MOTY

Men of the Year 2021 Yılın Girişimcisi: Oğuz Alper Öktem

Türkiye'de elektrikli, çevreci, sessiz ve paylaşımcı ulaşımı yaygınlaştırmak için çalışan bir start-up'ın: Martı'nın arkasındaki isim... Yılın Girişimcisi ödülünü alan Alper’le Martı’yı, girişimciliği ve daha yeşil bir dünyayı konuştuk.

oğuz_alper_gq

Alper sadece başarı ve para kazanmaya odaklanmak için hayatın çok kısa olduğunu düşünenlerden; ardında bir iz bırakmak, bunu da dünyaya fayda sağlayacak bir şekilde yapabilmek ona çok daha cezbedici geliyor: “Amerika’da kalayım, yılda 100.000 dolar para kazanayım, altıma güzel bir araba çekeyim… Bu kolay bir hayat, bunu zaten yapabilirdim. Ben de dünyanın ilk 10 okulundan mezunum Sena da.” Bu cümledeki samimiyetini anlamanız için internette kendisi ve kardeşi Sena hakkında birkaç dakikalık araştırma yapmanız yeterli. Koç Lisesi’nden sonra üç senede bitirdiği The University of Chicago, ardından da London School of Economics’ten aldığı master derecesine baktığınızda bu söylediklerine inanmakta pek de zorlanmıyorsunuz. 

Alper’le ilgili araştırma yaparken detayını en çok merak ettiğim şeylerden biri de sadece bir gün süren McKinsey macerası. Dünyanın en iyi danışmanlık şirketlerinden birinin Alper’e tam olarak neleri sunamadığını soruyorum. Bu sorunun yanıtını öğrenmek için önce Deutsche Bank’ta üç ay analist olarak çalıştığı döneme gidiyoruz. “London School of Economics’i bitirdikten sonra Deutsche Bank’a girdim Londra’da. Üç ay boyunca analist olarak orada çalıştım. Bu üç ayın sonunda onlar da beni istemedi, ben de onları istemedim. Sebebi de şu; yönetim danışmanlığı ve yatırım bankacılığı birbirine benzer iki şey; insanın yaratıcılığını çok sınırlayan çok kalıplaşmış ve oturmuş bir sektörün içinde insanlara çok net sınırlar çizen bir kariyer. Orada İrlandalı bir patron vardı Cahal diye, adam müthiş başarılı ve milyonlar kazanmış. Bir gün bana geldi, ben analistken senin oturduğun yerde oturuyordum dedi. Bahsettiğim kişi 45 yaşında. Bu şu demek; 21 yaşından beri burada kariyer inşa etmiş kendine; müthiş anlaşmalar yapmış ve başarılı olmuş ama fiziksel olarak ilerlediği mesafe sadece 10 metre. Benim o zaman oturduğum masadan 10 metre ilerideki yönetici odasına geçebilmiş. Aynı yerde aynı işi aynı kalıplar içerisinde yapıyor.” Cahal hayatından ve tercihlerinden mutlu gibi görünse de Alper için bu gelecek hiç cazip gelmiyor. Bazı insanların kendi hayatlarına odaklı bir şekilde mutlu kalabildiklerini kabul etse de bunun kendisi için geçerli olamayacağını belirtiyor. “Ben öyle birisi değilim. Topluma ve dünyaya daha genel bir katkım veya etkim olduğu zaman kendimi tatmin olmuş hissediyorum. Cahal’da bu yoktu bence.” 

Türkiye’ye döndükten sonra etrafındakilerden gelen kariyer baskısı McKinsey mülakatlarına hazırlanmasına neden oluyor. “Mülakata çalıştım bir hafta boyunca, hiçbir şey bilmiyordum. Mülakatları geçtim, sonrasında beni işe aldılar. Ofise gittiğim ilk gün Deutsche Bank’ın birebir aynısı olduğunu anladım. Üzgünüm yapamam dedim.” 

Martı fikrinin ilk nasıl ortaya çıktığını hiç beklemediğim bir analoji ile anlatmaya başlıyor. “Büyük şirketlerde şöyle bir şey var; sihirbaz asayı seçmiyor, asa sihirbazı seçiyor."

Devamı GQ Men of the Year 2021 Kış Sayısında 

Salih_Bademci_GQ

İZLE
GQ TÜRKİYE MOTY 2022 FİLMİ
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası