Sertab: Bu ‘mükemmel kusurlu’ meselesi benimle paylaşıldığından beri etrafıma bakıyorum; anlamaya çalışıyorum. Doğada karşılığı yok kusurun. Her şey mükemmel ve olması gerektiği gibi. O yüzden ‘kusur’a biraz şüpheyle yaklaşıyorum. “Kusur olarak kabul ettiğimiz özelliklerimiz acaba bizim yaralarımız mı?” diye sorarak başlayayım.
Gazapizm: ‘Kusur’ gibi gördüklerimiz, insanın karakterini yaratıyor, farklılaşmasını sağlıyor aslında. Öteki türlü zaten herkes tekdüze olurdu. Ne fiziksel ne de ruhsal açıdan kusur diye bir şey yok; olmamalı bence. Bu yüzden bu kadar farklı şiirler, farklı sözler ortaya çıkıyor. Çünkü duygularımız farklı. ‘Anormal’ diye kodladığımız duygularımız veya yara gibi gördüklerimiz olmayınca sanatın da doğamayacağını düşünüyorum. Zaten sanat, farklılıklarımızı dile getirdiğimiz ve “Hayır, böyle de olabilir.” dediğimiz noktaların toplamı aslında.
Sertab: Katılıyorum sana. Sevmediğimiz yönlerimize kusur gibi bakıyoruz ama bunlar bizi birbirimizden ayırıyor. O yüzden aslında ortada kusur yok, farklılaşmak var, farklılaşmak da güzel. Yani seni benden, ondan ayıran, o farklılık ve o özgünlük zaten.
Gazapizm: “Sen kusurlusun.”, “Sen şurada hatalısın.” derken de içimizdeki ‘survivor’ dürtüsü devreye giriyor aslında. Birbirimize baltalarla saldıramıyoruz ya artık, “Sen şişmansın.” ya da “Senin psikolojin bozuk.” diyoruz onun yerine. Bu da bir savaş; psikolojik bir savaş.
Balta kadar yaralayıcı. Ama ben yine de bu savaşın aslında olması gerektiğine inanıyorum. Evet, insanlar hayatta bir yarışa sokulmuş durumda, bu yüzden sürekli ve farkında olmadan pasif saldırı halindeyiz. Hayatta kalabilmek için ortaya çıkan bu saldırgan ruh, doğada da farklı biçimlerde var. Bu hissi dengelemeye çalışıyorum hep kendi içimde. Mesela birine “Sen şişmansın.” diyorsun. Hayır o şişman değil, o öyle. Beden olumlama da böyle bir şey aslında: “Sen şişman değilsin.” dediğinde iyi bir şey söylediğini sanıyorsun ama yine onun şişmanlığı gelmiyor mu akla? Bu da bir sorun.
‘YARA’NIN SEBEBİ SEN MİSİN?
Sertab: Yeni albümden bir şarkımın klibi yayınlandı geçenlerde. İzleyenlerin çoğu videonun altındaki yorumlarda ‘insanın farklılıkları bizi bölmesin’ teması için tebrik etti; bazı yorumlara ise inanamadım. Her farklılığı kusur gibi gören, herkese, her şeye düşman insanlar...
‘Bu Dünya’ şarkısının sözleri bu soruları kurcalarken çıktı ortaya mesela: “Ben birinin kızı, sen birinin oğlu, ben birinin düşmanı, sen birinin dostu...” ‘Ben’ dediğin anda bir ‘sen’ yaratıyorsun. Ego, “Bir ben var; bir de başkaları” diyor veya “benim gibi olanlar” diyor ve diğerlerini hemen dışlıyor. Aslında “sen, o, onlar” demeden farklılıklarımızın, çeşitliliğimiz kusurumuz olmadığı anlayışıyla baksak hayata bambaşka bir dünya yaratacağız ama insanlık galiba oralarda değil daha.
Yazının tamamı GQ Türkiye Yaz 2020 sayısında.