Peki ya bilim, hayat arkadaşınızı nasıl bulacağınız konusunda kesin bir cevaba sahip olsaydı? On yıllar boyunca veri toplayan ve insanların potansiyel eşlerini farklı görüş ve özelliklere göre nasıl seçtiklerini belirleyen yeni bir çalışma tam da bunu yapmış olabilir.
Eastwick, Finkel ve Joe tarafından yapılan ve Psychological Review dergisinde yayınlanan Eş Değerlendirme Teorisi ya da Eş Evrimi Teorisi, herhangi bir kişinin başka bir kişiyle bir ilişki şansı olup olmadığını görmek adına onu değerlendirdiği dört temel yolu ortaya koymuş.
Peki herkes aynı noktaları takip ediyorsa, neden bazı insanlar şanslı oluyor ve hayatlarının aşkını bulurken diğerleri bulamıyor? Çünkü Psikolog ve İlişki Uzmanı Jeremy Nicholson'ın açıkladığı gibi, ne yazık ki bir karar verirken yalnızca bir bakış açısını dikkate almak yaygın.
Bu nedenle bir süre sonra birçok ilişki dağıılıyor. Bir çift için gerekli olduğunu düşündüğümüz şey bşaka bir çift için gerçekten gerekli olmayabilir. Uyumluluk yoksunluğpu ise dikkat edilmesi gereken en önemli nokta.
Bir hayat arkadaşı nasıl bulunur?
Nicholson'ın açıklamasına göre, insanlar potansiyel bir kız ya da erkek arkadaşı çalışmada bahsedilen dört değişken temelinde değerlendirmeli. Doğru seçimi yaptığınızdan emin olmak için her aşamadan geçmeli ve onların deyimiyle her bir "merceği" analiz etmelisiniz.
Dolayısıyla, aşağıdaki noktaları bu sırayla göz önünde bulundurmanızda fayda var.
Ortak mercek
Bunlar bir grup tarafından paylaşılan "kültürel, sosyal ve biyolojik kurallardır". Uzmanlara göre temelde, örneğin iki kişinin ilişkideki roller konusunda aynı vizyonu paylaşıp paylaşmadığını, aynı sosyal normlar tarafından yönlendirilip yönlendirilmediğini ve elbette fiziksel bir uyum olup olmadığını görmek önemlidir.
Algısal mercek
Burada, terapist Gary W. Lewandowski Jr'ın da daha önce söylediği gibi, başkalarını değerlendirmek yerine kendinizi değerlendirmelisiniz. Geçmiş ilişkilerinizi, duygularınızı, psikolojik olarak nasıl hissettiğinizi (öz saygıyı) düşünün, çünkü tüm bunlar kimi seçeceğinizi de belirleyecektir. Eğer daha önce bir şeyler yolunda gitmediyse, istemediğiniz ya da hoşlanmadığınız şeyler olduğunu öğrendiyseniz, bunları tekrarlamak zorunda değilsiniz.
Ana mercek
Araştırmaya göre normalde odaklandığımız tip budur. Temel olarak herkesin kafasındaki "ideal tip" olarak tanımlanabilir. Eminim size de "ideal partneriniz nasıl biri olurdu?" diye sorulmuştur ve siz de "çekici, espri anlayışı olan, zeki, sporu seven..." gibi bir şeyler söylemişsinizdir. Ya da ilginizi çeken her neyse... Bu iyi, ancak Nicholson'ın tavsiyesi, oluşturduğunuz listeye takılıp kalmamanızdır. Kimse mükemmel değildir, bu nedenle bazı şeylerin diğerlerinden daha önemli olduğunu kabul edebilmelisiniz.
Hedef mercek
Son aşama, zaten bir ilişki içinde olduğunuzda gelir. O andan itibaren, diğer özelliklerin de dikkate alınması gerekecektir. Psikologlara göre, bunlar daha çok sahip olduğunuz ve yavaş yavaş yarattığınız ilişki türünü, diğer kişinin buna ne kattığını, zaman geçtikçe o kişi hakkında ne keşfettiğinizi analiz etmeye dayanıyor.
Bu son aşamada, elbette her zaman uyumsuzluklar ortaya çıkabilir, hatta bazıları bir ayrılığa yol açabilir. Ancak her adımı göz önünde bulundurarak baştan daha doğru kararlar vermek mümkün olacaktır.
Ayrıca, zaman içinde hedef değişiklikleri normal ve yaygındır, ancak çift ilişkilerine ve birbirlerine inanıyorsa, her iki taraf da iyi bir iletişim ve esneklikle anlaşmaya varabilir ve yollarına devam edebilirler. Sonuçta her şey bununla ilgilidir: iletişim, uzlaşma ve zor zamanlarda durumun üstesinden gelme isteği.