GQ’nun yazı işlerinde şu soruyu ortaya attığımda “Çiftlerde fiziksel görünüm önemli mi?” yanıt hızla ve oybirliğiyle geldi: “Evet.” Aksini söylemek zor. Aksini iddia etmek biraz da ikiyüzlülük olurdu. Fiziksel görünüm kelimenin tam anlamıyla gördüğümüz ilk şey. Bir partide, sokakta ya da bir tanışma uygulamasında bu ilk kapı. Görsel çekim çoğu zaman diğer her şeyden önce gelir, sonrasında daha derin paylaşımlarla onaylanması gerekse bile. Kısacası, tanışmada fiziksel görünümün rolü var, bu bir gerçek. Peki ilişkinin devamında ne kadar ağırlığı vardır?
Netflix’teki Love Is Blind gibi programlar bu soruya cevap aradı. Prensip şu: iki yabancı birbirlerini hiç görmeden tanışıyor. Bir duvarla ayrılmış kapsüllerde günlerce konuşarak duygusal bir bağ kuruyorlar. Kimya oluşursa yüz yüze gelmeden önce nişan teklifinde bulunuluyor. Kağıt üzerinde bu güzel görünüyor. Gerçekteyse başka bir hikâye. Çiftler gerçekten karşılaştıkları anda iş sıfırdan başlıyor. Duygusal bağ sarsılıyor, fiziksel görünüm haklarını geri alıyor.
Love is Blind'ın ilk sezonunun dördüncü bölümünde Cynthia ve Jonathan bunu deneyimliyor. Cynthia, Jonathan’dan daha uzun. Jonathan bu durumun kendisini rahatsız etmediğini söylüyor, ancak birkaç dakika sonra sözlerinden dönüyor ve diğer erkeklerin gözünde komik görünme korkusuyla ondan fazla yüksek topuk giymemesini istiyor. Ortam geriliyor. Cynthia onu teselli etmeye çalışıyor: “Topuklu giydim çünkü böyle kendimi güzel hissediyorum. Ve sana böyle görünmek istiyorum. Hiçbir zaman bu durumun partnerimi rahatsız edebileceğini düşünmedim çünkü sen bana bunun sorun olmadığını söyledin. Aramızdaki boy farkıyla çok rahatım. Aradaki fark artsa bile sen gözümde hâlâ olduğun erkeksin ve sana olan hislerim değişmedi. Başkalarının yargısı benim problemim değil.” Ama Jonathan için başkalarının bakışı daha baskın çıkıyor. Sonradan verdiği röportajda şöyle diyor: “Ben onun potansiyel olarak düz ayakkabı giyeceğini varsaydım ki diğer çiftlerden bu boy farkı meselesiyle ilgili yorum almasın.”
Yani "love is blind"… ta ki perde inene kadar mı? Ta ki fiziksel gerçeklik duygusal olanın üzerinde hâkimiyet kurana kadar mı, bağlantı ne kadar sağlam görünürse görünsün? Fiziksel görünümün söz hakkı olmadan gerçekten sevebilir miyiz? Hepimiz belli tiplerden ve standartlardan az çok etkilenmeye şartlanmış değil miyiz?
Çevreme bu soruyu sorduğumda çoğunluk “Evet, fiziksel görünüm önemli” dedi. İki kişi şöyle bir nüans getirdi: “Her şey bu değil.” Ama başka biri hemen karşılık verdi: “Doğru, ama yine de paketin bir parçası. Birçok şeye âşık oluyoruz: fiziğine, ilkelerine, mizahına, değerlerine… Bu bir bütün.” Arkadaşım ise şöyle cevap verdi: “Tam da bu yüzden fiziği çok önemli bir kriter haline getirmek, belki de bizi mutlu edebilecek sürprizlere, başlangıçta tüm kriterleri karşılamasalar bile hayatımıza girebilecek insanlara kapatmak olur.”
İşte burada adını biraz sert bulan yeni bir olgu devreye giriyor: “shreking.” Shrek karakterinden esinlenen bu terim, daha stabil bir ilişkiye öncelik verme ve duygusal olarak kendini koruma düşüncesiyle “kendi standartlarının altında” görülen kişilerle ilişki kurmayı tanımlıyor. Sorun şu ki bu ciddi etik sorular doğuruyor. Çünkü “shreking” aslında zehirli bir fikre dayanıyor: diğerinden üstün olmak. Ve bu ilişkide kontrolün daima sende olacağından emin olmak. Terk edilme, incinme veya reddedilme riskini azaltmak. Oysa Shrek, yeşil, haşin ve hiç de seksi olmayan o ünlü dev, Fiona’nın kalbini kişiliğiyle kazandı. O bir prens değildi ama samimiydi, komikti, duyarlıydı. Ve Fiona bunu seçti.
Hayır. Önemli olan, fiziğe verdiğimiz önemi ne şekilde değerlendirdiğimiz. Bunu hayati görebiliriz ama takıntı haline getirmeden. Bir kişiyi yalnızca dış görünüşüne indirgemek ve derinliğini hiç aramamak işte o zaman yüzeysel olur. Aşk, yüzey ile derinlik arasındaki dengedir. Evet, GQ olarak biz şiirselliği severiz. O halde soruya “Çiftlerde fiziksel görünüm önemli mi?” cevabı evettir ama gerekli nüanslarla. Fiziksel görünüm hiç önemli değilmiş gibi davranmaya gerek yok, bu sizi yüzeysel biri yapmaz, içiniz rahat olsun.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ FRANCE WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.