Rafael Cemo Çetin'in Gözünden 'New York in New York'
Röportaj

Rafael Cemo Çetin'in Gözünden 'New York in New York'

Sinan Çetin’in 1993 yılında gösterime giren ‘Berlin in Berlin’ filminden uyarlanan ‘New York in New York’un başrol oyuncusu Rafael Cemo Çetin ile konuştuk.

90'lı yıllarda Türk sinemasına damgasını vurmuş ve bir kült haline gelmiş Berlin in Berlin filmi, 26 yıl sonra New York in New York filmiyle beyaz perdeye uyarlanıyor. Yönetmenlik koltuğuna Muammer Koçak ve Serdar Gözeleklinin oturduğu New York in New York filmi bir aile dramını gözler önüne sererken, Sinan Çetin’in kült filmi Berlin in Berlin filmine bir saygı duruşu niteliğinde. 8 Şubat'ta vizyona girecek filmin başrol oyuncluğunu ve yapımclığını üstlenen Rafael Cemo Çetin ile filmin süreci hakkında konuştuk.

19-02/01/scan0028-1549012198.jpg

 

Filmde nasıl bir karakteri canlandırıyorsun?

Amerikalı bir moda fotoğrafçısıyım. Kaykaycı özgür bir çocuk olarak biliniyorum. Ancak, bu özgür çocuğun hayatı Dilberi görmesiyle tamamen değişiyor. Her gün gördüğü güzel modellerden daha farklı bir şey keşfediyor onda ve bu durumdan çok etkileniyor. Daha sonrasında onu fotoğraflamaya karar veriyor ve olaylar gelişmeye başlıyor.

 

New York In New York baban Sinan Çetin’in ikonik Berlin in Berlin filminin bir uyarlaması. Bu konuda neler hissettin? Üzerinde bir baskı oluşturdu mu?

Tabii ki bir baskı vardı. Çünkü orijinal film tam anlamıyla sanat eseri ve fenomen bir yapımdı. Türkiye’nin Yeşilcam düzeyinde olmayan ilk filmiydi. Bu filmin öyküsünü yeniden yaşatmak istedim.

New York’un hayatındaki yerini anlatabilir misin?

New York, ilk gördüğüm günden beri kendimi en rahat ve özgür hissettiğim bir şehir benim için. Eğer kreatif bir iş ile uğraşıyorsanız mutlaka New York’ta biraz vakit geçirip havasını solumalısınız. New York’ta herkes için mutlaka bir şeyler vardır.

 

19-02/01/scan0016-2-1549012259.jpg

  

New York In New York’un aynı zamanda yapımcılığını üstleniyorsun. Bu senin için nasıl bir deneyimdi?

Benim için büyük bir tecrübeydi. New York’ta dört yıl boyunca sinema eğitimi aldım ancak çekim sürecinde karşılaştıklarım çok daha eğitici bir deneyimdi. Her şeyin benim kontrolümde bana daha çok mutluluk veriyor. Oyunculuğu her ne kadar çok sevsem de benim için yeterli bir iş değil. Setler de olmak ve filmi kendi kontrolüm altına almak daha doğal geliyor bana. Mesela başka birinin setine gittiğimde, beğenmediğim şeylerle karşılaştığımda içimden keşke bunu değiştirmenin bir yolu olsa diyorum ama tabii ki öyle bir yetkim yok. Bu proje benim gerçekten büyük bir deneyim oldu. Gelecek projelerle birlikte çok daha iyi işlere imza atacağıma inanıyorum.

 

Çekim sürecinde en çok zorlandığın şey ne oldu?

Bazı günler gerçekten çok yoruluyordum. Oyunculuk aslında fiziksel bir olay. Film boyunca koşuyordum, bağırıyordum ve durmadan sorunlarla ilgileniyordum. Bu durum kimi zaman oyunculuğumu etkiliyordu. Özellikle New York çekimleri sırasında oldukça zorlandım. Çünkü neredeyse her şeyi ben ayarladım. Yine de genel olarak mücadele etmeyi seven bir insanım. Film setinde çalışmak kimi zaman savaşmak gibi bir olaya dönüşebiliyor.

 

Gelecek planların arasında sinemanın nasıl bir yeri var?

Yapımcılığa ve oyunculuğa devam etmeyi düşünüyorum. Bu günlerde yeni filmimin hazırlıklarına başlayacağım.

Stilist: Merve Eltemur

Fotoğrafçı: Omar Allam

 

 

İZLE
Kara mı Kara Komik mi Komik?
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası