Romantikten Sert Adama: Ryan Gosling
Röportaj

Romantikten Sert Adama: Ryan Gosling

Son 10 yıldır neredeyse her sene en az iki büyük yapımda karşımıza çıkıyor. Sadece Oscar’a aday gösterilecek kadar iyi bir oyuncu olduğu için değil, akıllı bir genç adam olduğu için...

Son 10 yıldır neredeyse her sene en az iki büyük yapımda karşımıza çıkıyor. Sadece Oscar’a aday gösterilecek kadar iyi bir oyuncu olduğu için değil, akıllı bir genç adam olduğu için. Tutacak filmi de, kendisine yakışacak rolü de iyi biliyor. Golü koklayan santrafor gibi. İsabetli kararları ve bitirici vuruşlarıyla genç jenerasyonun en parlak isimlerinden biri. Kusursuz bir manevrayla, kadınların hayalini süsleyen romantik adamdan kadınların hayalini süsleyen sert adama geçtiğinden beri de zor zaptedilen bir hayran kitlesi var. Ama işin can sıkıcı kısmı, hayalleri süsleyen kadınlarla olan ilişkileri. Sandra Bullock, Blake Lively, Rachel McAdams, Olivia Wilde, Eva Mendes ondan hazzetmemeniz için son derece haklı gerekçeler. Bur de bu kadar çekici bir adamın; izlemesi de, anlaması da, sevilmesi de zor senaryolarda ona bahşedilenleri ortaya koymadan var olabileceğini kanıtlama çabası var. İşte o konuda yiğidi öldürelim, hakkını yemeyelim.

Ryan Gosling’in oyuncu olmasının sıradışı bir nedeni var; korktuğu şeylerin üstüne gitmekten zevk alması. Kanadalı genç aktör, aslında uzun zamandır aramızda...

Ryan Gosling’in oyuncu olmasının sıradışı bir nedeni var; korktuğu şeylerin üstüne gitmekten zevk alması. Kanadalı genç aktör, aslında uzun zamandır aramızda. Tiyatro bölümü mezunu olması dışında hatırı sayılır bir oyunculuk eğitimi yok. Aslına bakarsanız tiyatro bölümünden de bildiğimiz anlamıyla mezun olamamış, disiplinsiz davranışları yüzünden okuldan atıldığı için eğitiminin bir kısmını dışarıdan tamamlamış.

Ancak o dönemde ailesinin işi nedeniyle küçük yaşta Amerika’ya yerleşmiş olmalarının avantajını kullanmış ve oyunculuk kariyerine, tek haneli yaşlarda, The Mickey Mouse Club isimli çocuk programında başlamış. Yolu bu programdan geçen birçok dünya yıldızı olmasının nedeni olarak, yapım ekibinin kariyerlerinden başka bir şey düşünmemeleri için çocukları ailelerinden uzakta bir yurtta konaklatması gösterilir. Ryan ve oda arkadaşı Justin Timberlake’in birbirlerini iyi motive ettiklerine şüphe yok.

İngiliz oyuncu Gary Oldman ve Amerikalı komedyen Gene Wilder’a hayranlığı bilinen Ryan, arkadaş sohbetlerinde kendini John Steinbeck’in romanından uyaranan 1955 yapımı East of Eden (Cennetin Dogusu) isimli filmde James Dean’in yerinde hayal ettiğinden bahsedermiş. İki yılın sonunda Justin, sevgilisi Britney Spears’ın elinden tutup müzik sektörüne yönelirken, Ryan dizi tekliflerini kabul edip oyunculuk yapmaya başlamış. 16 yaşında, yeteneğinden ve hayatını bu işten kazanmak istediğinden emin olunca da Los Angeles’a taşınmış.

Aşklar art arda geliyor

Ryan Gosling’in Los Angeles macerası, 90’ların sonunda rol aldığı birkaç dizi ve önemsiz filmle başladı. Sektörün önemli isimlerine adını 2000 yılında Remember the Titans (Unutulmaz Titanlar) isimli filmle duyurdu. Denzel Washington’ın başrolünde olduğu yapımda kalabalık bir oyuncu kadrosu arasında dikkat çekiyordu.

Biz onu bir sene sonra, Sundance Film Festivali’nde ödül alan The Believer (İnançlı) filminin başrolündeki Danny karakteriyle tanıdık. Dâhilikle delilik arasındaki ince çizgide dolanan, zaman içinde inançlarını sorgulayarak Neo-Nazi’ye dönüşen bir Yahudi gencini canlandırıyordu. Bu rol oyuncuya Independent Spirit (Bağımsız Ruh) Ödülleri adaylığı getirdi. Genç oyuncu, bu rolün altından başarıyla kalkmasının nedeninin, aşırı tutucu yaşam biçimleriyle bilinen Mormon bir ailede yetiştirilmesi olduğunu açıkladı.

Ryan bir anda sadece yapımcıların değil, Hollywood’un ünlü kadınlarının da ilgi odağı haline gelmişti...

 

Yazının tamamı dopdolu içeriğiyle GQ Türkiye Ekim sayısı ile bayinizde ve GQ Türkiye dijital edisyonu ile cebinizde!

 

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası