Genelde tüm sporcular yaptıkları işin çocukluk hayali olduğunu söyler. Oysa benim aklımda basketbolun b’si yoktu. Pendik’te devam ettiğim okuluma bir gün basketbol için yeni yetenekler arayan bir ekip geldi. Ve hayatım o gün tamamen değişti. 11-12 yaşındaydım. Seçilmemin ardından, önce Pamukspor’da oynadım. Orada Ülkerspor’un dikkatini çekip takımın altyapısına geçtim. Bu geçişle birlikte hedeflerim de büyüdü. Şu an 24 yaşındayım ve A Milli Takım dahil önemli takımlarda yer aldım. Amacım bu gururu daha uzun yıllar yaşamak.
Hayallerimin ötesinde bir hayat yaşıyorum. Çok küçükken örnek aldığım oyuncular bir anda takım arkadaşım oldu. Bundan daha büyük mutluluk olabilir mi? Hepsinden farklı şeyler öğrendim, öğrenmeye de devam ediyorum. Mesela egosuz bir adam olmayı Kerem Gönlüm’den öğrendim. Kendisi bana hep, bir sporcunun başarısını engelleyen en büyük düşmanının egosu olduğunu söyler. Nitekim o da egosuz bir insan. Aramızda 13 yaş fark olmasına rağmen bana hep çok yakın davrandı.
Bu meslek bana hep güzel anılar bırakıyor. Şampiyonluklar bir yana, Michael Jordan’la tanışmam hayatımın en güzel anıydı. 16 yaşındaydım. Gazetede bir ilan gördüm. Türkiye’nin Michael Jordan’ı aranıyordu. Ülkedeki takımlar, yarışma için bir oyuncu seçiyordu. Kazanan kişi İtalya’da usta basketçiyle tanışıp ardından Amerika’ya gidecekti. O zamanlar Alpella Spor Kulübü’nde oynuyordum. İçimden gidebilmeyi o kadar diledim ki Allah gönlüme göre verdi. Yarışmalar sonunda 16 kişiyi eleyerek Jordan’la iki kelime laf etme şansı yakaladım. Müthiş bir deneyimdi.
Birinci lige geçtiğim zaman çok gençtim. Ya yok olacaktım ya da yaptıklarımla öne çıkıp adımı duyuracaktım. Kendimi gösterme hırsı yüzünden sorumluluk alıp sürekli yeni şeyler denemeye çalıştım. Zaman zaman başarısız oldum, top kayıplarım oldu, eleştirildim. Şimdi daha tecrübeliyim. Nerede sorumluluk alınır, öğrendim. Top kayıplarımı da ciddi ölçüde azalttığımı düşünüyorum. Yine de kendimde hâlâ eksik gördüğüm bir nokta var. Pas özelliğimi geliştirmem gerekiyor.
Hidayet Türkoğlu’yla akraba olduğumu söylemekten hoşlanmıyorum. Yanlış anlaşılmasın, böyle bir ustayla akraba olmak benim için elbette gurur. NBA’de yaklaşık 14 yıl boyunca var olabilmek, kolay başarılacak bir şey değil. Ancak bugün geldiğim noktayı Hidayet abiye bağlamak için fırsat kollayan insanlar var. Ve ben buna zemin yaratmak istemiyorum.
Sporda en önemli şey istikrardır. Benim için kendini geliştirdi diyorlar. Geliştirdim çünkü çok çalıştım. Çalışmak da zorundaydım. Arkadan sürekli yeni bir jenerasyon geliyor. Bir yanda da başarısız olmanızı bekleyen insanlar var. Benim için istikrar aynı kulüpte, üzerine sürekli bir şeyler koyarak, dört-beş sene üst üste oynamaktır. Amacım, bu sporda gelebileceğim en üst noktaya gelip kariyerimi tamamlamak.
Zaman zaman beni Enes ve Göksenin’le karşılaştıranlar oluyor. Enes çok genç yaşta NBA’e gitti ve hâlâ orada. Kendimi onunla kıyaslamam saçma olur. Aynı şekilde Göksenin de çok iyi bir savunmacı. Oynadığı zamanlarda takımına müthiş katkı sağlayan biri. Ve çok da yakın arkadaşım. Hepimizin alanı farklı. Dilerim üçümüz de farklı kulvarlarda hem milli takımımızı hem de Türk basketbolu en üst seviyeye taşırız.
Bir maçta 30 sayı atmış olsan da, eğer maçı kaybettiyseniz kimse seni konuşmaz. Ben takım oyununa inanan bir adamım. Takım iyi olduğunda senin bireysel başarın da öne çıkıyor. Takım halinde hareket etmek beni rahatlatan bir şey.
Çok şükür sevdiğim işi yapıyorum. Ama elbette para kazanmak da önemli. Kimse aksini söylemesin. Karşıyaka’yla sözleşmem bittiğinde Galatasaray’dan teklif almıştım. Görüşmek için yola çıktığımda, son dakika Anadolu Efes’ten bir teklif geldi. Anadolu Efes, Türkiye’ye basketbolu sevdiren çok köklü bir değer. Şu anda geldiğim noktada iyi ki de böyle karar vermişim diyorum.
Karşıyaka’da oynarken antrenörümüz Hakan Demir bana kimsenin o yaştaki bir çocuğa vermeyeceği desteği verdi. Üç sene boyunca ilk beşte başlatıp omuzlarıma müthiş bir sorumluluk yükledi. Üstümde hakkı çoktur. Bu nedenle de her zaman arar sorarım. Hatır nedir, iyi bilirim.
Şu anda bir sevgilim yok. Olacaksa da seçeceğim insana dikkat ederim. Her şeyden önce yaptığım işe saygı duymak zorunda. Çünkü sporcunun bir anı, bir anını tutmayabiliyor. Kazandığımızda sorun yok, fakat kaybettiysek yanımdaki kadının bana destek olması gerekiyor. Bu nedenle sevgili olacağım kadında önce bu özelliği ararım. Onun dışında kimse bana dış güzellik önemli değil demesin. Elbette önemli. Ben daha çok ağırbaşlı, esmer kadınları beğeniyorum.
Vicdanı olan herkesin bir şekilde ülkede olup bitenlere karşı kendi fikrini söylemesi gerektiğini düşünüyorum. Eğer ben bu ülkenin sporcusuysam, yaşananlara kayıtsız kalamam. Merkezinde insan olan, birilerinin acı çektiği her olay beni de ilgilendirir. Bu nedenle sosyal medyada sık sık paylaşımlarım oluyor, duramıyorum, içimden geçenleri yazıyorum.