''1930’ların sonunda, ‘Büyük Buhran’ zamanı, yaşadığı zorluklarla kendini yılgın ve gururu incinmiş hisseden ABD, hem halkına hem dünyaya aslında ne kadar güçlü ve yenilmez olduğunu hatırlatmanın çaresini hayali bir ‘Süpermen’ yaratmakta bulur.
İlk kez Haziran 1938’de ‘Action Comics #1’ çizgi romanının kapağında görünür Süpermen. İkinci Dünya Savaşı döneminde yenilgiyi hisseden, gücü sarsılan ABD, biraz halkına moral vermek biraz da kimin gerçek kahraman olduğunu dünya aleme gösterebilmek için kazananın hep belli olduğu bir oyun icat eder. Adına da ‘süper kahraman dünyası’ der.
Böylece gerçek hayatlarında yenilgiye uğrayan Amerikalılar, en azından hayal dünyalarında kazanmaya başlar. İlk süper kahramanlardan birinin adının ‘Captain America’ olması ve hikâyenin İkinci Dünya Savaşı yıllarında geçmesi tabii ki tesadüf değildir. Gerçeği inkâr edip, kendi gerçeğini yaratmanın insan tarihindeki en pahalı prodüksiyonudur bu aynı zamanda.''
Gaye Su Akyol
Süpermen Arabesk:
“Dünyanın tüm yükü omzumda. Dağ gibi duruyorum diye derdim yok sanıyorlar. Bilmiyorlar ki Süper’in yarası derin, hiçbir kriptonit akıtamaz gönlümdeki kabuk tutmuş sevdanın zehrini. ‘Bir yar sevdim o beni sevmedi’ gibi dünyalı dertleri de değil sözünü ettiğim. Sevginin ta kendisini hissetmiş olmayı aşamıyorum dostlar. Benden süper olmamı, dünyayı kurtarmamı istiyorsunuz. Gönlüm bir dünyalı gibi yanarken, varsın yansın gezegen neyleyim... Doğru muyum Müslüm gardaş, Müjde gardaş, Laz Ozan Akyol gardaş, doğru muyum?”
Spiderman Robot:
“Biz gelecekten gelen Spider-Man’leriz. Öncelikle kostümlerdeki kristalize kırmızı fikrini nasıl buldunuz, çok iyi değil mi yaa? Eat it, Peter Parker ergeni! Neyse... Bu haberi sizinle paylaşma görevi bize düütü: Gelecekte hepinizden iki tane olacak. Tek başınıza koca bir hayata yetişemeyeceğinizi milyon yıldır anlamışsınızdır zaten. Birkaç yıla, ikili yaşamlarınızın tadını çıkarabileceksiniz. Allah aşkına bu sefer doğru düzgün değerlendirin şu fırsatı.''
She India:
“Süper kahraman dünyasında koruyucu ve kurtarıcı olma misyonumuz kadar, günü yakalayan, güncel ve kendimize ait bir stilimiz olması da çok önemli. Peki ben neden kendi cümlemi dinlemedim ve 1985’te olmamamıza rağmen hâlâ bu saçla geziyorum? Kuaförümü değiştireceğim ve artık Seyyal Taner dışındaki arkadaşlarımdan da saç önerisi alacağım.”
Hikayeleştiren: Melikşah Altuntaş
Fotoğraflar: Aylin Güngör
Prodüksiyon: Aylin Güngör,
James Hakan Dedeoğlu, Sadi Güran, Gaye Su Akyol
Hikayelerin tamamı GQ Türkiye Yaz 2020 sayısında.