Messi’nin Barcelona’dan ayrılışı elbette şaşkınlık sebebidir fakat asıl geçen yaz yaşananlar hepimizde şok etkisi yaşatmıştı. Messi Barcelona’yla gemileri yakmış, ayrılmayı kafasına koymuştu. Son dakikada karar açıklanmış ve Messi kontratının sona ereceği 30 Haziran 2021 tarihine kadar Barcelona’da kalmayı kabul etmişti. Gelinen noktada, ne Messi Barcelona’dan ayrılmak istiyordu ne de Barcelona ondan kopmak istiyordu. Aradan geçen bir yılda Messi kulübe olan aidiyet duygusunu ilk günkü gibi tazelemişti fakat kulübün girdiği dar boğaz ve La Liga’nın finansal kuralları Leo’nun yeni bir maceraya atılmasına sebep oldu.
Çocuk yaşta La Masia’ya ilk adımını attıktan sonra Messi ve Barcelona’nın kaderi birlikteydi. Tarih 16 Ekim 2004’ü gösterdiğinde Frank Rijkaard, efsanevi oyuncunun kariyerinin açılışını yaptı. Henüz 17 yaşındayken ilk resmi maçını Espanyol’a karşı Barcelona adına sahaya çıktı. Aynı sezonun 1 Mayıs’ında Albacete ağlarına kariyerinin ilk golünü atmayı başardı. Barcelona’yla -dile kolay-toplam 778 maça çıktı ve 672 gol, 305 asistle katkı sağladı. İmkansız denilecek birçok rekoru Barcelona formasıyla birer birer kırdı. Tabii burada 2008 yılından sonra Cristiano Ronaldo’yla girdiği rekabetin katkısını görmezden gelemeyiz. Onlar aralarındaki rekabetten beslenen iki süper stardı.
Yıllarca Ronaldo-Messi rekabetini konuştuk. Bu süre zarfında Lionel Messi 4, Cristiano Ronaldo 5 kez Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazandı. Dünyanın en iyi futbolcusuna verilen Ballon d’Or ödülünü ise 6 kez Messi, 5 kez de Ronaldo evine götürdü. Tüm dünyanın gözleri onların üzerindeydi ve bu baskıyı sahaya bir o kadar keyifli yansıttılar. Kimilerine göre Ronaldo, kimilerine göre Messi daha iyiydi fakat herkesin hemfikir olduğu bir konu vardı ki; Messi bu dünyadan biri değildi.
Ronaldo’nun Real Madrid’den ayrılışının ardından Messi’nin de eski tadı kalmadı. Barcelona kulübünün yaşadığı skandallardan Messi de etkileniyordu. Büyük düşüş yaşamıyordu fakat yine de eski günlerindeki istatistiklere ve kupalara ulaşamıyordu. Şu anda 34 yaşında olmasına rağmen dünyanın neresine giderseniz gidin, en iyi futbolcunun kim olduğunu sorarsanız ezici çoğunlukla Lionel Messi cevabını almanız kuvvetle muhtemel. Yeteneğinden bir an olsun bir şey kaybetmedi ve hala onunla ve ona karşı oynamak günümüz genç futbolcularının hayali.
Gelelim La Liga’nın bu ayrılığa su taşıyacak adımlarına. La Liga’nın kulüplerin finansal işlemlerini düzene koymak için getirdiği kurallardan sonra Barcelona’nın Messi’nin maaşını taşıyacak gücü kalmadı. Hatta Messi o derece kalmak istiyordu ki, maaşının yarısını feda etmekten çekinmedi bile. Olmadı. Bütçe kurtarmadı. Onca yaşanana rağmen Messi de, başkan Joan Laporta da onun gitmesini istemediğini söyledi. İkisi de birbirini onayladı. Böylece Barcelona taraftarlarının kabahat bulacağı taraf kuşkusuz La Liga yönetimi oldu.
Sahadaki insanüstü yeteneğinin yanı sıra Leo Messi’nin içine kapanık tavrı yıllarca beraberinde bir sürü komplo teorisini birlikte getirdi. Onu saha içinde ve dışında jest ve mimikleriyle görmedik. O hep donuktu, hep topa ve önündeki kaleye odaklıydı. Fakat geçtiğimiz günlerde öyle bir basın toplantısı izledik ki, duygulanmayanınız yoktur. Messi’nin içinde kopan fırtınalar gözlerinden yaş olarak aktı ve o an toplantıda bulunan ailesi ve takım arkadaşlarının alkışlarıyla uzun süre izleyenleri duygulandırdı.
Barcelona taraftarları da bu neredeyse 20 yıllık birlikteliğin ardından gelen hızlı ayrılığın şokunu yaşıyordu. Eminim hücum hattında Antoine Griezmann’ın yanına yapılan Sergio Agüero ve Memphis Depay takviyeleri taraftarların yüreğini bir nebze olsun soğutmamıştır. Üstelik Agüero transferinden sonra “Agüero ve Messi, eski dostlar tekrar buluştu!” haberlerinin ardından yaşanan duyguları tahmin etmek zor olmamalı. Onlar bu hafta gelmiş geçmiş en iyi oyuncularını kaybettiler ve önümüzdeki sezonlarda kendilerine karşı oynaması muhtemel olan kahramanlarının yasını tutuyorlar.
Barcelona’nın en büyük reklam yüzü Messi’nin ayrılığının ardından kulüpte işler nasıl yürüyecek merak konusu. Sıranın Sergio Busquets ve Gerard Pique gibi diğer efsanelere gelmesi muhtemel. Bir yandan da parlamaya devam eden Ansu Fati’nin Leo Messi’nin uzun vadede yerini doldurması bekleniyor. Agüero, Griezmann ve Depay üçlüsünün başarılı olma ihtimalini hepimiz yüksek görüyor olabiliriz fakat yine de Messi’siz sahada olan Barcelona’ya ne biz, ne de onlar alışkın.
Leo Messi Paris Saint-Germain’e imza attı. Alacağı ücret eski maaşına yakın seviyede. Bu yaz tarihinin en iyi kadrosunu kuran PSG için de gelecek çok parlak gözüküyor. Donnarumma, Hakimi, Sergio Ramos, Marquinhos, Wijnaldum, Verratti, Neymar, Mbappe ve Lionel Messi… Kadronun korkutuculuğuna bakar mısınız? Eğer Messi biraz olsun odağını sahaya verebilirse önümüzdeki yıl hem Fransa Ligue 1’in, hem de Şampiyonlar Ligi’nin mutlak favorisi konumundalar.
Geçtiğimiz günlerde 2022 Model Paris Saint-Germain yazısını yazmıştım. Belli ki biraz erken davranmışım. Çünkü kendi ligimizin tabiriyle “pastanın çileği” sonradan takıma katıldı. Messi’nin kariyerini sona erdirmeden bir kez daha Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırmak istediğini biliyoruz. Bunu sürekli dile getirmekten kaçınmıyor. O artık, son hayalini gerçekleştirmeye en yakın takım için sahada ter dökecek ama biliyoruz ki kalbi hala Barcelona için atmaya devam edecek. Kuraları çekenler de futbolcuları eski takım arkadaşlarıyla buluşturmayı pek seviyor malumunuz. Bakarsınız Barcelona-PSG eşleşmesi izleriz bu sene, belli mi olur?
Sözün özü, bu ayrılık ne Messi için ne de Barcelona için dünyanın sonu. Messi’siz Barcelona ve Barcelona’sız Messi’nin her zaman bir yanı eksik, bir köşesi buruk kalacak ancak iki taraf da birbiri için en iyisini dileyerek yollarına devam edecek. Biz futbolsever ve sporseverlere düşen, Messi’ye ve Barcelona kulübüne bugüne kadar izlettikleri için teşekkür etmek.