Spor öncüleri
Dergi Konuları

Değişime Öncülük Eden Spor İnsanları

Kimilerine göre “zeka”nın tanımı “insanın çevreye uyum yeteneği”. Spor da, adaptasyon yeteneğinin en çok sınandığı alanlardan; basketboldan voleybola, futboldan tenise…

Spor dalları sürekli bir değişim içinde. Kazanan genelde en iyi uyum sağlayan oluyor. İstisnalar hariç. O istisnalar değişime uyum sağlamaktan da öte, değişime öncü olanlar. Ortak noktaları, kalıpların dışına çıkıp “yeni”yi yaratmaları.

O örneklerin başında İspanyol teknik direktör Pep Guardiola geliyor. 3 Şampiyonlar Ligi, 5 Premier Lig, 3 La Liga ve 3 Bundesliga şampiyonluğu… Toplam 37 kupayla, futbol tarihinin Sir Alex Ferguson’dan sonra en fazla kupa kazanan antrenörü. Çalıştırdığı Manchester City’nin 143 yılda kazandığı kupanın neredeyse yarısını sadece sekiz yılda kazandı. Peki, ama nasıl? Gelin hikayeye İspanya’dan başlayalım. 

Pep Guardiola

Guardiola Barcelona’nın başına geldiğinde takım Ronaldinho, Deco ve Eto’o gibi büyük yıldızlara sahipti. İspanyol teknik direktör bu yıldızlardan bir çırpıda vazgeçti. Xavi ve Iniesta’nın gövdesini oluşturduğu takımı inşa etmeye girişti. En kritik oyuncu, zamanla dünyanın en iyi iki oyuncusundan birine dönüşecek Lionel Messi olacaktı. 

Messi’nin “sahte 9” pozisyonunda oynadığı Barcelona belki de son 50 yılın en görkemli takımıydı. 4-6-0, yani forvetsiz, aslında mevkisiz oyun oynayan 11 yetenekli oyuncuyla sahaya çıktı. “Fikir her şeyden daha önemli. Pas vermeli, pas vermeli ve daha çok pas vermeliyiz” dedi. Ona uyan Barça, kupadan kupaya koştu. 

En tepedeyken Barcelona’yı bıraktı. “Öğrenmeye ihtiyacım var” dedi. Ülke değiştirdi. Alman devi Bayern Münih’i üç yıl çalıştırdıktan sonra durağı bu kez Ada’ydı. Kolektif oyun planını İngiltere’ye taşıdı. Manchester City’yi bir makineye dönüştürdü. Oyuncularına “mutlu olalım” dedi. Hep oynamaya, topa sahip olmaya çalışan, top rakipteyken tek hedefi topu geri almak olan bir takım çıkardı ortaya. Evet, Manchester City’nin bütçesi yüksekti ama birçok oyuncu kariyerlerinin zirvesine burada çıktı.

İşte bu, Guardiola’nın dönüştürücü gücüydü. Hollandalı futbol efsanesi Cruyff’a göre “Guardiola futbolu daha iyi yapmak istiyor.” 

Onu, birlikte çalışanlar nasıl anlatıyor? Tutkulu, vizyoner, büyülü, ölçülü, dahi, harika koç, mükemmeliyetçi, obsesif… 

Novak Djokovi

Erkekler tenisine gelirsek… Bu dalın tarihinin en büyük üç oyuncusu aynı anda korttaydı. Federer, Nadal ve Djokoviç… Peki, tenis tarihinin en büyüğü, GOAT’u kim? Kimilerine göre tenisin en estetik halini sunan Roger Federer, kimilerine göre toprak kortun kralı Rafael Nadal. Rakamlara göre ise Sırp tenisçi Novak Djokoviç… 24 Grand Slam şampiyonluğuyla ulaşılması güç bir rekora imza atan Djokoviç… 37 yaşında ve hala çok formda. 20’li yaşlardaki rakiplerine kök söktürmeyi sürdürüyor.

Bugünden bakınca unutmuş olabiliriz. Ama Sırp raket için hep böyle değildi. Onu bu noktaya taşıyan 24 yaşında her şeye sıfırdan başlaması oldu. 2011 yılına kadar dünya tenis sahnesini Federer ve Nadal domine ediyordu. Sık sık sakatlanan, kortta sinirlerine hakim olamayan Djokoviç nefes almada sorunlar yaşayınca hayatını temelden değiştirmeye karar verdi. Sağlığına dikkat edecek, daha çok fitness yapacak ve en önemlisi, çok sıkı bir diyete geçecekti. Gluten alerjisi olduğu ortaya çıkınca, pizzalardan, tatlılardan vazgeçti. Bunların yerine bol bol sebze, pilav ve kuruyemiş tüketmeye başladı. Fizyoterapi, yüzde yüz hedefe odaklı sporcu yaşamı, meditasyon onun fiziksel ve psikolojik direncini artırmaya başladı. Kortta agresifliği azaldı. Oyundaki return’leri gibi eksiklerini en büyük silahına dönüştürdü. Artık fiziksel ve psikolojik olarak çok dayanıklıydı. Mental yapısı değişince, beden dili de değişti. Djokoviç, bu süreç sonunda iyi bir oyuncudan “durdurulmaz”a dönüştü. 

Phil Jackson

NBA’de “şampiyonluk” denince akla gelen ilk isimlerden biri Phil Jackson. “Yüzüklerin Efendisi” veya çok bilinen lakabıyla “Zen Ustası”… Gençliğinde bir hippi olan ve vasatın üzerinde bir basketbol oyuncusu olan Jackson, tarihin en büyük koçlarından biri oldu. Peki, en egolu, en problemli yıldızları nasıl ikna etti? Gittiği yetenekli ama paramparça ekipleri nasıl takım durdurulamaz makineler haline getirdi? Michael Jordan’dan Kobe Bryant’a, Shaq’dan Rodman’a en sorunlu yıldızlardan en yüksek verimi aldı.

Bunun iki temel nedeni vardı. İlki Jordan gibi, Kobe gibi çok yetenekli ama takım oyununa önem vermeyen yıldızları, tek başlarına şampiyon olamayacaklarına ikna etti. Bunun için onları birlikte şampiyon olacaklarına inandırdı. Onları “üçgen hücum” adı verilen pasa dayalı oyuna dahil etti. 

Değişime Öncülük Eden Spor İnsanları

Jackson etkisi sadece basketbolla sınırlı da değildi. Meditasyon, motivasyon uygulamalarını soyunma odasına taşıdı. Kızılderili felsefesini ısrarla oyuncularına anlattı. Ve ilginçtir, başka koçlarla bir türlü uzlaşamayan yıldızlar, onun takımlarında ego sorunlarını törpüledi. 

Sonuç mu? Jordan’lı Pippen’lı Bulls ile 6 şampiyonluk, Kobe-Shaq ortaklığıyla üst üste 3 şampiyonluk, Kobe Bryant liderliğindeki Gasol’lü Los Angeles Lakers’la 2 şampiyonluk…

“Üst seviyeden zirveye çıkmak en zorudur” derler. 2023 yılının başında Filenin Sultanları, kadın voleybolunun en önemli takımlarındandı. Rakipler millilerimize saygı duyuyor, Türkiye de onlarla gurur duyuyordu. Bir süredir her turnuvada en az çeyrek finali görsek de zirveye bir türlü ulaşamıyorduk. Şampiyonluklar için ihtiyaç o son dokunuştu. 

Bu andan sadece dokuz ay sonraya ışınlanalım. Filenin Sultanları Avrupa Şampiyonu… Spot ışıkları kupayı sonuna kadar kazanmış yıldızlarımızın üzerinde. Tam o anda kameralar İtalyan antrenör Santarelli’yi yakalıyor. Sanki yıllardır bizimleymiş gibi “erik dalı” oynuyor Santarelli. Bu sahne onun takıma kattıklarına dair çok şey anlatıyor. 

2000’lerin başından bu yana istikrarlı bir şekilde adım adım bugünlere geldi Filenin Sultanları.

Giovanni Guidetti

Son beş yılda İtalyan antrenör Giovanni Guidetti baştaydı. Takımı neredeyse baştan oluşturdu. Onu üst seviyeye çıkardı. Ama bir noktada milliler tıkandı. İlerleme sanki durdu. 

Guidetti ile Filenin Sultanları, Dünya Kupası’nda çeyrek finalde elenince değişikliğe gidildi. 2023 yılının başında Santarelli’nin gelişiyle takımın kimyası değişti. Antrenör - oyuncu ilişkisi gelişti. Kimya tuttu.

Takıma dünyanın en önemli oyuncularından Melissa Vargas eklendi. Vargas gelince Ebrar’ın yeri değişti. Takımın başarısını önceleyen Ebrar bunu sorun etmedi. Yeni yerinde de katkı vermeye devam etti. Libero Gizem Örge takıma eklenince her şey yerli yerine oturdu. 

Milliler bir yıl içinde önce Avrupa Şampiyonası’nı kazandı. Sonra Japonya’da düzenlenen Olimpiyat Elemeleri Grubu’nda birinci oldu. 2024 Paris Olimpiyatları’na aylar kala…

Santarelli’nin liderliğindeki millilerden en büyük beklentimiz madalya…

Bu içerik GQ Türkiye Bahar24 sayısında yayınlanmıştır.

İLGİLİ İÇERİKLER gq sports
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası