Günde elinize cebinizi kaç kere alıp bıraktığınız düşünün. Alkol, uyuşturucu gibi madde bağımlılıklarının da sosyal medya ve internet bağımlılığından bir farkı yoktur, aynı şemayı izler. Ne zaman internete girseniz ya da sosyal medyada bir şey paylaşsanız vücudunuz dopamin salgılamaya başlar. “Mutluluk hormonu” olarak bilinen dopaminin normalden fazla salgılanması bağımlılığa sebep olur. Biliyor muydunuz? Normal bir sohbette kendinizi hakkında %40 bahsederken, sosyal medya hesaplarında kendiniz hakkında %80 daha fazla konuştuğunuzu ve ne kadar kendiniz hakkında konuşursanız o kadar çok dopamin salgıladığınızı!
Araştırmalara göre internet ve sosyal medya kullanımı 18-24 yaş arası değil 25-34 yaş arasındaki kişilerde daha fazla görülüyor. Bu kişiler uykularının ortasında bile kalıp telefonlarına bakıyorlar. Her gün gittikçe artan internet ve sosyal medya kullanımının artmasıyla yeni psikolojik hastalıklar çıkmaya başlıyor. FOMO (Fear Of Missing Out) olarak adlandırılan bir şey kaçırma korkusu birçok gençte görülebiliyor. Hatta hiç cebinizin çaldığını sanıp elinize aldığınıza çalmadığını gördünüz mü? Bu bile yeni bir sendrom! Bunun adına ise “Phantom Vibration Syndrome” (Hayalet Titreşim Sendromu) deniliyor ve birçok insan haftada en az iki kere yaşadığını söylüyor.
Tabi saldırganlık ve agresiflik de internet sayesinde artıyor. Yüz yüze görmediğiniz insanlara laf atmak ya da yorumda bulunmakta daha rahat hissedebilirsiniz çünkü kişiyi görmüyorsunuz ve empati seviyeniz düşüyor. Sonuçlarına katlanmak zorunda olmadığınız bir hareket olarak algılıyorsunuz. Ancak yüz yüze olsaydınız belki o cümleyi öyle değil şöyle söylemeyi seçerdiniz.
Blogger’ların sayfalarına bakarken hayatlarına özeniyor musunuz? Bu tür özenti hiseleri insanlara kendi hayatlarının boş ve önemsiz olduğu algısını artırıyor. Öbür insanların kendilerinden daha başarılı ve daha mutlu hayat yaşıyor olması insanlarda depresyon seviyesini arttırıyor. Bu depresyon seviyesinin artması da internetteki saldırganlık hareketlerinin artmasına sebep oluyor ve hop çember tekrardan internet bağılılığına dönüp içinden çıkılmaz bir hal alıyor.
Uykunuzu mu alamıyorsunuz? Yine interneti suçlayabilirsiniz, özellikle eğer akşam kalkıp cebinize bakanlardansanız. Bir de ne kadar uykusuz kalırsanız o kadar da internette ve sosyal medyada gezinmeye başlıyorsunuz. Peki bu neden mi oluyor? Siz sosyal medyaya ve internete akşam bağlanınca, gördüğünüz saldırganlıklar ya da başka paylaşımlar sizde tekrardan depresyon ve öz güven eksikliği yaratıyor.
Şu ana kadar gittikçe narsist, agresif de depresif olduğumuzu anladık. Tabii internetin insan zekasını artırması gibi birçok yararı da var ancak her zaman dengeyi bulmak lazım. Bir GQ erkeği olarak fiziksel ve zihinsel sağlığınıza her zaman dikkat etmelisiniz. Akşam yatmadan bir saat önce internet ve sosyal medya kullanmamaya dikkat edin. Eğer işinizde internet kullanmamanız imkansız ise 1 saatin 45 dakikasını internette, 15 dakikasını da gözlerini kapatarak ya da yürüyüşe çıkarak geçirin. Sosyal medyadan biraz olsun uzaklaşmayı deneyin, böylece hayatınızda o kadar da önemli olmadığınız farkına varırsınız.