Benim sandığımın aksine Emir pek de gizemli olduğunu düşünmüyor. Londra’nın güneyinde, Brixton’daki evinde kendi gibi müzisyen olan ev arkadaşlarıyla birlikte birçoğumuzdan farksız bir hayatı var. Farklı olan kısım, o evden çıkan müziğin dünyanın bambaşka yerlerinden milyonlarca insana ulaşıyor olması.
Ankara’da doğan Emir, klasik altın bilezik mantığıyla Londra’ya üniversite okumaya gitmiş. Bu maceranın sonuna iki yıllık Los Angeles tecrübesini ekledikten sonra pandeminin ortasında kendini tekrar Londra’da bulmuş. Arka arkaya çıkardığı teklileri ve geçtiğimiz ay yayınladığı “Hoppa pt. 2” albümüne bakarsak, son bir senedir hayatımızı işgal eden global facialar Emir’in dur durak bilmeden üretmesini engelleyememiş. Zaten stüdyo evinin, müzik de hayatının bir parçası; Ahmet Kaya’dan Kid Cudi’ye, Müslüm Baba’dan M Huncho’ya, Duman’dan slowthai’a geniş bir koleksiyondan ilham alarak üretiyor. Üretkenliğinin acelesiyle ilgisi olduğunu sanmıyorum; Emir’in içinden akanların bu taşkın hali kendi organik sürecinin bir sonucu. Müziği de zaten kendi deyimiyle “organik, dürüst ve samimi”. Emir’i filtresiz, en doğal haliyle fotoğraflamak istediğimiz çekimin Londra’da güneşli bir şubat gününe denk gelmesini de ister istemez buna bağlıyorum.
Londra’ya nasıl taşındın? Buraya dair en çok sevdiğin şeyler neler?
Hayatımın beş yılını geçirdiğim ve başka şehirlerde yaşadığım zamanlarda bile sürekli olarak gelip gittiğim bir yer Londra. Müzik yaptığım arkadaşlarım ve dünyalarını çok sevdiğim sanatçılar burada yaşıyor. Burada kendimi parçası hissettiğim bir müzik çevrem var. Her yerinde farklı anılarım olan, içinde kendimi dünya insanı gibi hissedebildiğim bir şehir. Beni müzisyen olarak yüreklendiren bir yer.
Pandeminin başından beri geçirdiğin en güzel geceyi hatırlıyor musun?
İstanbul’da kaldığımız airbnb’de “Kendine Gel”in karantina videosunu çektiğimiz gece.
Bize seninle ilgili çok fazla kişinin bilmediği bir şey söyleyebilir misin?
2001’li değilim. :)
Müzikte kariyer yapmayı planlayanlara söylemek istediğin bir şeyler var mı, belki sende işe yaramış olan bir tavsiye?
10000 saat kuralı. Bir de içine sinmeyen fikirlere geçiş izni vermemek önemli.
Hem yerelden hem de dünyadan favori müzisyen/sanatçılarını merak ediyorum.
Bu aralar slowthai TYRON albümünü dinliyorum. Slowthai’ın görsel dünyasını da çok seviyorum. Bu aralar çok dinlediklerim: Jevon, Duckwrth, MGMT, Rema. Yerel olarak bu aralar dinlediklerim: Altın Gün, Baneva, Ezhel.
Şu sıralar takıntılı olduğun bir akım/trend var mı?
Turuncu seviyorum.
Yarınla ilgili seni en çok ne heyecanlandırıyor?
Karantinada yeni bir gün. Bakalım neler olacak. Konserler için heyecanlıyım…
Yazı: Şahin Çakıroğlu
Fotoğraflar: Barnaby Boulton
Styling: Kerem Jan-Dum
Teşekkürler:Will Gresford