Bir Başka Değişim Filmi: The Rhythm Section
Popüler

Bir Başka Değişim Filmi: The Rhythm Section

Değişimi, tesadüfen karşıma çıkan bir filmle tekrar hatırladım. IMDb puanına takılmadım, izledikçe kendimi de sorguladım. The Rhtyhm Section bütçesini gişede çıkaramamış bir film. Fragmanı düştüğünde devamı gelir mi sorusu sorduran fakat belki de yükselttiği beklenti ve temposu sebebiyle kötü kritikler alan film zeki bir kadının değişimin gücü ile neler yapabileceğini gösteriyor.

Fotoğraf: Paramount Pictures

 

Her ne kadar monoton bir yaşam sürdürüyoruz gibi gelse de, her şeyin ve herkesin sürekli olarak değiştiği aşikar. Bazen biz aynı şekilde hissederken çevremiz değişir, bazen de çevremiz aynı görünürken biz değiştiğimizi fark ederiz. Değişime ayak uydurmak ya da değişimin kaynağı olmak stres verici bir his olabilir fakat insan değiştikçe büyür, büyüdükçe fark eder ve fark ettikçe kendisini bulur. 

 

Reed Morano’nun yönettiği, Blake Lively ve Jude Law'un başrolde oynadığı,  The Rhythm Section-Ritim Bölümü (2020) kaybettiği ailesinin intikamını almak için zorlu bir değişim geçiren Stephanie Patrick’in (Lively) hikayesini ele alıyor. Stephanie üç yıl önce düşen bir uçakta annesi, babası ve iki kardeşini kaybeden; Londra’da yaşayan genç bir kadın. Ailesinin ölümünden sonra yaşadığı üzüntüye dayanamaz ve kendisini yerle bir eden seçimler yapar… Oxford Üniversitesi’nde okumayı bırakır, uyuşturucu kullanmaya başlar ve yaşamına bir hayat kadını olarak devam eder. Stephanie’nin yanlış yönde değişiyor olduğu vücudundaki yaralar, gözünün altındaki morluklar ve yüz ifadesindeki donuk hüzünle belirginleşir. Buna rağmen, film ilerledikçe Stephanie’nin olağanüstü değişimine hayran kalmamak elde değil. 

 

Ailesinin hayatını kaybettiği uçağın düşme sebebinin teknik bir arıza değil, bir bombalı suikast olduğunu öğrenen Stephanie suçluları bulup hayatlarına son verme kararını alır. Hedefine ulaşması için Iain Boyd (Law) onu zihinsel ve fiziksel olarak güçlenmesi adına ona mentörlük yapar. Stephanie’ye savaşmayı, acı çekmeyi ve kararlılığı öğretir. Başlarda Stephanie’nin gerekli değişimi geçiremeyeceğini düşünen Iain, ona asla başaramayacağını ve bir ihtimal başarsa bile öğreneceği tek şeyin yapmak istediklerinin buna değmeyeceğini söyler. Her şeye rağmen Stephanie’nin kararlılığı onun hedefi doğrultusunda yılmadan ilerlemesini sağlayacaktır. 

 

Filmin sonunda o üzgün, zayıf ve mağdur genç kadının nasıl bir karaktere büründüğünü sizin de izleyip görmenizi kesinlikle tavsiye ederim. Bir insanın gerçekten inandığı bir amaç uğruna neler yapabileceği ve ne kadar dramatik bir şekilde değişebileceğinin heyecan verici bir örneğini göreceksiniz. Stephanie’nin yaptıklarına değer mi değmez mi tartışılır ancak geçirdiği değişim ilham verici. En umutsuz anlarda bile durumu değiştirmenin kendi elimizde olduğunu unutmamak gerek. Her şey istediğimiz gibi olamasa da, bakış açımızı değiştirmek bile bizi farklı, yeni ve olduğumuzdan daha ileriye taşıyacaktır. Dünya hiç durmadan dönerken, her şey kontrolümüz dışında değişirken, bizim hangi yönde değiştiğimizi bir durup sorgulamalıyız. 

 

Herakleitos’un sıkça kullanılan deyimiyle:  “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.”



İlgili Başlıklar
Daha Fazlası