Evet, 'Yaratık'a da yaptılar!
Popüler

Evet, 'Yaratık'a da yaptılar!

Hollywood’un bütün efsanevi serilerini neden yeniden başlatmaya bu kadar hevesli olduğunu tartışmak artık yersiz. Alien hikayesinin başlangıcı Prometheus vizyonda.

 

Son yılların en merakla beklenen filmi Prometheus'un 1979’da Alien filminin ilk gösterimindeki gibi bir etki yaratması bekleniyordu. Yapımcı stüdyo Fox, filmi büyük bir dikkat ve çabayla gizleyerek ve konuyla ilgili bazı hedef şaşırtan içerikler de sunarak beklentiyi giderek yükseltti.

Prometheus'ta da bir Ellen Ripley var. Tam adı Elizabeth Shaw. Ejderha Dövmeli Kız'ın Lisbeth’i Noomi Rapace canlandırıyor.

 

Filmin iki senaristinden biri olan, Lost dizisinin daimi yazarlarından ve Amerikan televizyonlarının yeni kuşak dahilerinden biri olarak anılan Damon Lindelof, orijinal Alien filminin neredeyse bütün gizemlerini birer birer en tahmin edilebilen hallerle açık ediyor. Tabii buna izin verdiği için orijinal Alien filminin yönetmeni Ridley Scott’a da kızmak lazım. Nitekim Prometheus'ta da bir kadın kahraman yani yeni bir Ellen Ripley var. Tam adı Elizabeth Shaw. Kendi gibi bilim insanı olan sevgilisi ona “Ellie” diyor! Bu rolde izlediğimiz ve İsveç yapımı Ejderha Dövmeli Kız'ın Lisbeth’i Noomi Rapace de tıpkı Sigourney Weaver gibi dişiliğiyle değil karizmasıyla ilgi çeken bir kadın. Günümüzün en çalışkan (sadece 2011’de beş filmde oynadı) ve ilgi çekici aktörlerinden Michael Fassbender, “Alien” serisinin her filminde en az bir tane bulunan Android bir karakter olan David’i canlandırıyor. Evet yine esas kadın kahramana yarenlik eden bir android var ve bu insansı robot yine varlığını, insan-robot arasındaki farkı sorgulayıp duruyor. İnsan olmayı merak ediyor... Filmin hikayesi ilk filmin bulduğu bütün parlak fikirleri adeta taklit ediyor. Geri kalan bütün gizemi de açık ediyor. Üstelik bunu Alien filmini taklit eden yeni çağ bilim-kurgu korkularındaki gibi sürprizsiz bir hikaye kurgusuyla yapıyor!

Bir grup bilim adamı/araştırmacı 2089 yılında buldukları yeni tarihi kalıntılarla heyecanlanan Elizabeth ve sevgilisi Charlie’nin önderliğinde bir araya gelerek yeni keşfettikleri bir güneş sistemine “insanlığın başlangıcı”nı bulmaya gidiyorlar. Elizabeth, tıpkı 1968 yılında yayımlanan o ünlü bilim-kurgu kitabı Tanrıların Arabaları'ndanki gibi insanlığın uzaylı bir başka medeniyet tarafından dizayn edildiğini düşünüyor. Film zaman zaman Elizabeth’in Tanrı’ya olan inancını da sınıyor. Nitekim filmin bir yerinde Ellie, bilimsel merakına yenilip bir sürü kötü şeyin yaşanmasına sebep olduğu için gökyüzüne bakarak “Tanrım... Özür dilerim” bile diyor...

Tanrısız Alien'dan dindar Prometheus'a

Yunan mitolojisinde Zeus’un Olympos dağındaki ateşini çalıp insanlara armağan eden ve bunun bedelini acı işkencelerle ödeyen Tanrı Prometheus’un adını alan filmin farklı açılımlara sahip olacağını düşünürken bir anlamda “dindar” bir filmle karşılaşmak enteresan oldu doğrusu! Çünkü ilk Alien filmi neredeyse Tanrısız bir filmdir...

Filmin orta yerinde gerçekleşen bir sezaryen sahnesi ise Türkiye gündemine cuk oturan bir sahne... Nitekim karnındaki ‘yaratık’ı kendi isteğiyle ve kendi kendine bu yöntemle çıkaran bir karakter filme bu zor sahneyle de damgasını vuruyor. Ama finalde sadece serinin “fan”larını mutlu etmek için konulan sahne tümüyle gereksiz olmuş.

Charlize Theron katkısı

Yaratık, Blade Runner, Thelma ve Louise ve Gladyatör gibi sevilen filmlerin yönetmeni Ridley Scott özellikle son çektiği Robin Hood ile izleyenlerde derin hayal kırıklığı yaratmıştı. Russel Crowe’dan bir Robin Hood çıkarmanın komik olacağını ne yazık ki öngörememiş olsa gerek. Scott aslında en kötü filminde bile ciddi yönetim falsoları vermeyen bir yönetmen. Nitekim Prometheus'un da bu anlamda ciddi bir sorunu yok... Pırıl pırıl görüntüler ve çok iyi tasarlanmış gemiler, mekanlarla kurulmuş inandırıcı atmosfer filmin estetiğini eksiksiz bir şekilde tamamlıyor. Bu estetiğe güzel oyuncu Charlize Theron’un da yadsınamaz bir katkısı var bu arada... Sonuçta bu yazın en beklenen 3-4 filminden biri olan Prometheus, Hollywood’un yeni bir şeyler üretmek konusunda artık ne kadar zorlandığının bir göstergesi olmuş. Ama yine de zevkle izlenen ve de sıkmayan, şık bir film olduğunu da belirtmek gerek...

İZLE
Deniz Tortum’dan Belirsizlik Çağında Hayatı Olumlama
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası