“İş hayatında başarının sırrı nedir?” sorusunu belki bugüne kadar birçok kez Google’ladınız ya da karşınıza çıkanlar hep aklınızın bir köşesinde kaldı. Bu soruya hemen hemen hiçbirimiz yabancı değiliz çünkü içinde bulunduğumuz çağda onlarca, yüzlerce hatta binlerce birbirinin neredeyse aynısı cevapla karşılaştık. Madde madde ilk akla gelenleri sayacak olursak:
Saat 05.00’te uyanın.
Spor yapın.
Duş alın.
Meditasyon da yapın.
Haberleri de takip edin.
Günün planını çıkarın.
Bu arada e-postalarınıza cevap verin.
Kahvaltınızı yapın.
Saat 08.00 olmadan tüm bunları tamamlayın. Hem de her gün.
Bu maddelerin tamamını ya da birçoğunu uygulayanlar ve sonucunda gerçekten verim alanlar var ancak sormak istediğim, acaba bunun benzeri bir rutin, herkes için aynı akışta mı ilerlemeli? Acaba sabahlara fazla mı yükleniyoruz?
İlk olarak bilmemiz gereken, her bireyin farklı “verimli saatleri” olduğu. Kimisi için bu sabah 6’yken kimisi için akşam 6 olabilir. Kısacası herkesin rutini farklı zamanlar için uygulanmalı. Motivasyon konuşmacısı Brian Tracy bunu şöyle açıklıyor: “Sizin verimli saatiniz biyolojik saatinizle ilgilidir, zihninizin ve bedeninizin en üretken ve uyarılmış olduğu saattir.” Buraya kadar iyi hoş, peki ama kendi sihirli saatlerimizi nasıl anlayacağız?
Bu noktada devreye ultradian ritim kavramı giriyor. Gün içerisinde birden fazla kez döngü halinde süren ve bir çeşit biyolojik ritim olan ultradian ritmin birkaç örneği kalp atış hızımızdaki artış, solunum sayımız, mide aktivitemiz vb. 24 saatlik dilimde sürekli bir değişim söz konusu. Sıradan bir günde bizi ve çalışma biçimimizi etkileyen de işte bu ritmin ta kendisi, onun inişleri ve çıkışları. Ortalama 90-120 dakika süren bu ritim aslında neden bir işe başladıktan yaklaşık iki saat sonra elinizin telefona gittiği ve kendinizi Instagram’da bulduğunuzu da açıklıyor.
Yazar Yulia Yaganova, kendi sihirli saatlerinizi bulmanız için üç haftalık bir deney öneriyor. Farklı rutinler benimseyerek kendinizi gözlemleyin, hangi saatlerde daha motive, enerjik ve istekli olduğunuza bakın. Bir haftaki sabah rutininiz, diğer hafta akşama dönüşsün. Sporla meditasyonun yerini değiştirin, rutine ekleme ve çıkarmalar yapın. Kendi oyun alanınızı siz belirleyin ve sonucunda bir "verimlilik haritası" çıkarmaya çabalayın. En ideal uyku sürenizi, kalkış saatinizi, spor yapma zamanınızı ve diğerlerini bulun.
Uzun lafın kısası, sizin vücudunuz sabah 05.00’te kalkmak için tasarlanmamış olabilir ancak bunu bir bahane olarak kullanmak da vücudunuza haksızlık. Kendi en verimli saatinizi bulun ve rutininizi onun üzerine kurun çünkü o saat fark edilmeyi bekliyor.