Bir Kişilik Masa Lütfen!
Yeme-İçme

Bir Kişilik Masa Lütfen!

İşim gereği oldukça fazla seyahat ediyorum ve otellerde yaşayarak haftalar geçiren biri olarak bir konuda inanılmaz geliştiğimi fark ettim: tek başına yemek yemek.

Fotoğraf: Bir Konuşabilse / Lost in Translation, Focus

Çoğu insan yemeğe gitmeyi, arkadaşlarla kahve  veya bir şeyler içmeyi  büyük gruplarla  planlamayı tercih ettiğinden, bu karantina dönemi eğlenmek için diğer insanlara olan bağlılığımızın önemini vurguladı. Sosyal mesafeyi korumak hala önemliyken, okuyucularımıza tek başlarına dışarıya çıkıp keşfetmetlerini öneriyorum. 

 

Tek başına akşam yemeğine çıkmak, sessizce masada oturmak, yemeğinin gelmesini beklerken sosyal medyada dolanmak kulağa çok üzücü ve yalnız gelebilir fakat öyle olmasına gerek yok. Tek başına yemek yemek gerçekten de harika bir deneyim olabilir: yemeğin tadına  daha iyi ve bilinçli bir şekilde varabilir, atmosfere daha rahat uyum sağlayabilirsin. Kendinle baş başa bir akşam yemeği yemek seni daha sosyal, meraklı ve cesur olmaya teşvik eder. 

 

Seyahat ettiğim zaman olabildiğince fazla restorana ve bara gitmeye çalışırım ve bir kişiyken çok daha kolay olur! Barda her zaman tek bir boş sandalye olur, restoranda her zaman istenmeyen bir masa çıkar. Hatta rezervasyon yapmanın en zor olduğu restoranlara bile çoğunlukla tek bir kişi için yer açılır.

 

Bir grupla yemek yerken fedakarlıklar yapmak zorundasınızdır: hangi şarabı içeceğinizden tutun hangi başlangıçları sipariş edeceğinize kadar. Ama tek başınayken istediğiniz kadar az veya fazla yemek söyleyebilirsiniz. Hatta yeni bir mutfak hakkında meraklıysanız tek başına yemek yemek çok daha iyi. Herhangi bir yemeğin adını yanlış telaffuz etmenin stresini veya garsonlara saçma şeyler sormanın utancını yaşamak zorunda kalmazsınız. 

 

Barmenlik yaparken en sevdiğim bar müşterileri tek başına gelmiş olanlardı. Onlarla sohbet etmek, onlara servis etmek ve daha iyi bir şekilde hizmet etmek çok daha kolay. Bir bara gittiğimde aynı anda çok şey oluyor: insanları izliyorsunuz, kokteyl çalkalayan barmeni takip ediyorsunuz ve etrafınızda sohbet etmek için potansiyel arkadaşlar oluyor. Tek başınıza bara gittiğinizde telefona dalmanın hiçbir anlamı yok. Barlar ve restoranlar gerçek film setleri gibi, sadece etrafınıza bakın ve gözlemleyin. Tek başınayken güzellikleri görmeyi çok daha iyi başaracaksınız. 

 

Evde yemek hazırlamak istemediğiniz bir akşam, sipariş vermeyin  - elinize güzel bir kitap alın (ya da almayın) ve dışarı çıkıp tek başınıza yemenin ve içmenin tadını çıkarın. Çalışanlarla sohbet etmekten, yan masaya ne sipariş ettiklerini sormaktan veya barda yemek yemekten çekinmeyin. Bazen tek başına kalmanın ne kadar keyifli olduğunu bilseniz şaşırırsınız.  



İlgili Başlıklar
Daha Fazlası