Basketboldan atletizme nasıl geçtin?
9 yaşında, 5. sınıfa giderken trafik kazası geçirdim, iki yıl hastanede kaldım. Ailem benimle ilgilendi. İki yıl sonra artık sokağa çıkmaya başladım. O zaman Bağcılar Belediyesi'nde tiyatro ve basketbol bölümü vardı. İkisine de gittim, benim gibi insanlarla tanıştım.
Sandalyeye oturunca garip hissediyordum. Belediye’de basketbol bölümü açılınca annem gidip konuştu ve bu spora başladım. İki yıl boyunca basketbol oynadım. Daha sonra atletizm de açıldı. İlk defa 17 yaşında İstanbul Maratonu’nu koştum. Benim spor hayatımda güzel bir tecrübeydi ve ondan sonra başlamış oldum.
Her sporcunun kariyerinde olduğu gibi senin de düşüş yaşadığın dönemler muhakkak oluyordur. Düştükten sonra kalkmayı nasıl başarıyorsun?
Bir sonraki hedefimi kafamda belirleyip, pes etmemem gerektiğini kendime hatırlatıyorum. Bir dahakinde daha iyi şeyler elde edeceğimi düşünerek devam ettim. Pes etmedim, bir sonraki olacak dedim. Yılmadım.
Tokyo’daki seyircisiz oyunlara kendini nasıl odakladın?
Tribünlere odaklanmaktansa kendimi kulvardaki rakiplerime odaklıyorum. Dışarıya çok kulak vermemeye çalışıyorum.
Kişisel olarak “engelli” tabirine karşıyım. Bunun başka bir kategori olarak anılması konusunda senin bakış açın nedir?
Şu an en iyi halindeyiz. Eskiden “özürlü”, “sakat” denirdi. Ama bu konuda ne diyebilirim bilmiyorum. Şu an daha yumuşatılmış bir durumdayız, ama daha iyisi olabilir.
Sen on senede, sokaktaki insanın paralimpik atletlere karşı olan bakış açısında daha olumlu bir yönelme görüyor musun?
İlk başlarda beni sadece engelli olarak görüyorlardı. Zaman geçtikçe ve ben daha çok başarı elde ettikçe bakış açısı ve tavırların değiştiğini daha çok gördüm.
Başarılarımı söyledikçe daha iyileştiğini düşünüyorum. Artık bunu meslek olarak edindiğim için, biri bana ne yaptığımı sorduğunda ve milli sporcu olduğumu söylediğimde bu bile yardımcı oluyor. Elde ettiğim başarıların altını çiziyor.
Neyin hayalini kuruyorsun?
Olimpiyatlarda bayrağımı dalgalandırmak istiyorum. Bana kişisel bir katkısı olacak, belki dedaha iyi bir hayat süreceğim.
Bu kadar başarılı bir kadın sporcu olarak, senden sonra gelecek kadın sporculara vermek isteyeceğin tavsiyeler ne olabilir?
Benim durumumda olan yani tekerlekli sandalyede oturanlar bir şeylerden tutup denemeliler. Bu konuda aileye güvenmeliler, en büyük sorumluluk aileye düşüyor. Benim buralara kadar gelebilmemin sebebi annem. Bana bırakmamamı, çalışmaya devam etmemi söyleyen oydu. Ve ben madalya aldığımda annemin gözünde gördüğüm şey buraya kadar gelmeme yardımcı oldu aslında.
Tokyo bir sene gecikmeli yapıldı. 2024’teki oyunlar için şimdiden bir hedefin var mı?
Orada madalyayı hedefliyorum. Arada daha bir sürü yarış var. Sırayla gitmeyi tercih ediyorum, daha yakında olan yarışlara odaklanıyorum. Böyle bir felsefem var aslında, çok ileriyi düşünmüyorum çünkü hayatın neler getireceğini bilmiyoruz.
Branşın fiziksel anlamda çok büyük bir kuvvet gerektiriyor günlük hayatında nelere dikkat ediyorsun?
Çok dikkat ediyoruz. Her gün almamız gereken proteinler var ki bir sonraki günü çıkarabilelim. Günde çift idman yapıyoruz, ağırlık altına giriyoruz. Sporcuların normal aldığı ilaçlardan da alıyoruz. Protein, takviye gibi ilaçlar alabiliyoruz, illa ki almamız gerekiyor.
Serinin bir başka bölümünde HARVARD'LI MİLLİ YÜZÜCÜ ÜMİTCAN GÜREŞ'in hedeflerini konuşuyoruz.