Onun imrendiren kariyer hikayesini GQ Türkiye Ekim sayısında okudunuz. Siz parlak bir zekayla tanıştınız, bense yıllar önce tanışıp kaybettiğim bu başarılı genç adamı yeniden buldum. Hepimiz kazandık diyelim mi?
1997 yılıydı. Galatasaray Üniversitesi’nin o zamanlar Boğaz’a bakan odalarından birinde, yılın ilk dersine girmiştik. Aramıza yeni katılanlar olduğu için, herkesin birbirine biraz da mesafeli de olsa “Merhaba” dediği güneşli bir İstanbul günüydü. Hâlâ hangi okuldan mezun olduğumuzu soranların, “Abi sizin ne güzel bir kantininiz var” dediği o yerde, siyaset bilimine giriş dersi için bir araya gelmiş gençlerdik. Ders sonunda içlerinden biriyle kantinde uzun uzun sohbet ettiğimizi hatırlıyorum. Sordukça öğreniyorum ki adı Derya ve o da baba tarafından Adanalı. Yani hemşerim. Hâlâ devam eden dostluğumuzun sebepleri arasında bir detaydır bu coğrafi yakınlık; ama muhabbetin ilerlemesinde ateşleyici görevi olduğu kesindir. Derya’nın bir kuzeni var. O sıralar lisede okuyor, oldukça da başarılı bir öğrenci. Hafta sonu buluşmalarımıza ara sıra o da katılıyor. Girdiği her ortama ısınabilecek adamlar var ya, Ahmed tam da onlardan biri. Sonra yıllar geçiyor, üniversite eğitimi için Amerika’ya gittiğini öğreniyorum. Ara sıra da Derya’dan alıyorum haberlerini.
Bu yılın eylül ayı. GQ ekibine katılışımın üzerinden henüz bir ay geçmiş. Dergide yeni ne gibi bölümler yapabileceğimizi düşünürken teknoloji editörümüz, “NASA’da çalışıp Mars’a inen uzay aracının radarını geliştiren ekipte bir Türk genci vardı. Amerika’da yaşıyordu, döndü ve üniversitede eğitim vermeye başlayacak. İsterseniz bir röportaj yapayım” dedi. Aklımıza, ilginç kariyerli insanlarla röportaj yapabileceğimiz bir sayfa geldi. Bu kariyeri nasıl inşa ettiklerini soracaktık onlara. Misal, “İnsan NASA’ya başvurmak için gerçekten CV hazırlar mı? Hazırlarsa nereye gönderir?” aklıma gelen ilk soru olmuştu.
Daha sonra ekibimiz, o arkadaşla stüdyoda buluştu, fotoğraflar çekildi, röportaj yapıldı. Her şey çok güzel gitmişti. Seçilen fotoğraflar gönderildiğinde merak edip göz attım. Çok genç, pozitif bir adam vardı. Röportajını okuyunca da gayet başarılı bir kariyeri olduğunu anladım. Özetle şunlar yazıyordu:
“2005 yılında Cornell Üniversitesi elektrik mühendisliği bölümünde eğitimini tamamlamış. 2007 yılında Illinois Üniversitesi’nde yüksek lisansını bitirmiş ve NASA’da Jet Propulsion Laboratuvarı’nda çalışmaya başlamış. Üç yıllık çalışması boyunca, Curiosity diye bilinen Mars aracının iniş takımı radarlarını geliştiren ekipte görev almış. 2014 yılında fırlatılacak yeni bir uydunun radar sisteminde de imzası varmış. 2010 yılında başladığı doktorasını bu yıl tamamlayıp Türkiye’ye dönmüş.”
Yazının tamamı ve çok daha fazlası GQ Türkiye Aralık sayısında ve GQ Türkiye iPad edisyonunda...
