Hem Centilmen Hem Hedonist Nasıl Olunur?
Dergi Konuları

Hem Centilmen Hem Hedonist Nasıl Olunur?

16 Haziran, 2Pac’in doğumgünü, her yerde dünyadaki değişim rüzgarının şarkısı haline gelen Changes çalıyor. “We gotta start makin' changes” sözleri uzun zamandır aklımı kurcalıyor. Ve değişim kelimesi her zamankinden çok daha güçlü anlamlar ifade ediyor. Her şeyin yeniden şekillendiği, tanımlandığı, her anlamda limboda kaldığımızı hissettiğimiz şu günlerde eskiden gelen norm ve kurallar da değişiyor. Belki de en başta ‘erkek olmak’ değişiyor. Hep değişim halindeydi zaten ancak modern centilmenliğin artık bizlere sunulan geleneksel kitabın uygulanması ile mümkün olmadığı ortada. Centilmen olmak, varılacak destinasyondan çok bir yolculuk aslında.

Yeni centilmenliğin kodları:

GQ Türkiye’ye ilk yazımda sıradan bir karantina gününü tekila, lime suyu, kale, birkaç disko kaydı biraz da hedonizm ile nasıl unutulmaz bir ev partisine dönüştürdüğümü anlatmıştım. Artık yavaş yavaş sosyalleşebildiğimize göre, hadi gelin bu kez de gece hayatında centilmenliğin değişen yeni kurallarını birlikte tanımlayalım.

Yeni centilmen en az birkaç yemeği yapmayı çok iyi bilir, hatta öyle iyi bilir ki bu yemekler zamanla kendisiyle özdeşleşir. Ancak evde değil de dışarıda yemeğe karar verdiğinde de, bu dünyanın kurallarına göre oynamayı en iyi o bilir.

“İşletmeciyi tanıyorum, bana kafa masayı verin” tavrından uzak, bir mekâna gittiğinde gerektiğinde sırada beklemesi bilir, bekletilirken problem çıkarmak yerine, bara geçerek kendine güzel bir kokteyl ısmarlar ve date’ini o andan keyif alarak bekler. Date’i sonunda kapıdan girdiğinde, O aslında o mekânın çoktan bir parçası olmuş gibidir.

Konu yemeğe geldiğinde menüdeki en pahalı tabağı değil, en lezzetli ve en uyumlu seçimi bilir.  Yemek boyunca gerçek anlamda ‘mindful’dur. Yani anda ve farkındadır. Olduğu yerde, olduğu ortama ve kişilere odaklıdır. Gözleri ve ruhu etrafta dolaşmaz. Cep telefonuyla ilgilenmez. ‘After’a nereye gidiyoruz’ diye kovalamaz.

Gece boyu adeta bir ‘mood maker’dır. Yarattığı ortamlara uygun insanları bir araya getirmeyi, onları bir arada tutmayı bilir ve herkesi rahat hissettirir.

Çok iyi bir dinleyicidir. Herkesi sonuna kadar dinler, anlar ve anlatılanlara katılım gösterir. Ancak konu kendisine geldiğinde, kadınlarla yaşadığı özel anları kimseyle paylaşmaz.

Özellikle de yaptığı sporu ve özel beslenme programını  tüm gecenin ana sohbet konusu haline getirmez.

Masada tanımadığı insanlar varsa, amacı, yaratacağı ilk izlenimin hatırlanır olmasıdır,  kimseyi şok etmek istemez. Bir masaya sonradan dahil oluyorsa, kendini tanıtır ve masadaki sohbeti domine etmek yerine, eşlik eden olmayı seçer.

Kız arkadaşının BFF’leri ile dışarı çıkıyorsa sadece kız arkadaşına değil yanındaki tüm kadınlara ne içtiklerini sorar. Hesabı öderken kimsenin gözüne sokmaz, ödediğini kimse fark etmez.

Gece hayatında, her anında olduğu gibidir aslında, mükemmel olmaya değil, kendinin en iyi versiyonu olmaya çalışır. Hem kendinin hem de diğerlerinin her halini sever, farklılıkları kabullenir.

 

Bu yazı GQ Türkiye Yaz 2020 sayısında yayınlanmıştır.  

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası