yadırganan tercihlerine karşı saha performansı onun hanesine artı puan olarak eklendi. EURO 2020’den sonra yokuş aşağı giden Türkiye trendini yukarı yönlü çevirmek zorundaydı ve bu ay oynanan 6-0’lık Cebelitarık maçı, ardından Karadağ deplasmanında alınan 2-1’lik galibiyet, Türkiye’yi play-off turuna taşıdı. İstatistikleri konuşturursak Stefan Kuntz’un Türkiye’si çıktığı dört maçın üçünü kazandı, birini berabere bitirdi. 11 gol attı ve 4 gol yedi. Neresinden bakarsanız bakın iyi performans.
Peki Kasım’dan sonra onu ne bekliyor? Kuntz için her şey şimdi başlıyor diyebiliriz. Aradan geçen süre zarfında kendi sistemini teknik personeller aracılığıyla daha da oturtacaktır. Hamit Altıntop’un ve yardımcı antrenör Kenan Koçak’ın Almanya geçmişi olması, Jan-Moritz Lichte, Micheal Rechner ve Axel Busenkell gibi Alman isimlerle teknik kadronun oluşturulması sebebiyle medyada da sıkça yer alan “Alman Ekolü”nün iyice yerleşecek gibi duruyor. #BizimÇocuklar etiketiyle bu ekol iyi bir harmoni yakalayabilir. Bu durum play-off’larda Kuntz’un elinin daha da güçlenmesini sağlayabilir.
Şu ana kadar iyi özellikleri saydım, tabii tablo bunlardan ibaret değil. Play-off kuralarında Portekiz'le, bu turun geçilmesi halinde çok büyük ihtimalle EURO 2020 galibi İtalya'yla eşleşilmesi şüphesiz Stefan Kuntz’un uykularını bölüyordur.
EURO 2020 açılışında İtalya’ya farklı kaybedilmiş olması takımın hala hafızasında olacağı için hatalardan ders çıkarılabilir ve Dünya Kupası play-off aşamasında EURO 2020’de uygulanamayan “The Turkish Wall”, Stefan Kuntz önderliğinde sahaya yansıtılabilir. Tabii bunların hepsi ihtimal. Hem oyuncuların hem de Kuntz’un önünde dört ay var. Mart ayında da, İtalya maçından hemen önce yine mevcut durumu konuşacağız.
BALLON D'OR 2021 FAVORİLERİ KİMLER?
