Yeniden Dönüşüm için 4 Basit Adım
Hayat Rehberi

Yeniden Dönüşüm için 4 Basit Adım

GQ editörlerinden Barkın Özdemir, bu yazıda yeni edindiği alışkanlıkların hayatını nasıl değiştirdiğinden bahsedecek sizlere. İnsanlık için küçük, Barkın için büyük adımlar bunlar. Üçüncü maddesiyle ilgili şüphelerimiz var, gözümüz üzerinde.

Fotoğraf: Getty Images Turkey

Bir yıldan beri hayatımın dağınık olduğunu ve bazı konularda verimli olmadığımı düşünüyordum. En güçlü olduğumu düşündüğüm tarafım zaman yönetimi olduğunu düşünsem de verimlilik kısmında zayıf hissediyordum. ABD Hükümetinin bursunu kazanmam sonucu 2 aylığına ABD’ye taşındım ve kafamı kurcalayan bu verimlilik sorununa çözüm olacak fikirlerin pilot denemesini yapmaya karar verdim. Bu makaleyi de pilot süreçten tam 6 ay sonra, kısmi ilk sonuçları aldıktan sonra yazmaya karar verdim.

1-Koşmaya başladım

Spor konusundaki ciddi tembelliğim en zor olanıydı. Boston’da daha önce hiç tanışmadığım 15 kişilik ekiple her salı ve cuma hangi program olursa olsun koşmaya başladım.

2- Bir kişi ile en fazla 2 saat vakit geçirmeye çalıştım.

Muhabbet etmekten zevk alsam da 2 saat sonrasında iş arkadaşı / dost fark etmeksizin, o ortamdan ayrılmaya çalıştım.

3- Hafta sonu, sadece bir günü eğlenmeye ayırdım.

Gece hayatını çok seven ve her zaman bir parti kaçıracağı hissine kapılan birisi olarak, kendime ‘haftada bir gün’ sınırlandırması getirdim.

4- Hayatımı not almaya başladım.

Her hafta, başımdan geçen olumlu-olumsuz ne varsa yazmaya başladım. Ay sonu geldiğinde grafiğe döküp bunlardan kendime geri bildirimler çıkarmaya başladım.

Bu 2 aylık süreç sonunda bazılarında hızlı, bazılarında yavaş sonuçlar elde etmeye başladım. Aslında yaptığım şeyler basitti ama, genelde günlük hayatımızda hep atladığımız şeylerdi.

İlk olarak koşuya gelelim, Boston’da tesadüfen bir koşu grubuyla tanıştım. Sadece birlikte koşmuyor; koşu sonrası birlikte sohbet ediyor, yemek yiyorduk; gerçek bir takım ruhu vardı. Herkes birbirini cok guzel motive ediyordu. Eminim, onlar olmasaydı bol bol kaytarırdım.

İkinci olarak, kafası pek çok düşünceyle dolu biri olarak meditasyon yapmayı başaramıyordum. Kafamı boşaltmam gerektiğini biliyordum ama bir türlü olmuyordu. Yoga gibi aktiviteler de bana göre değildi. Belli bir süre sonra koşmanın aslında kafamı boşalttığını fark ettim. Vücudumu ne kadar zorlasam da kendimi aslında uzun zamandır ilk kez hedefe odaklanmış ve bunun dışında bir şey düşünmezken buldum.

İstanbul’a döndüğümde yeniden koşu grubu aramaya başladım ve tesadüfen Instagram’da Sweatherhub ile karşılaştım. Rundiamo ekibi ile koşmaya başladım. İlk zamanlarda nefes nefese 4 km ile başladığım Rumeli Hisarı - Bebek Boğaz yolunda, hedeflerime ulaşmak için çalıştığımda gerçekten başarılı olabileceğimi tekrar görmeye başladım. Şuan 10 km'yi rahat koşuyorum ve geçtiğim her kırmızı ışıkta "Bak eskiden buradan dönüyordun, şimdi bunun 2.5 katını koşuyorsun!" diye başarılarımı tekrardan hatırlıyorum ve daha iyisini hedefliyorum. Artık Rundiamo ile her çarşamba ve cuma günleri yataktan zar zor da olsa sabah 6:30’da kalkıp 1 saat koşuyorum ve bittiğinde sohbet ettiğimiz keyifli bir ortamda olmak da ayrı bir mutluluk veriyor.

"Sadede gel" lafı, sanırım bu ikinci madde için çok güzel oldu, aslında boş muhabbetleri filtrelediğim, daha çok öğrenmek veya daha verimli buluşmalar tasarladığım bir plan oldu. Ayrıca insanları dinlerken ne kadar az kelime ile kendilerini veya olayları anlatabildiklerini incelemeye başladım. Bu insanlara daha az zaman ayırmaktan öte, onlarla kaliteli zaman geçirmeye yönelik bir plandı. Arada istisnalar yapsam da bu kuralımdan çok memnunum.

Az çık, çok eğlen! Hafta sonu gece dışarı çık eğlen mantığını git gide sevmemeye başladım. Özellikle kronik yorgunluğu ciddi hissettiğimden ve gece dışarı çıkmanın ertesi günümü öldürdüğünü bildiğimden bu aktivitemi ciddi derecede azalttım. O hafta sonu olan etkinliklere göre bir seçim yapıp, genelde cuma akşamlarını hafif sakin geçirip, cumartesi dışarı çıkmaya çalışıyorum. Pazar günlerini de cumartesi akşamından öldürmeyip, yeni keşiflere ayırıyorum.

Ve son olarak: Yaşadıklarını not tutma mevzusu...  Aslında bu kısım bana biraz Facebook veya Instagram’da otomatik karşımıza çıkan “ne gezmişim be" dedirten "Geçen sene buradaydın” bildirimleri anımsatıyor. Bu liste negatif olarak anlaşılmasın, iyi şeyleri de not aldığınızda ve başınıza gelen olayları unuttuğunuzda bu tabloya bakıp, şükretmeyi öğrenebiliyorsun. Beyin geçmişteki kötü olayları unutmaya meyilli olduğundan geçmiş çoğu zaman bize daha güzel gelir, şu anda memnun olmak veya hayatımda verdiğim kararların sonuçlarını birebir kendi analizlerimle görmek gerçekten hayatımı düzene koymamda ve daha güvenli adımlar atmamda büyük fayda sağladı. Özellikle de başta kötü olarak görünen olayların belli bir süre sonra iyi ki başıma gelmiş diyebilmeyi bu tablo sayesinde pek çok kez fark etme şansım oldu.

 

İZLE
Ertan Balaban'la Challenge - Özgür Tetik
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası