Hayat Rehberi

Tembellik Diye Bir Şey Olmadığının Kanıtları

Araştırmalar özetle diyor ki, eğer erteliyorsak iyi bir sebebi var.

18-10/24/gettyimages-3424152-1540385748.jpg

Erika Price bir sosyal psikolog, 2012’den bu yana psikoloji profesörü ve o, tembelliğin varlığını reddediyor. Durumların ve bu durumlardaki değişikliklerin insan davranışı üzerindeki etkisi onun uzmanlık alanı. Çalışmaları Price’a gösteriyor ki insanların davranışlarını tahmin etmede, içinde bulundukları durumlara göre yorum yapmak, o insanların karakterlerine göre yorum yapmaktan çok daha etkili sonuçlar veriyor. Yani herkesten her şey beklenir.

Kendi öğrencilerinden yola çıkarak da tembellik dediğim durumu analiz etmeye başlamış. Teslim tarihini geçiren öğrencilerini asla suçlamayan bir öğretmen olarak, öğrencilerinin neden ödevleri ve projeleri yetiştiremedikleri üstüne kafa yoruyor. Price’ın bu konudaki ilk sözü kulağa küpe olur nitelikte: Kişilerin olumsuz davranışlara yargılamak yerine merakla yaklaşmak, çözüme ulaşmakta her zaman daha yardımcı olur.

Aslında bu cümlenin altında bir başka cümle gizli, o da “her şeyden önce insanları anlamaya çalışmamız gerektiği”. Birinin, bir şeyi, neden yaptığın anlayabiliyorsak, çözüm çok daha hızlı geliyor. Erika Price dümeni yeniden tembellik konusuna, oradan da daha özele inerek “erteleme” hususuna çeviriyor.

Bugüne kadar psikologların ertelemeyi, bir tür fonksiyonel sorun olarak ele almaya çalıştıklarını, tembelliğin sonuçlarından biri olarak kabul etmediklerini söyleyen Price’a göre esasen erteleme, söz konusu işin, kişide uyandırdığı anlam ve kişinin verdiği önemle ilgili.

Bizi bir işi ertelemeye iten engeller söz konusu. Örneğin kaygı bunlardan biri, nereden başlayacağını bilmemek ise bir diğeri. Bu gibi durumlarda durmak, bir yürüyüşe çıkmak ve sıfırlanıp yeniden başlamak en iyisi. Eğer birisi yatağından çıkamıyorsa, bir şeyler onu bıktırmıştır. Eğer bir öğrenci projesini tarihinde yetiştiremiyorsa, arkasında onu geri çeken bir sebep vardır. Kimse bilinçli olarak başarısızlığı seçmez. Dolayısıyla bazı eylemlerimizi (daha doğrusu eylemsizliklerimizi) doğrudan tembellik olarak nitelemek yerine, artlarındaki detaylara eğilmeliyiz.

Şunu da unutmamak gerek, Erika’nın tembel öğrencilerini karşısına alıp nedenlerini sorması ve bu sayede çözüme ulaşması, bu devirde bir lüks olarak algılanabilir. O yüzden iş başa düşüyor. Bir işi erteliyorsanız kendinizi durdurun ve “Ben tembelim” cümlesinden çok daha iyi bir yanıtınızın olduğunu düşünerek kendi kendinize nedenlerini sorun. Denemekten zarar gelmez, belki de o işi gerçekten ertelemeniz gerekiyordur.

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası