Fotoğraf: Sinan Tuncay
Pandeminin başında bazılarımız bu üretme konusunu tamamen yanlış anlamış olacak ki içinde bulunduğumuz krizi bir kişisel gelişim karnavalına dönüştürmeye çalıştı. Ancak krizin beraberinde getirdiği sosyal izolasyon bize içe dönmeyi, içimizi kemirmeyi ve içimizdeki ‘ben’ ile baş etmek için yeni yollar keşfetmeyi gösterdi. Pandemi sürecinde bazılarımız hayatında kapısından girmeyeceği müzelerin dijital sergilerini gezmeye çalıştı, bazılarımız hiç okumayacağı e-kitapları indirmek için interneti sömürdü ve yine birçoğumuz müzikten sanata, tiyatrodan edebiyata dijital arşivlere gömüldü. Ben tüm bu kişisel gelişim bataklığında kendimi kaybetmek yerine sevdiğim ve takip ettiğim sanatçıların kendilerine dönme süreçlerine ve COVID-19 sürecindeki üretimlerine odaklandım.
New York’ta yaşayan fotoğrafçı ve yönetmen Sinan Tuncay, pandemi sürecinde ürettiği “My Beautiful Quarantine” videosu ile bizi geçmişe götürüyor.TRT’de 80’li yıllarda yayınlanan Zeki Müren’in belgesel-röportajından ilham alan video, Sinan’ın 2019 yazında C.A.M Gallery’de gerçekleşen“Olamadığım Adamlara Mahsustur” başlıklı üçüncü kişisel sergisindeki otoportrelerinden oluşan güncel fotografik kolaj çalışmalarına yer veriyor. “My Beautiful Quarantine”, Sinan’ın pandemi boyunca içinde bulunduğu karantina sürecinde birbirini tekrar eden ve zaman kavramını sorgulatan günleri ile adeta bir dalga geçişi. Zeki Müren’in TRT’de yayınlanan belgesel-röportajının sesinin üzerine Sinan’ın “Olamadığım Adamlara Mahsustur” sergisine eşlik eden ve sınırlı sayıda basılan kağıt bebek kitabı ‘Utanma Benden’den kesilmiş otoportre kâğıt bebeklerin evin çeşitli yerlerine yerleştirildiği görüntülerin yer aldığı video, bizi pandemi ile baş etmek için ihtiyaç duyduğumuz ironi ve nostaljiye boğuyor. ‘Utanma Benden’de kağıt bebek oyununu kendi bedeni üzerinden yeniden yorumlayan Sinan, popüler kültüre ait kostüm ve aksesuarları erkekliğe dair söylemlerle birleştirerek ataerkil yapının öz ve öteki arasına sıkıştırdığı, otobiyografik öğeler taşıyan bir toplumsal cinsiyet dünyası sunmuştu. “My Beautiful Quarantine”, tam da bu noktada popüler kültürün ve popüler kültüre ait en büyük ikilemlerden birinin idolü olan Zeki Müren’i Sinan’ın eserinin merkezine koyuyor.
Fotoğrafçı Osman Özel, yurt dışından dönüşünde 14 gün zorunlu olarak İstanbul - Başakşehir’de geçirdiği devlet kontrolündeki karantina sürecini üç dakikalık bir kısa film çalışması ile belgeledi. Sanatçının “Quarantined” (Karantinada) başlıklı kısa filmi, OMM - Odunpazarı Modern Müze’nin OMM Journal’de karantina sürecinde hayata geçirdiği ‘Karantinadan Notlar’ yazı dizisinin üçüncü bölümüne eşlik ediyor. Fransa’dan Türkiye’ye döndükten sonra 14 gününü İstanbul’un merkeze uzak bir ilçesindeki 3300 kişilik bir öğrenci yurdunda zorunlu olarak resmî karantinada geçiren ve deneyimlerini orada çektiği fotoğraflarla OMM’la paylaşan Osman, “Quarantined” (Karantinada) ile bu sefer daha da ‘içeri’ bakıyor ve bizi bu sürecin bir başka yüzü ile buluşturuyor. Osman’ın ‘dış dünyaya hasretle bakan’ fotoğrafları ve resmî karantina sürecindeki deneyimlerini belgelediği kısa filmi, bizi içeri-dışarı, kişisel-resmî, mahrem-yabancı ikiliklerine götürüyor. Osman’ın bu kısa filmi, sosyal izolasyon ve karantina arasındaki farkları da iç karartıcı bir şekilde belgeliyor ve bize bir noktada ne kadar da şanslı olduğumuzu hatırlatıyor.