Daha önce sakal bırakmamış da olabilirsiniz, sakalına bir türlü istediğiniz şekli verememiş de. Önemi yok. Önemli olan, önünüzdeki yıllarda ola ki sakalın size yakışacağına kanaat getirdiniz, aşağıdaki püf noktaları aklınızdan çıkarmadan işe koyulmak.
Her işin başı cilt sağlığı
Değişmeyen bir gerçek var: Cildiniz sağlıklıysa sakalınız da o derece sağlıklı ve hızlı uzar. O yüzden gün sonunda özellikle yüzünüzde biriken yağı ve kiri temizlemeniz gerek. Aslına bakarsanız, uykudan önce ve sonra olmak üzere günde iki kere, idealdir. Haftada iki kez de size uygun olan bir cilt temizleyiciyle yüzünüzü yıkayın ve nemlendirici kremlerin hayat kurtardığını unutmayın.
B vitamini bir yana dünya bir yana
B7, diğer adıyla biyotin, sakalınızın en iyi vitamin dostudur. Ve vitaminleri doğal yollardan almak her zaman en iyi seçimdir. Biyotinin en bilinen faydası saç, sakal, cilt ve tırnaklardaki proteinlerin gücüne güç katması ve bunun sonucunda sizi başlıktaki hedefe yaklaştırması. Yalnızca B7 değil, diğer kompleks vitaminler B1, B2 ve B3’ü de araştırmanızda yarar var.
Susuz kalmayın
Suyun faydalarını elbette burada sıralamayacağız ama tahmin edersiniz ki su, mevzubahis konumuzda da önemli bir rol oynuyor. Kısaca anlatmak gerekirse suyu vücudumuzun içinde bir ulaşım aracı, bir taşıyıcı olarak görün; susuz kaldığımızda da -sakallarımız da dahil olmak üzere- hücreler kendilerini yenileyemiyor. Sakalınız yine uzayacaktır ancak güçsüz ve solgun bir sakalı uzatmaktansa kesin daha iyi.