zafer algöz gq
MOTY

Kahkahanın Anatomisi | Zafer Algöz

Karşımdaki insan senelerdir tiyatroda, sinemada, dizide; birbirinden apayrı karakterlerde karşılaştığım bir oyuncu. 15 yaşında sahneye adım atmış, o günden beri ne tiyatrodan kopmuş ne sinemadan. Üstüne ekleyerek, popüler kültürle beraber evrilip farklı platformlara da ayak basmış, başarı toplamış. Şehir şehir dolaşıp biriktirdiği hikayeleri kendine katmış, yazmış, oynamış, sahneye çıkıp alkışlar toplamış. Zafer Bayramı’nda doğmuş olmasının tesadüf olduğunu düşünmüyorum. Karşınızda, oyunculuğun ve insanları gülümsetmenin yalnızca bir meslek olmadığını kanıtlayan bir usta: Zafer Algöz.

Kaç senedir bu işi yapıyorsunuz?

15 yaşımdan beri tiyatro ve sinema oyunculuğu yapıyorum. Ortaokulda çok büyük bir salonumuz vardı. İlk kez orada, tesadüfen sahneye çıktım. Öğretmenlerimin ve ailemin yönlendirmesiyle Bursa Devlet Tiyatrosu’nun kurslarına katıldım. Benimle kursa gelen Erkan Can, en eski arkadaşımdır. Yaşım küçük olduğu için başlangıçta kabul etmeseler de bir şans verdiler. Kursa girdikten bir ay sonra Devlet Tiyatroları’nın bir oyununda yaşıma uygun bir rol aldım ve o günden beri bu mesleği sürdürüyorum.

Kahkahanın Anatomisi | Zafer Algöz

Sektöre girişinizde ailenizin payı da büyük diyebilir miyiz? Anneniz oyunculuk konusunda çocukken sizin hangi yönünüzü görüp oyuncu olmanızı istedi sizce?

Rahmetli annem, kariyer planımı daha ben doğmadan yapmış diyebilirim. Hamileyken ultrason olmadığı için cinsiyetimi bile bilmiyordu, ama Ankara Devlet Tiyatrosu’nda izlediği bir oyunda, rahmetli Yalın Tolga’yı görünce babama “İnşallah oğlum olursa böyle bir oyuncu olur” demiş. Öğretmenlerim yeteneğimi fark edince ailem bu konuda bana hep destek verdi. Bir ara futbolcu ya da Hava Harp Okulu öğrencisi olmayı düşünmüştüm ama her seferinde tiyatroya yönlendirdiler. Gençlik tiyatrosu kurslarıyla başlayan yolculuğum, 1981’de Ankara Devlet Konservatuarı’na kabul edilmemle resmiyete döküldü. Annem gerçekten tiyatrocu olmamın en büyük sebebidir.

Çocukluğunuzda sık sık şehir değiştirmiş olmanız sizde bir adaptasyon yeteneği geliştirmiştir diye düşünüyorum. Oyunculuğunuza da olumlu etkisi olmuştur tabi…

Kesinlikle. Babamın devlet memuru olması sayesinde farklı şehirlerde büyümek benim için büyük bir avantajdı. 1961’de Kars’ta doğdum; baba tarafım Erzurum, anne tarafım Kars. İlkokulu Trabzon’da, ortaokul ve liseyi Bursa’da, konservatuvarı Ankara’da okudum ve sonra İstanbul’a geldim. Doğu kültürüyle yetişip bir anda Karadeniz’e gitmek, farklı bir kültürü tanımak ufkumu genişletti. Devlet Tiyatroları’yla Türkiye turnesine çıktığımda gitmediğim tek yer Sinop’tu; orayı da gördükten sonra aşık oldum. Farklı bölgeleri ve insanları tanımak, şive ve ağız gibi oyunculuk için önemli konularda yetenek kazanmamı sağladı.

Kahkahanın Anatomisi | Zafer Algöz
Kahkahanın Anatomisi | Zafer Algöz

Kahkahanın Anatomisi | Zafer Algöz
Kahkahanın Anatomisi | Zafer Algöz

Her kültürün o ülkenin yaratıcılığını tetikleyen belli özellikleri oluyor, mesela Türkler’in mizahı geliyor aklıma. Sizce Türk oyuncular, kültürümüz sayesinde hangi konuda daha başarılı olabiliyor?

Türk oyuncular yerli işlerde gerçekten çok başarılı. Ancak klasik eserlerde, örneğin Shakespeare ya da Çehov oynarken, nedense kendimizi gereksiz kalıplara sokuyoruz. Bu da bizi kasıyor ve doğal olmaktan uzaklaştırıyor. Mesela Bursa Devlet Tiyatrosu’nda Venedik Taciri oynarken, İngiltere’den gelen bir yönetmen bize şunu söyledi: “Siz Akdenizli, sıcakkanlı insanlarsınız. Shakespeare oynuyorsunuz diye kendinizi kasıp lord gibi davranıyorsunuz. Oysa bu karakterler İtalyan, sizden çok da farklı değiller. Rahat olun, kendiniz olun.” Bu sözler benim için bir dönüm noktasıydı. Tiyatroda malzememiz insan ve insan olmanın özü; hangi kültürden olduğundan bağımsız.

Türkiye sinemasında, teknolojik gelişmeler bir yana, en büyük değişim sizce nedir?

70’lerin sonunda erotik filmler yüzünden Türk sineması büyük bir kriz yaşadı, izleyici salonlardan uzaklaştı. İstanbul Kanatlarımın Altında biraz umut verdi, ama asıl dönüm noktası Yavuz Turgul’un Eşkıya filmi oldu. O dönemin şartlarında 45-50 kopyayla çıkan bu film hem izleyiciyi sinemaya geri kazandırdı hem de sektöre büyük bir ivme kattı. Bugün baktığımızda, Türk sineması genelde dram ve komedi arasında sıkışmış durumda. İzleyici ya ağlamak ya da gülmek istiyor, daha dokunaklı hikayeler veya festival filmleri çok ilgi görmüyor.

 

RÖPORTAJIN DEVAMI GQ MOTY 2024 SAYISINDA

 
İZLE
GQ Men of the Year 2024: OOO
İLGİLİ İÇERİKLER Zafer Algöz moty 2024
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası