Dokuz yaşında geçirdiği trafik kazası nedeniyle yaklaşık iki sene hastanede tedavi gören Hamide Kurt, süreç sonunda yürüme kabiliyetini kaybetmişti. Tekerlekli sandalyeyle sürdürdüğü hayatında spor önemli bir dönüşüm yaşattı ona.
“Benim işim, mesleğim oldu” dediği spora ilk olarak tekerlekli sandalye basketbolunda başlayan Kurt, bu alanda istediği performansı gösteremeyince, paralimpik atlet olarak spor kariyerine devam etti.
Şöyle anlatıyor dönemi: “Kendimi sporla özgür hissediyorum. Kendimi sporda buluyorum. Bu yolda benim en büyük destekçim annem. Spora başlama sebebim de o oldu. Bir gün Bağcılar Belediyesi’ne gitmişti, atletizm branşı olduğunu öğrendi, ben de atletizme başladım. Ve atletizmi sevdim.”
Hamide Kurt, bu sporun başarılı isimlerinden. Girdiği müsabakalarda dikkat çeken performanslar sergiliyor. “2008 yılında atletizme başladım. İlk kez milli takıma seçildiğimi öğrendiğimde ‘Atletizmde iyi yerlere geleceksin’ demiştim kendime. Çalışa çalışa daha çok tutundum bu spora. Bir şeyler yapmaya başladım. Başardım. İnsanların beni gururla tebrik etmeleri beni çok mutlu etti” cümleleri onun dönüşümünün kısa özeti.
2016’da Rio’daki Paralimpik Oyunları’na katılıp Türkiye’yi temsil etmişti. Şimdi sırada Tokyo var. Tokyo 2020 kotasını aldığı sırada pandemi başladı ve herkes gibi o da eve kapandı. “Ömer Cantay hocamızın verdiği programları eksiksiz yapmaya çalıştık” diyor ve ekliyor, “Hiç durmadan çalışmam gerekiyordu çünkü Tokyo 2020 kotasını almıştım.”
Peki sporcuların zirvesi olan Olimpiyatlar için hedefi ne? Yine yükseklerde gözü: “2016’da Rio’da Türkiye’yi en iyi şekilde temsil ettim, 100 metrede 4’üncü oldum. Tokyo 2020’de kendimi kürsüde görmeyi hedefliyorum. Bunu kafama koydum ve başaracağım. Bayrağımızı dalgalandıracağım.”