MOTY

Men of the Year 2021 Yılın Ekran Yıldızı: İbrahim Çelikkol

Her rolünde insana dair farklı bir şey keşfeden ve bunu izleyicinin içine işleyecek şekilde ekrana yansıtan İbrahim Çelikkol bu yolculukta ona ilham verenleri anlatıyor.

ibrahim_celikkol

İbrahim Çelikkol ile çekim için “Kış gerçekten geldi” dedirten yağmurlu bir günde stüdyoda buluştuk. Adana’dan gelmişti, yorgundu ama bir kahveyle enerjisini hızlıca yeniledi, “E hadi başlayalım” dedi. Hazırlıklar tamamlandıktan sonra çekim için konseptin bir parçası olarak stüdyoya kurduğumuz neon ışıklar saçan, büyük dijital ekrana yaklaşırken, her adımında enerjisinin değiştiğini, modunu bulduğunu fark ettim, ortama bu kadar hızlı adapte olmak ve doğru moda ulaşmak oyunculuğu vasıtasıyla geliştirdiği bir refleks olsa gerek diye düşündüm. Çekimin ardından koltuklara yerleşip tam da bunu konuştuk İbrahim Çelikkol’la. Bu kadar farklı platformda iş yapmak için her platformu iyi tanımak, o platformların kitlesini iyi anlamak ve beklenen tonu ve çizgiyi doğru tutturmak gerek, bu da hızlı adaptasyon ve yeteneği doğru kullanmaktan geçiyor şüphesiz.  “Bir oyuncu için en keyifli durum bu çeşitlilik. Oyuncular olarak farklı karakterleri benimseyip bedenimize yerleştiriyor ve kişiselleştiriyoruz. Aslında bir duygu işi bu, o sebeple dürüst olmak gerekirse karakterler arası geçiş yaparken biraz vakte ihtiyaç duyuluyor. Ancak, bu anlamda bizim ülkemizde tempo biraz hızlı, biz de akışına bırakarak önümüze çıkan fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz” diyor. Temposu yoğun gerçekten de, ana akım medyada yani televizyonda ayrı, sinemada ayrı, Netflix’te ayrı işleri var; çekime de zaten “Bir Zamanlar Çukurova” setinden koştur koştur gelişinden belli programının sıkışıklığı. Farklı ve özgün karakterlere bürünmüş halde görüyoruz onu hep işlerinde, her seferinde doğru hissi izleyiciye geçiriyor ve izleyici onu ekranda izlemekten mutlu oluyor, bu anlamda GQ Türkiye ekibi olarak “Yılın Ekran Yüzü” ödülünü vermek üzere onu seçmek için pek de uzun düşünmeye gerek kalmadı. Yayınlanan ve yayınlanacak projeleriyle kendisi zaten kanıtlıyor ekran yüzü olmanın ne demek olduğunu. GQ Men of the Year gecesine sayılı günler kala heyecanımız içimizden taşarken bu ödülün onun için ne ifade ettiğini sormadan geçmedim; “GQ çok kıymetli bir yayın, böyle bir ödül almanın önemi büyük. Çok fazla organizasyonlarda bulunan ve bulunmayı seven bir insan değilim ancak GQ MOTY gecesinde ödül alacak olmak benim için de çok heyecan verici” diyor. Ödül törenindeki kısa ve öz konuşması ile kendinden emin duruşu, onun işine incelikle yaklaşan, yalın ve istikrarlı bir oyuncu olduğundan emin olmamızı sağlıyor. Prensipleri net, çizgisi belli. “Benim için en önemli şey hikaye; hikayenin derinliği” diyor; asıl zamansız olan da hikaye değil mi zaten? Rol seçerken sadece oynayacağı rolün önemine bakmıyor, hikayenin bütünlüğüne ve yapımın her yönüyle birbirini tamamlayan tarafları bir araya getirip getirmediğine bakıyor. Bu bütünlük sağlandığında mutlaka o da dahil oluyor. O sırada aklımdan televizyon dizilerinin iyi yapım ve prodüksiyonlara, müthiş kadrolara rağmen 10 bölümde yayından kaldırılışı geçiyor, televizyon biraz riskli gelmiyor mu size artık? diye soruyorum. “Çok büyük bir kitleye hitap eden, güçlü bir yayın aracı, bizim için olmazsa olmaz, her zaman risk almaya değer” diyor. Çok zaman alıyor, çok da yorucu bir çalışma temposunu beraberinde getiriyor olsa da Türkiye’de belli bir kesim için sarsılmaz bir yeri var televizyonun. Oyunculuk için de bambaşka bir deneysel alan olduğu kesin, uzun yayın sürelerine ayak uydurmak için esnetilen koşullar tüm sektörün yarası. “Televizyon işinde 160 dakikalık bir bölümü bir haftada bitiriyoruz, haftada bir sinema filmi çekiyor gibiyiz aslında. Sinema filmi çekecek olsak, güçlü bir filmi minimum altı, yedi ayda çekersin. Böyle bir zaman dilimine sığdırılmak zorunda kalınca, belli şeylerden feragat edilmesi kaçınılmaz oluyor” şeklinde özetliyor, çok haklı da. Belki televizyonda bu dinamikler değişmiyor ama alternatif platformlarla bu sektöre farklı bir doku kazandırılıyor yorumunu yapıyorum, katılıyor o da. 

ibrahim_celikkol 

Değişim ve gelişim bu sektörü de es geçmiyor elbet, hayatımızın merkezine yerleşen dijital platformlar, yeni teknolojiler, yeni oyunculuk yöntemleri ve yeni  izleyici alışkanlıkları hem üreten konumunda olanları, hem de tüketen konumundakileri her daim öğrenmeye, keşfetmeye itiyor.  “Sen istemesen bile, sistem seni geliştiriyor. Benim evladım var iki yaşında, onların sistemi çok daha farklı işliyor. Onların dünyası, bizim şu an alışmaya çalıştığımız bir dünya. Oradan eksik kalırsam yarın, öbür gün onunla ve daha genç kuşaklarla ne paylaşabilirim?” diyor, modern adaptasyon bu oldu artık. Evrim teorisinin belki de güncel hali; adapte olamayan resmin dışında kalıyor. Yenilikçi olabilmek de bu yeni nesil adaptasyonun en kilit noktası.

 

Devamı GQ Men of the Year 2021 Kış Sayısında

kapak

İZLE
GQ TÜRKİYE MOTY 2022 FİLMİ
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası