Star Wars
Dergi Konuları

Star Wars’un Çocuklara Geri Verilmesinin Zamanı Geldi!

May the force be with kids!

70’lerden günümüze sürekli genişleyen evreniyle Star Wars, şüphesiz sinemada modern mitolojinin en güçlü örneği. Her yaştan izleyiciyi ortak bir hayal dünyasında birleştiren bu fenomene çocukları ve onların benzersiz bakış açılarını dahil etmekse kesinlikle dahice bir hamle. Disney’de yayınlanacak Star Wars: Skeleton Crew isimli yeni Star Wars evreninde bu kez başrolde çocuklar var. Bu yeni karanlık evrende onlara sahip çıkmasını beklediğimiz kişi ise esrarengiz Jod Na Nawood karakterine hayat veren Jude Law. 

İletilen ilk Zoom linkinin yönlendirdiği sanal odamızda benimle birlikte dokuz farklı ülkeden gelen gazeteciyle gizlemekten çekinmediğimiz bir heyecan içinde Jude Law’ı bekliyoruz. Titizlikte yapılan yoklamanın ardından yeni bir Zoom odasına aktarılıyoruz ve nihayet karşımızda, tüm ihtişamıyla Jude Law beliriyor. 

Roundtable formatındaki bu tür Hollywood röportajlarının bana hep Eurovision’u hatırlatır; ilk soruyu Belçika soruyor. “12 points goes to Belgium” dememek için kendimi zor tutuyorum. Neyse ki Jude Law soruyu dinlediğini belli eden hafif bir baş hareketiyle -yedi sekiz milimlik bir kıpırdanış- tüm karizmasıyla dikkatimi üzerine çekiyor.

Bu sonsuz ve yıkım dolu galaktik evren, barındırdığı tüm tehlikelere rağmen eskiden beri beni hep bireyin iradesinin gücü üzerine düşündürmüştür. En küçük bir yaşam formunun, bir çocuğun ya da bir direnişçinin, galaksinin kaderini nasıl dönüştürebileceğini; devasa kötülüklerin ve büyük imparatorlukların hüküm sürdüğü bir arka planda, bireysel cesaretin ve inancın ne kadar etkili olabileceğini göstermiştir. Çünkü gücün iki kutupluluğu, yalnızca bir çatışmayı değil, insanın iradesinin sınırlarını da sorgular. Bu temalar aslında her birimizi kendi dünyamızda karşılaştığımız zorlukların boyutuna rağmen bireysel eylemlerimizin anlamı ve etkisi üzerine düşünmeye davet ediyor. Star Wars, bir bilimkurgu hikâyesinden öte, varoluşun küçük bir kıvılcımın büyük bir yangını başlatabileceği fikrini taşıyan zamansız bir anlatı. Bu kez, bu irade belli ki çocuklara teslim ediliyor. 

Jude Law, bu projenin kendi çocukluğuyla yeniden bağ kurmasını sağladığını söylüyor. Canlandırdığı Jod karakterinin de çocuksu bir yanı var; tamamen hayatta kalma içgüdüsüyle hareket eden ve hiçbir yere ait olmayan bir figür. İlk Star Wars filmini izlediğinde beş yaşında olduğunu öğrendiğimiz Jude Law için bu serinin onda belli ki çok özel bir yer var. “Bu filmin hayatım ve ailem üzerindeki etkisini hatırlıyorum. Kimse daha önce buna benzer bir şey görmemişti. Cesaret, vizyon ve bu inanılmaz hayal gücüne sahip evrenin sinemada hayat bulması beni çok etkilemişti. Çocukken bu durum, oyunlarımı ve oynadığım oyuncakları şekillendirdi. İlk filmi çok sevdim. Bence ilk film her şeyi barındırıyor. The Empire Strikes Back'i de hatırlıyorum; çünkü biraz daha büyümüştüm ve hikayenin nereye gideceğini bilmiyordum.”

Star Wars’un Çocuklara Geri Verilmesinin Zamanı Geldi!

Bu kadar içselleştirdiği ve önem verdiği bir seride oynamanın onda herhangi bir baskı yaratıp yaratmadığını merak ediyorum. Bu proje özelinde böyle bir baskı hissetmese de aslında baskının hep var olduğundan, çünkü herhangi bir işte ya da filmde kişinin kendini ortaya koymasının ne kadar savunmasız bir durum olduğunu insanların hafife aldığından yakınıyor. “Bu projede çok iyi bir ekiple çalıştığımı hissettim. Harika bir konseptin ve inanılmaz bir evrenin parçası oldum. Karakteri de sevdim, bu yüzden baskı yerine işi en yüksek seviyede yapmaya odaklandım” diye ekliyor. Jude Law gibi bir aktörün kariyerinin sağladığı konforlardan biri de eleştirilere fazla kulak asmamak galiba. “Genelde eleştirileri okumam. Bazen göz ucuyla bazı kısımlarına bakarım, ancak okuduğum bir eleştirinin işimi nasıl yaptığımı değiştirdiği bir durum hiç olmadı.” 

Jude Law için Star Wars’u bu kadar güçlü bir fenomen haline getiren ana unsur işlediği iyilik ve kötülük teması: “Bu seriyi bu kadar özel kılan şey iyilik ve kötülük arasındaki mücadele ve bu yolculukta doğru seçimler yapma teması. Ayrıca, evrenin farklı perspektiflere yer verebilmesi de önemli. Prensler, şövalyeler, kaçakçılar, lordlar ve halk kahramanlarının hikayelerini gördük. Tür açısından bir Western ya da korsan hikayesi gibi farklı unsurları içinde barındırabiliyor. Estetik olarak da dikkat çekici; hem tanıdık hem de ilerici bir tasarım. Çocuklukta keşfedip onunla büyüdüğümüz bir evren olduğu için de bize hep kendini yakın hissettiriyor."

Hepimizin merak ettiği bir diğer konu, seride kullanılan özel efektler ve yapay zekanın bu tür prodüksiyonlara katkısı. Bazı oyuncular için bu sahnelerin çekimi, tiyatro sahnesinden dizi setine geçmek gibi bir deneyim olabilir, özellikle old school metotlara alışkın olanlar için. Ancak Jude Law kesinlikle bu kategoride değil. Aksine, teknolojinin oyunculuk kariyerini nasıl şekillendirebileceğinin tamamen farkında ve bu konuda kendisini koruyacak yasal önlemleri çoktan almış. “Efektler açısından mümkün olan her şeyin çekim sırasında yapılmasına özen gösterildi. Yapay zekaya gelince, ne olduğu ya da olmadığı konusunda tam bir farkındalık geliştirmeden korkmanın anlamsız olduğunu düşünüyorum. Ama yasal olarak kendimi koruma altına aldım. Yine de AI'nın bir araç olduğunu kabul edip ona bu şekilde yaklaşmamız gerektiğine inanıyorum.”

Star Wars’un Çocuklara Geri Verilmesinin Zamanı Geldi!

Jude Law’ın bize ayırdığı süre sona ererken diğer gazetecilerle birlikte serinin ‘asıl’ starlarının odasına geçiş yapıyoruz. Kyriana Kratter, Ryan Kiera Armstrong, Ravi Cabot-Conyer ve Robert Timothy Smith’in hikayenin merkezinde yer alması galaktik evrenin yepyeni bir yüzünü bize tanıtıyor. Star Wars evrenine çocukların gözünden bakmak, kült bir hikayeyi yeniden şekillendirmenin aslında en taze yollarından biri. 

Kyriana Kratter’ın karakteri, güçlü bir liderlik vasfıyla grubun yönünü belirlerken, Ryan Kiera Armstrong’un canlandırdığı rol, ailesine duyduğu derin bağ ve cesaretiyle dikkat çekiyor. Ravi Cabot-Conyer, karakterinin komik ve hayalperest doğasıyla hikâyeye neşe ve umut katarken, Robert Timothy Smith’in canlandırdığı karakter, içsel çatışmaları ve büyüme yolculuğuyla seyircinin empati kurabileceği duygusal bir derinlikte. Çocukların kendilerine has bakış açıları, Star Wars’un devasa evreninde adeta bir dürbün görevi üstleniyor; büyük, korkutucu ve karmaşık olanı daha sade ve saf bir perspektiften görmemize olanak tanıyor.

Jude Law’la birlikte çalışmak, genç oyuncular için hem ilham verici hem de unutulmaz bir deneyim olmuş. Oyuncular, Law’un yeteneği ve profesyonelliğinden övgüyle bahsediyor. Law’un sahne dışındaki performansına hayran kaldıklarını röportaj boyunca sıklıkla belirtiyorlar; “Kendi sahnesi olmasa bile her zaman elinden gelenin en iyisini yapıyordu ve gerçekten bize çok yardımcı oldu.” Ryan Kiera Armstrong’un “Odaya girdiğinde orada olduğunu hissediyorsunuz; harika bir aurası var” sözlerine hak vermemek elde değil, zira birkaç saat önce birebir aynısını tecrübe ettiğimiz için bütün gazeteciler, suratımızda bir süredir asılı kalan bir gülümseme eşliğinde kendilerini onaylayarak kafalarımızı sallıyoruz. 

İLGİLİ İÇERİKLER Star Wars
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası