İyi bir ilk buluşma tekilaya çok benzer, size aptalca şeyler yaptırır. Kişisel sınırlarınızı ya da sosyal normlarınızı bir kenara bırakıp sabahın dördünde umutsuz mesajlar göndermenize neden olur. Ancak iyi bir randevu sonrası kafayı bulma tuzağına düşmek zorunda değilsiniz. Bunun yerine, devam mesajının incelikli sanatını uygulayabilirsiniz.
İlk buluşmadan sonra biriyle iletişime geçmek söz konusu olduğunda, çoğu insan ne zaman iletişime geçebileceğine takılır. Yapmayın. Devam mesajının "ne zaman" olduğu en az önemli olan kısmı. Randevunuzdan yedi hafta sonra mesaj atmadığınız sürece, muhtemelen iyi gidiyorsunuzdur. Bir keresinde bir adam benle hiç iletişime geçmedikten altı ay sonra "Hey yabancı, nasılsın?" diye mesaj atmıştı. Sadece bir şeyi doğru yaptı: o zamana kadar gerçekten de yabancıydık. Çok uzun süre bekleyebilirsiniz ama çok erken mesaj atamazsınız. Söyleyecek bir şeyiniz olduğunda mesaj atın. Erkekler çok erken değil de çok fazla mesaj attıklarında devam mesajını gerçekten berbat ederler. Güzel bir randevudan sonra günlerce her gün bir konuşma başlattığınızda, onlara go-kart yaparkenki eğlenceyi hatırlatmıyor, onlara yeni bir angarya veriyorsunuz: mesajlarınıza yanıt vermek.
Ne mesaj atacağınıza gelince, birlikte olduğunuz sırada meydana gelen bazı hafifletici veya korkutucu durumlar olmadıkça, ilk buluşmada birinden eve sağ salim döndüğünde size mesaj atmasını istemekten uzak durmalısınız. Bazı kadınlar bunu kesinlikle tatlı bulacak olsa da, azgınlığın antitezi olan bir tür ebeveyn gibi gelebilir.
Ayrıca, ilk randevunuza çıktığınız birine asla "iyi geceler" mesajı atmayın. Bunu sevimli bulacak insanlar olduğundan emin olsam da, bunu tuhaf ve ilişkiye yönelik bulacak çok daha fazla insan var ve ilişkiye yönelik adım atmak için çok erken. Ne ergen ne de Drake olmadığınıza göre, 20'den az randevuya çıktığınız birine iyi geceler ya da -Allah korusun- günaydın mesajları göndermenize gerek yok. "İyi geceler" birisine söyleyecek başka bir şeyiniz olmadığını ama azgın olduğunuzu ya da onu düşünerek uyanıp uykuya daldığınızı söyler ki her ikisi de bu aşamada tehlike işareti. Bir arkadaşım ilk buluşmalarının hemen gecesinde bir erkekten "iyi geceler [öpücük surat emojisi]" yazan bir mesaj aldı ve onunla bir daha hiç konuşmadı. Umutsuz görünüyor, ki bu sizin istediğiniz bir şey değil.
Söyleyecek ilginç bir şeyiniz olduğunda mesaj atın (ve hayır, işinizden şikayet etmek ilginç değil). Bir gün, ilişkinizde sıkıcı mesajlar atacak kadar ilerleyeceksiniz, ancak şimdilik mesajlarınız heyecanlı olmalı. Bu aynı zamanda, üstünkörü bir "Bunu bir ara tekrar yapmalıyız" cümlesinin yeterli olmayacağı anlamına gelir. İltifatlar da öyle; ilk buluşmadan sonra yapılan bir iltifat, bir değerlendirme gibi hissettirir. En iyi halinizi sunmaya çalışıyorsunuz ve size şunu söyleyeyim, en iyi haliniz bundan daha yaratıcı. Birine iltifat etmek doğası gereği hoş olsa da, bir kişiye mesaj yoluyla yaltaklanmak sıkıcı ve genellikle rahatsız edici hale gelir. Bir keresinde bir adam randevumuzun ertesi günü bana mesaj attı ve randevu sırasında söylediğim şeyler ve onları ne kadar çekici bulduğu hakkında yorum yapmaya devam etti. Gururumun okşandığını hissetmek yerine, çıktığım randevuyu tekrar oynattığı için kendimi tuhaf hissettim. Ek olarak, randevuyu huşu içinde tekrarlamak, genellikle zeki, komik veya seksi kadınların etrafında olmadığınızı gösterir ki bu da başlı başına bir tehlike işareti.
Bunun yerine, yeni eğlence planlarıyla dolu mesajlar gönderin. İlk randevuyu siz başlatmış olsanız bile, bunu tekrar yapmaktan korkmayın. Randevular arasında en az üç gün olmasını hedefleyin. Bu yeni eğlence planları randevuda konuştuğunuz bir şeyse bonus puan kazanırsınız, ancak planlamaya çok fazla takılmayın. Yarışmada değilsiniz; çoğu kadın bir erkeğin bir restoran ve orada buluşmak için haftanın bir gününü önermesinden heyecan duyacaktır. Bu yüzden sıradan bir "Perşembe günü ne yapıyorsun? Benimle Cheesecake yemeye gelmek ister misin?" diye sorun ve neler olacağını görün. Belirli bir gece boş olup olmadığını sormadan önce ona her zaman ne önerdiğinizi söyleyin. Daha fazla bilgi vermeden sadece cuma günü müsait olup olmadığını sormayın. Cuma günü bir şeyler içmek için "müsait" olabilir ama yeğeninizin arkadaşının piyano resitaline gitmek için "müsait" olmayabilir.
Son olarak, ne yaparsanız yapın ve ne kadar azgın olursanız olun, cinsel içerikli hiçbir mesaj atmayın. Bir randevu, o randevuda takılmış olsanız bile, mesajlaşmak için izin değildir. Takıldığım bir adam, ben henüz onun evinden dönerken bana mesaj atmıştı. "Cinsel organım yeterince büyük müydü?" yazıyordu mesajda. Ki bu, bırakın biriyle çıkmaya çalışıyorsanız, hiç kimsenin hiçbir koşulda göndermemesi gereken bir mesaj. Kimseyi şaşırtmayacak şekilde, o ve ben birbirimizi bir daha hiç görmedik.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ US WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.