#GQKolektifGunluk: Ali Tufan Koç
DAHASI+

#GQKolektifGunluk: Ali Tufan Koç

Hazır evdeyken, ortak bir günlük tutalım ve herkes o günkü neşesini, derdini ya da gözüne takılan bir detayı buraya döksün dedik. #GQKolektifGunluk serisine GQ Türkiye Yayın Yönetmeni Ali Tufan Koç’ın pazar günlüğüyle başlıyoruz.

Eser: Eser Gündüz

Beni hatırlarsın: Sen portakalda vitamin, ben GQ’nun kurucu kadrosunda bir editörken, gece gündüz senin istikbalini konuşurduk GQ’nun ilk çekirdek ekibiyle beraber. Mirgün, Seda, Begüm, Eray, Güneş, Kerem, Müge, Ahmed, Tülin, Cüneyt, Ceren… 

“Kürkçü dükkânı” metaforunu kullanamıyorum; malum, sürdürülebilirlik, veganizm, hayvan hakları, iklim krizi durumları…  Anladın sen... Gerisini özelden konuşuruz. İnternet halkı sabırsız; durmuyor yerinde.

Malum, bir süreliğine evdeyiz; ne kadar süreceği de meçhul. 

Bu süreçte, Instagram’dan canlı yayında yemek pişireni, kadeh tokuşturanı, fal bakanı, çamaşır yıkayanı, ütü yapanı, masal anlatanı, masal göreni derken üşütme sinyallerimiz daha da artabilir yakın sürede. Mikrofonu açık unutulan bir ülkeye döndük. Her bir yerimize ayrı bir kamera, tepemize de huni şeklinde modem takıp dolaşmamızdan korkmamak elde değil. 

Toplu video görüşmelerinden alınan “screenshot”ları Instagram’da paylaşmaktan yeni bir virüsün türemesi bence an meselesi. 

Derken: Aklımızda interaktif bir “günlük” fikri geldi. Hazır topyekun evdeyken, ortak bir günlük tutalım. 

Günlüğe yazmak; bulaşığı yemek sonrası hemen yıkamak ya da akşam çöpü boşaltmak gibi bir anlığına gözünde büyüttüğün, oysa iki dakikanı almayacak ve bitirdiğinde seni hafifletecek bir eylem aslında. 

Hoş bir alışkanlık; insanın kirini pasını alması, zamanı yavaşlatması, düşünmesiyle düşündüğünle paylaşması arasındaki süreci ağır çekime alması gibi sağlığa faydaları sonsuz. 

Bizimkisi kolektif bir günlük olsun; yakında çıkacak #kolektifguc temalı yaz sayısıyla el ele tutuşsun istedik. Her gün başka bir isim kısa kısa yazsın, elden elde dolaşsın, yazının yavaşlığı, okumanın hoşluğu, evde içi kabaranın biraz fazlalığını alsın gibi temennilerimiz var.

Büyük ihtimal: Kimisi gününün nasıl geçtiğini anlatır, kimisi hislerini paylaşır… Kiminin dedikodu yapacağı gelir, kiminin felsefe… Kimi ağlatır, kimi güldürür… Korona günlerinde aşkını, kavgasını, sevişmesini anlatanı da olur… Her telden eş dost isim ve okur, dökülür terapi niyetine. 

Mümkün olduğu tekrar temiz tutacağımıza; olası propagandaları, sevimsiz niyetleri, küfrü, kıyameti kendi ellerimle ayıklayacağım; sen serin kal. 

İsminin başına koyduğumuz “hashtag” işareti için bize sövmüyorsundur umarım. Teknik bir mesele, zorunlu takılmış bir emniyet kemeri ya da arkana bağlanmış tasarım işi “kazık” gibi düşün; ; yerin sabit olsun, arayan kolay bulsun, buhar olup internet evrenin boşluklarına kaybolma diye… Ayrıca, grafik olarak iyi durdu üzerinde; “G” ve “Q” yan yana seni olduğundan iri gösteriyordu. Dost tavsiyesi. 

Defteri, çok seveceğin birine uzatıyorum. 

-atk. 

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası