Sağlıklı ve Mutlu Bir İlişkiye Sahip Olmak İçin Partnerinizde Aramanız Gereken 8 Olumlu Özellik

Birini tanırken asla vazgeçmememiz gereken bir şey varsa, o da değerlerimiz ve sınırlarımız. Başkalarının bize dayatmaya çalıştığı fikir veya baskının davranış veya düşünce şeklimizi değiştirmesine asla izin vermemeliyiz.

Öte yandan, karşımızdaki kişi bize saygılıysa, neden sınırlarımız olduğuyla ilgileniyorsa, o zaman onları tanımaya değer, çünkü kim olduğumuzu değiştirmeye çalışmıyorlar. Genellikle açık fikirli insanlar, bir şeye katılmadığımız için kızmazlar veya belirli bir şekilde davrandığımız için kendimizi kötü hissetmemize neden olmazlar.

Bu, her ilişkinin temellerinden biri. Nasıl hissettiklerini sağlıklı bir şekilde ifade eden ve aramızdaki bağı yok etmeye değil güçlendirmeye hizmet eden insanlarla birlikte olmalıyız.

Aynı şekilde onlar da eylemlerinin sorumluluğunu almalı ve bir şeyler yanlış gittiğinde duygularımızı geçersiz kılmak yerine bizi anlamaya çalışmalı. İletişim kurmak kolay olmayabilir ve hepimiz bazen başarısız oluruz, ancak önemli olan diğerinin bunu geliştirmek için çaba sarf ettiğini görmekte.

Bir ilişki bir takım gibi olmalı: bireysel hayatlarımız olduğu kadar, birleşik bir cephe olunmalı ve koşulsuz destek verilmeli. Bir ilişkide her iki taraf da büyümek için birlikte çalışmalı ve bu birliktelik zaman içinde gelişmeli.

Bir ilişki içinde olmak ve aşık olmak, yalnız zaman geçirmekten vazgeçmek veya arkadaşlarınızı terk etmek anlamına gelmek zorunda değil. Aslında birini gerçekten sevmek, onun kendi bireysel ilgi alanlarına ve hedeflerine sahip olmasına izin vermek anlamına gelir. Durum böyle olmadığında, onları sınırlıyoruz demek.

Sağlıklı bir ilişkide, diğer kişi hedeflerine ulaştığında veya sadece diğer insanlarla vakit geçirdiğinde kıskançlık veya kızgınlık olmaz. Herkesin kendine zaman ayırması gerekir ve eğer biri bunu yapmamızı engelliyorsa, o kişi bizim için doğru kişi değildir. Harika bir “green flag”, bizi ailemizle ve en iyi arkadaşlarımızla daha fazla zaman geçirmeye teşvik etmek veya sadece kendi başımıza yeni şeyler denememiz için bizi motive etmektir.

Öyle görünmese de, o kişinin çevresiyle sağlıklı ilişkilere sahip olup olmadığını analiz etmek de çok faydalı olabilir. Elbette kimse işlevsiz bir aileye sahip olduğu için suçlanamaz, ancak arkadaşlarıyla veya iş arkadaşlarıyla ilişkilerinin nasıl olduğuna bakmalıyız. Karşımızdaki kişinin bizi kendimiz için bir hayat kurmaya teşvik etmesini istediğimiz gibi, bize bağımlı olmayan ve kendi bireysel hayatı olan bir partner aramalıyız.

Onlar yanımızda değilken başkaları hakkında nasıl konuştuğuna dikkat etmek çok önemli bir detay. Örneğin, kardeşlerinden veya arkadaşlarından iyi ve sıcak bir şekilde bahsediyorsa, bu onun sağlıklı bağlar kurabilen bir kişi olduğu anlamına gelir.

Bu, henüz ciddi bir ilişki kurmamış olsak bile karşımızdaki kişide aramamız gereken bir şey. Eğer birisi bir söz verirse, sözünü tutmalı. Eğer tutmazlarsa, bu verdikleri sözlerin değersiz olduğu anlamına gelir. Bizi arayacaklarına söz verdikleri halde aramazlarsa, ısrar etmemeliyiz (bunu engelleyecek ciddi bir şey olmadıkça). Bir partner her zaman güvenebileceğimiz biri olmalı.

Onları bir yere götürdüğümüzde tetikte olmamıza neden olan insanlardan uzak durmalıyız. Partnerimiz her türlü durumda güvenebileceğimiz biri olmalı.

Bir ilişkide karşımızdaki kişinin bize değerli olduğumuzu ve sevildiğimizi hissettirmesi çok önemli. Aslında bu, vazgeçilmez “green flag”lerden biri. Karşımızdaki kişinin bizi ne olursa olsun kabul ettiğini bilmek, sağlıklı bir ilişkiye sahip olduğumuzun işareti. Bu, öz saygımızın onların görüşüne ya da algısına bağlı olması gerektiği anlamına gelmez; ancak başkaları tarafından sevildiğimizi hissettiğimizde öz saygımızın artma eğiliminde olduğu da doğru.

Kısacası, iyi günde kötü günde yanımızda olacak ve bizi her zaman kendimizin en iyi versiyonu gibi hissettirecek bir kişi seçmeliyiz. Sonsuza dek sürecek bir ilişkiye sahip olmanın tek yolu bu.