Gelecek garip ve ürkütücü olabilir. Distopya otoriter - totaliter bir devlet modeli ya da benzer bir başka baskıcı sistem altında yaşayan bir toplumun tanık olduğu en kötü toplum düzeni olarak karakterize edilir. Kıyamet sonrası senaryoya sahip olan ya da tamamen hayal gücünün bir eseri olarak ortaya çıkan distopik oyunlar hem hikaye hem de atmosfer olarak oldukça dikkat çekiyor. Edebiyat ve sinema gibi alanlarda bolca karşımıza çıkan, pek de iç açıcı tablolar çizmeyen bir tür. Çevresel bozulma, kitlesel tüketicilik, aşırı zenginlik konsantrasyonu veya eski nükleer silahların yaygınlaşmasından kaynaklanan distopya yaklaşımları değişik deneyimlere kapı açıyor. Bu duruma, eğlence ve oyun adına bakmak isterseniz, bazı yazarlar ve geliştiriciler geleceğin oldukça çılgın uygarlıklarını yaratma işini üstlendi. Gaming kültürü ile fazla haşır neşir olmamış ve yaşadığınız gerçeklik ile aranıza bir oyunla mesafe koymak istiyorsanız; en popüler, klasikleşmiş 5 distopik oyundan birini deneyebilirsiniz:
BioShock
Ütopya olarak başlayıp bir distopyaya dönüşmenin hikayesi BioShock. Seçkinlerin ve parlak bilim adamlarının toplandığı hem sığınak görevi gören hem de özgürlüklerine sahip oldukları muazzam yaşam formunun oluşturulduğu bir su altı şehrinde yaşam kuruldu. Ancak tüm iyi distopik hikayelerde olduğu gibi bir şeyler ters gitti. İnsanların hırsları ve aç gözlüklerinin sonucu olarak korkunç bir iç savaşa dönüşen oyun yaşanılan toplumda fikir özgürlüğünü yok etti. Devam oyunlarında hikayesini de genişletmiş ve oyuncuların beklentilerini fazlasıyla karşılamıştır. Oyuncuya çarpıcı mimari, ilgi çekici karakterler ve heyecan verici aksiyon sunuyor.
Mirror's Edge
İkinci oyunu her ne kadar hayal kırıklığı yaratsa da Mirror's Edge'ın dünyası ilk oyunu oynamaya değer. Kitaplarda ve sinemada tasvir edilen pek çok distopik geleceğin aksine, Mirror's Edge dünyası parlak ve keyifli bir şehir gibi görünüyor ancak kusursuz dış görünüşünün altında rahatsız edici bir şey yatıyor. İletişimin totaliter rejim tarafından sıkı biçimde denetlendiği kurgusal bir gelecekte Faith adlı karakterimiz önemli bilgileri taşıyan ‘koşucu’ adı verilen bir kurye. Kız kardeşinden aldığı bir çağrı ile doğruca onun yanına giden Faith kendisini aydınlatması gereken gizemli bir cinayetin içinde bulur. Hikayenin sürükleyiciliği yüksek temposu ve akıcı oynanışından geliyor. Özellikle politik distopya sevenler için kusursuz bir hikaye.
Half Life 2
Half Life, yıllar geçmesine rağmen distopik oyunlarda hala zirvede yer alıyor. İlk oyunun olaylarının ardından, Half-Life 2, insan ırkının kendisi de dahil olmak üzere tüm gezegen kaynaklarının Combine olarak bilinen boyutlararası bir imparatorluk tarafından toplandığı karanlık bir dünya sunuyor. Tüm insanlık Overwatch adlı askerlerden oluşan bir ordu tarafından hizada tutulduğu acımasız bir polis devleti altında yaşıyor. Trende başlayan maceramız bizi City 17'ye kadar sürüklemiş ve burada oyunun dünyasının aslında nasıl distopik bir dünyada geçtiğini anlamıştık. Şimdi City 17’nin ezilen sakinleri ancak baş kahraman Gordon Freeman’ın etrafında toplanarak bu karanlık imparatorluğu yıkma şansına sahip olabilirler. Oyun başarılı grafikleri ve zengin hikayesiyle oldukça beğeni topluyor.
Fallout:New Vegas
Nükleer savaş sonrası insanlar sığınaklarda toplu halde yaşamaya başlamışlardır. Dış dünyada ise radyasyon yüzünden mutasyona uğramış yaratıklar, aklını kaybetmiş insanlar, haydut grupları ve daha nice tehlikeler vardır. Oyuncu, oyuna bir kurye rolünde başlar. Oyun, oyuncunun kuryeyi mezara koyan kişiyi araması ve bu amaçta insanlardan bilgi almaya çalışırken her öğrendiği bilgi ile farklı yönlere sapması ile devam eder. İyi veya kötü olmak tamamen senin elinde. Yaptığın seçeneklere göre oyunun hikayesi şekilleniyor. Gelceğe dair karanlık, depresif ve yalnızca nükleer patlamayla sınırlı kalmayan bir dünya resmettiği için ve distopyayı en detaylı ve en çeşitli şekilde yansıtmasıyla listeye girdi.
We Happy Few
Oyun 1960’lı yılların distopik İngiltere’sinde geçmektedir. Diktatörlük seviyesinde baskı gören topluma, Joy adlı bir uyuşturucu verilerek toplum kontrol altında tutulmaya çalışılmaktadır. Bu sayede insanlar dertlerini unutur ve gerçeği görmek yerine yüzlerinde sürekli bir gülümseme ile etrafta dolaşırlar. Oyuncu gazetelere sansür uygulayan bir görevli olarak başlar. Daha sonra gazetede kardeşinin fotoğrafını görmesiyle bir aydınlanma yaşar. Uyuşturucu almayı ve kontrol altına girmeyi reddeder. Karakterin ilacı kullanmadığının anlaşılmaması gerekiyor çünkü Joy kullanmayan kişiler ise istenmeyen insanlar olmuşlardır.Bu yüzden bu durumu saklamaya çalışır, bu sırada zorlu bir hayatta kalma savaşı verir.Oyunda keşfedileceklerin ve yapılacak şeylerin sayısı çok fazla olduğu için sıkılmadan oynayacağınıza eminim.
Can Sungur'un Oyunlarda Sosyal Tavır Dönemi başlıklı yazısını buradan okuyabilirsin.