Bu başlığı okuduktan sonra eminim ki bazılarınız benimle aynı şeyi düşündü: “Bu hissi biliyorum. Aynı dert bende de var.” Bu hissi biraz açacak olursak, şöyle örnekler verebiliriz: Sürekli aktif olmak, sosyal kalmak, bir işin ucundan tutmak, her çorbada tuzumuzun olmasını istemek… Kısacası her işte parmağımızın olmasını istemek. Üstelik işin garip tarafı, tüm bunları kimse bizi zorlamazken; kendi kendimizi mecbur bırakarak yapmamız. Aslında söz konusu her işi veya görevi veya eylemi “yapmayı” istiyoruz, hiçbirine “hayır” demeyi beceremediğimiz içinse her birine kenarından köşesinden bulaşıyoruz ve netice maalesef her zaman parlak olmuyor. Günün sonunda karşımızda yarım kalmış işler buluyoruz.
Yazar Amber Rae, Wonder Over Worry adlı kitabıyla bu derdimize deva olabilir. İçimizdeki aşırı üretken olmak isteyen sesi zaman zaman bastırmamız gerektiğini anlatan Rae, bizler gibi “iş bitiriciler”e formülü bir cümleyle özetliyor: Yapmak istediğiniz şeylere hayır demeyi öğrenmelisiniz. Her zaman duyduklarımızdan farklı bir öneri değil mi? Genelde çevrede kulağımıza kazınan motto, bu cümlenin tam tersi oluyor ve yapmak istemediğimiz şeylere hayır demeyi öğrenmeye çalışıyoruz. Ancak bu defa düşman dışarıda değil, beynimizin içinde. Kitabı okumanızı önermekle birlikte, her şeyden önde işe bugün Rae’nin bize sunduğu 4 başlıklı listeyi doldurarak başlayın:
- Yapmak İstediklerim
- Yapmayı Daha Çok İstediklerim
- Yapmayı Seçtikleri
- Yapmamaya Başlayacaklarım
Kolay olacağını iddia etmiyoruz ama bir kere kafanızın içindekileri ortaya dökünce, sonrasında onları ayırmak ve yola öyle devam etmek inanın ki çok daha rahat. Amaan, bir şeyler de eksik kalıversin, bizde kıymetli mi?