Kaynak: Netflix
ABD’deki başkanlık seçimleri öncesinde sosyal medyanın nasıl kullanıldığını anlatan ‘The Great Hack’ten sonra belki de daha çok kişi günlük alışkanlığımız, sayfa kaydırmanın ne kadar büyük sonuçları olabileceğini sorguladı.
Black Mirror kurguları, yaşadığımız dünyaya yaklaştıkça endişe seviyesi artsa da, topyekün ekranlara gömülmeye devam ediyoruz. Bir yeni mecradan diğerine sıçrarken ardımızda bıraktığımız datanın kullanımı çığ gibi, kontrolsüzce büyüyor.
Sanal gerçekliğin babası olarak kabul edilen, Silikon Vadisi saygınlarından akademisyen ve yazar Jaron Lanier Şu An Tüm Sosyal Medya Hesaplarını Silmeniz İçin 10 Argüman’ kitabını 2018’de yayınlamış ve tüm röportajlarında, konuşmalarında durumun vehametini tam da bu işlerin içinden gelen biri olarak haklı sebeplerle daha da görünür anlatmaya başlamıştı.
The Social Dilemma kouya dair şimdiye kadar izlediğim, takip ettiğim ettiğim yapımlardan en dramatik olanı. Sofokles’in ‘ Ölümlülerin hayatına giren tüm büyük olaylar beraberinde laneti getirir’ sözüyle açılıyor. Ve yapım boyunca konuşanlar aslında günlük hayatımızda büyük etkisinden bihaber olduğumuz insanlar anlattıkça tüyler ürperiyor ve telefondan yine uzaklaşmaya başlıyorum. Instagram’ın ilk kurucu ekibinden biri, Facebook beğen tuşunun yaratıcısı, internet tarayıcılarının tasarımcıları anlattıkça anlatıyor. Peki neden?
Çünkü etik kaygılarla kişisel olarak kendilerini sorgulamanın sonucunda dünyayı bilgilendirmeye karar vermişler. İyi çekilmiş röportaj planlarına dahil olmanın ardında defalarca hukuk danışmanlarıyla seanslar geçirdiklerine eminim. Aktardıkları az buz değil. Tüm iletişim imkanlarının iyi taraflarını görmezden gelmiyorlar, ama zamanla evrilen hali için tek kişiyi suçlamadan, parçası olmak istemedikleri yapılardan belki de bu şekilde ayrılarak kendilerini daha iyi hissetmenin yollarını arıyorlar.
Yapımın en güzel sorularından biri ‘Bilgi çağı iyi fakat yanlış bilgi çağı ne olacak?’
Yine çok bilinen bir söylem ‘Eğer kullandığınız ürüne para ödemiyorsanız, ürün sizsinizdir.’ Tabii bunu anlatmak için sahne Jaron Lanier’nin. Çok da spoiler vermeden anlattıklarından dört kelime ile dikkatlerinizin fitilini ateşliyorum: Kademeli, hafif, algılanamaz değişim.
Facebook eski başkanının ilk ağızdan insan psikolojisini nasıl kullandığı, sosyal medya firmalarından çalışanların tüm perde arkasını bilmelerine rağmen nasıl eve döndüklerinde yine uygulamayı kullanmaya düştüğü gibi kısımlar izleme süresi boyunca dikkatimi canlı tuttu.
Hatta ilk başlarda ‘buna çok da gerek yoktu’ dediğim belgesel içi kurgu ailenin yaşadıkları, o kadar dozunda kullanılmış ki bazı sahnelerinde şimdiye kadar düşündüğüm şeyleri adeta görselleştirmiş olmaları gülümsetti.
Barack Obama, David Letterman’a katıldığında bir arama çubuğuna yazdığınız aynı şeyin, nasıl da farklı sonuçlar verdiğinden politik meselelerde sosyal medyanın etkisini anlatmak için bahsetmişti.
Birkaç gün önce BuzzFeed News tarafından yayınlanan, Facebook eski data bilimcisi Sophie Zhang’in 6600 kelimelik makalesinde; şirkette çalıştığı 3 yıl süresince farklı ülkelerde politik kampanyalarda Facebook’un nasıl kullanıldığını ve şirketin bunun farkında olmasına rağmen pek bir aksiyon almadığını anlatılıyor.
ABD Başkanlık seçimi takvimi işliyor, tabii bu yapımı da her hareketimizi kaydeden bir platformdan izlemek yine bir ikilem yaratıyor.
Sevgili yayın platformu, buradan sana notum: Genelde yapımları izlerken bu kadar durdurup başa sarmıyorum. Tam ekran izliyorum ve benzer konular ile ilgiliyim. Ama sen bunları zaten biliyorsun:)
Instagram'ın seni nasıl takip ettiğini buradan okuyabilirsin.
