Sizi biraz daha gereyim o zaman. Bu erken başarıya bir de GenZ’nin en çok şikayet edilen ‘planlamamak’, ‘birçok şeyle aynı anda uğraşmak’, ‘hızlı sıkılmak’, ‘yerinde duramamak’, ‘kuralları kabul etmemek’ gibi özelliklerini taşıyarak ve sahiplenerek ulaşmış. Onu dinlerken özgüvenine hayran kalıyorsunuz. Hedefi olan ama fazla plan yapmayan biri var karşınızda. Ona sorabileceğiniz birçok sorunun cevabı: “içimden öyle geldi”.
EMİRHAN NAM-I DİĞER ÇAKAL KARŞINIZDA.
Bugün GQ ile birlikte bir fotoğraf çekimi yaptınız. Ben fotoğraflardan bir iki tanesini gördüm, çok iddialıydı. Senin genel olarak modayla aran iyi görünüyor, öyle mi?
Öyle mi? Evet güzeldi. Giyinmeyi seviyorum.
Ama tek bir tarzda da kısıtlamıyorsun kendini, mesela seni bir klibinde smokin ile görebilirim gibi hissediyorum.
Evet kısıtlamıyorum. Rengini uyumlu bulduğum ve kesimini sevdiğim her şeyi kombinlerim. Kesinlikle görebilirsin, hiç belli olmaz. Eğer aklıma yatıyorsa ve biri beni giymeye ikna edebiliyorsa her şeyi giyerim :)
Bu normalde senin içinde bulunduğun rap janr’ında çok nadir karşılaşılan bir şey. Genel olarak ‘aman sınırları aşmayalım, bir şey demesinler’ hissiyatında standart tarzlar görüyoruz. Sen o bariyeri tamamen aştın. Giymem dediğin şeyler var mı mesela?
Giymeyeceğim şeyler var ama ta ki kameradan kendimi görene kadar! Görmeden aklımdan şunu giymem diyemiyorum sana ama giymeyeceğim, üstüme yakıştırmadığım şeyler oluyor. Bugün çekimde de mesela önyargılı yaklaştığım şeyler vardı ama sonra kamerada görünce fikrim değişti.
Sen Los Angeles’a mı gidiyorsun arada? Biraz orada hayat kurdun galiba di’mi? Neden Los Angeles’ı seçtin?
Prodüktörler öncelikle benim için en büyük etken. Los Angeles kariyerimi daha iyi ilerleteceğimi düşündüğüm bir yer. Aynı zamanda oranın kültürüne hakim olmak istedim biraz. Stüdyoların en gelişmişleri orada, kafalar açık, partiler geniş.
LA’de çok önemli isimlerle partilerde, etkinliklerde karşılaşabiliyorsun. Senin de var mı böyle deneyimlerin?
Karşılaşabiliyorum evet. Mesela bir gün bir doğum günü partisinden stüdyoya geçildi, stüdyoda Future ve Metroboomin ile karşılaştım. Tahmin etmiyordum karşılaşacağımı. İçeri bir girdim yan yana oturuyorlar. Benim için acayip bir duygu böyle dev isimlerle aynı ortamda olmak.
Ben de Los Angeles’ta kaldığımda; ‘aa burda her şey olur’ gibi düşünmüştüm. Çünkü mesela yemek yediğin yerde yan masana bir anda Kanye West ya da Wiz Khalifa oturabiliyor. Acayip bir fırsatlar cenneti gibi, kontakların sınırı yok. Senin orada kariyerin için gelecek vaad edecek nasıl bağlantıların oldu?
Şu an dünya çapında olan, çok başarılı bulduğum prodüktörlerden Metroboomin’ın tüm ekibini tanıyorum orada. Onlarla tanışmak bile büyük bir olaydı benim için. Ki insanlarla tanışmaya devam ettikçe kendi kişisel gelişimimi hızlandırıyormuş gibi hissetmek beni pozitif anlamda iyi etkiliyor. Daha iyi spor yapıyorum orada, oksijen daha iyi o yüzden fiziksel olarak da daha iyi etkiliyor.
Zaten ışığıyla da ünlüdür Los Angeles. Aynı fotoğrafı LA’de çektiğinde bambaşka göründüğüne dair bir efsane vardır. Bir de bu sürprizli hayatın yanında işlerin de hızlı yürüdüğü bir yer. Yani oradaki prodüktörler benim gördüğüm stüdyoya girip neredeyse 1-2 günde şarkıyı yapıp, 2-3 günde de teslim ediyorlar. Senin sistemin nasıl işliyor orada? Senin şarkı çıkartırken prosesin ne?
Benim değişmiyor, her yerde bir günde bitiririm ben şarkıyı. Şöyle başından anlatayım; benim mesela arabada giderken bir anda aklıma bir melodi geldiğinde önce bir dörtlük yazıp kaydettiğim oluyor notlarıma. Şarkıyı yapacağımız sırada beat dinlerken bütün notlarıma bakıyorum hangisi olabilir diye. Ondan sonra 2-3 tane verse seçiyorum önceden yazdıklarımın içinden ve devam ediyorum yazıp bitirmeye. Sonra hemen kayıt alıyorum. Kaydım zaten çok hızlı gerçekleşiyor. 1 olmadı, 2 olmadı, 3. kayıt garanti oluyor.
Daha sonra da zaten prodüktöre bırakıyorsun di’mi?
Bırakmıyorum aslında. Ben her verse yazdığımda bütün verse’lerimi topluyorum. Kafamdaki arenje’yi prodüktöre aktarıyorum. Diyorum ki ben böyle duymak istiyorum, ona yönlendirmelerde bulunuyorum. Miks-mastering aşamasında tamamen onlarda ama benim 40. revizelere kadar çıkmışlığım oluyor, sürekli git gel şeklinde.
Peki şarkıları böyle biriktirmeyi seviyor musun? Yoksa yapıp hemen yayınlamayı mı seviyorsun?
Hemen yayınlayayım istiyorum ama çok yükselirsem. Yani enerjim çok uyuşuyorsa, şarkıyı çok sevmişsem o an hemen çıkartalım kafasına giriyorum. Ama bu beklesin biraz falan diyorsam bekliyor. Öyle şu an beklesin diyerek kenarda duran 60-70 şarkım olmuştur belki. Valla şu an ölsem önümdeki 10 seneyi doldururum.
Devamı GQ Türkiye Yaz 2023 Sayısında