"Erkek Adamın" İklim Krizine Katkısı
Güncel

"Erkek Adamın" İklim Krizine Katkısı

Son yıllarda sıkça duyduğumuz toksik maskülinite kavramı şimdilerde iklim krizi ile beraber de anılıyor. Nitekim uzmanlara göre tek tip erkeklik kavramı tüketim alışkanlıklarıyla birlikte küresel ısınma sebepleri arasında sayılabiliyor.

Toksik maskülinite veya toksik erkeklik, en basit tanımıyla erkekliğin toplumdaki genel kabul görmüş ilkelerini irdeleyen bir kavram. En bilinen örnekleriyse: “Erkek adam ağlamaz”, “erkek evin direğidir”, “erkek dediğin pembe giymez” gibi şablonlarda takılı kalmak.  Kadınların maruz kaldığı basmakalıp normlara erkekler de farklı şekillerde maruz kalıyor ama aslında ana fikir aynı: cinsiyetleri ve rollerini belirli kalıplara sokmak.

İngilizcede 1990’larda sözlüklerde yer edinen kavram, dünyada ve Türkiye’de bazı platformlarda sesini duyurabilse de kimi coğraflayalarda ne yazık ki istenen ilgiyi üzerine toplamış değil. Toksik maskülinite kavramının Türkçe'de de tam karşılığı yok. Toplumun cinsiyetçi yönünün bir ürünü olan durumla günlük yaşantımızda farklı seviyelerinde karşılaşıyoruz, belki de fark etmeden bir parçası oluyoruz.

Konunun iklim krizi ayağına gelirsek; erkeklere kıyasla kadınlar yere daha az çöp atıyor, daha fazla geri dönüşüm kullanıyor ve daha küçük bir karbon ayak izi bırakıyor. Hatta bazı araştırmacılara göre kadınların kişilik özellikleri yeşile duyarlılıkta önemli bir yere sahip. Erkeklerin çevreye kadınlara nazaran yeterli kadar duyarlı olmamasının temel nedeni ise çok basit: çevre dostu hareketlerin feminen olarak algılanabileceği korkusu. 

Nitekim erkeklerin bu korkusu maalesef toplumda karşılık buluyor. 2016’da Utah Eyalet Üniversitesi'nden Dr. Aaron Brough'un yaptığı araştırma, çevre dostu olma ve feminenlik algısı arasında bir bağlantı bulmaya çalıştı. 2000'den fazla Amerikalı ve Çinli katılımcı tarafından toplamda 7 deney gerçekleştirildi. Hem erkekler hem de kadınlar, alışveriş yapanın cinsiyeti ne olursa olsun plastik poşet yerine sürdürülebilir bez alternatifinin kullanılmasının daha kadınsı olduğu konusunda hemfikir. Aynı araştırmadaki başka bir deney ise katılımcıların çevre için iyi bir şey yaptıktan sonra kendilerini daha kadınsı hissettiklerini ortaya koydu. Yine aynı grup, aynı otomobilin iki reklamını test etmek için Çin'de BMW ile birlikte çalıştı. Reklamlar arasındaki tek fark, bir reklamda çevre dostu kelimesinin yerine Çince koruma kelimesinin kullanılmasıydı. Ortaya çıkan sonuç ise erkeklerin koruma seçeneğini, aynı araba olmasına rağmen çevre dostu seçeneğine göre daha olumlu değerlendirmesiydi. 

Sonuç olarak hem kadınların hem de erkeklerin çevre dostu ürünleri ve davranışları, kadın ya da erkek fark etmeksizin olaya daha kadınsı bakıldığını gözler önüne seriyor. Bu da iklim krizinin bir ayağının cinsiyetlere dayandığını gösteriyor. Forbes ile röportaj yapan Dr. Brough ise durumu şöyle özetliyor: “Cinsiyet uyuşmazlığıyla alakalı sağlıksız yargılarımızın üstesinden gelmemiz gerekiyor. Kendi kimliğimize güvenmeli ve diğer insanların ne düşündüğünü umursamadan sürdürülebilir bir yaşam tarzı yaşamaya karar vermeliyiz.” 

Brough'un çalışması toksik erkekliği ortaya çıkarmanın yanı sıra, kadınlığın bir zayıflık olarak görüldüğünü de doğruluyor. Araştırma sonuçları erkeklerin kadınsı görünmemek için bolca uğraş verdiği, çevre dostu olmayan seçimlerini dahi bu motivasyonla yaptığını söylüyor. Hâlbuki mevzunun ciddiyeti nerelere ulaştı. 

 

GEZEGEN B YOK: İKLİM KRİZİNİN AŞISI

İKLİM

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası