“60’lı yıllarda Atatürk Kültür Merkezi’nin inşaatının yakınında olmak için Ayaz Paşa’daki Deniz Apartmanı’nda oturuyorduk. O sırada babam Hayati Tabanlıoğlu, hem projeyi hem de inşaatı bir arada yürütüyordu. Yani projenin hem muhalifliğini hem de devlet adına kontrolörlüğünü yapıyordu. Bu sayede çok küçük yaşta evimize gelen hem bakanlık yetkililerini, hem de kendi konularında dünyanın en ileri danışmanlarını tanıma fırsatını buldum. Binanın yapılışından sonraki büyük yangını ve ertesi günü çok iyi hatırlıyorum. Tekrar binanın yapılması, açılması, annem veya babamla gittiğim çeşitli temsiller ve konserler, hepsi hala hafızamda. Şunu söylemeliyim ki, bu bina sadece bir mimar olarak ben için değil, bütün ailemiz için çok önemli. Taksim meydanında olmasından ötürü, dolaylı veya dolaysız çeşitli gösterilerin, etkinliklerin yani hayatın, şehrin kalbinin bir parçası olması beni ayrıca hep çok etkilemiştir. Bu yüzden de babam öldüğü zaman AKM’nin fuayesinde onun adına düzenlenen törende herkese bu binayı tekrar canlandıracağıma dair söz vermiştim. Bu söz devlet yetkilileri tarafından da hissedilmiş oldu ve beni ilk önce 2010’daki İstanbul Kültür Başkenti projesi kapsamında AKM’nin renovasyon projesi icin çağırdılar.” Bu anı sadece Murat Tabanlıoğlu beklemiyordu, Türkiye’de yaşayan ve AKM ile o ya da bu şekilde bir bağı olan herkes sabırsızlıkla AKM’nin geri dönüşünü bekledi; şehrin ikonik kültür ve sanat merkezinin yeniden açılışını. Murat Tabanlıoğlu herkesin nefesini tutup beklediği AKM projesini şu şekilde tanımlıyor: “Mimari olarak bazen sıfırdan başlayabiliriz, bu durumda binanın konumu önemlidir, oradaki tarih önemlidir. Bu binada ise 60’lı yıllarda Hayati Tabanlıoğlu’nun yaptığı mimari kütle, cephe elemanları ve malzemeleri, iç mekanda ise spiral merdiven, ahşap korkuluklar, Sadi Diren ile birlikte tasarladığı seramik duvarlar yeni binanın mimarı tasarımındaki en önemli unsurlar. Tüm bu izleri, binanın dışından içine kadar görebilirsiniz.Yani bu bina 60’lı yılların izlerini taşıyan bir 21. yüzyıl yapısı. Diğer yandan Babam Hayati Tabanlıoğlu’nun bu projeyi 60’lı yıllarda yapmış olması ve AKM’nin hepimizin belleğine yerleşmiş bir bina olması tabii ki bu projeyi farklı değerlendirmemi gerektirdi. Gözünüzü kıstığınız zaman binaya sanki senelerdir ordaymış hissi ile bakacaksınız ancak içeri girdiğiniz zaman, tamamen farklı bir dünya ile karşılaşacaksınız.”
Devamı GQ Men of the Year 2021 Kış Sayısında
