Bu sayı GQ olarak kaçınılmaz olanı kutluyoruz; sınırları zorlayan yeni nesli. Zamanın didiklediği eski alışkanlıklar birer birer yerini yeni neslin yeni ve alışılmışın dışında sistemlerine bırakıyor. Bu sistemlere ayak uydurmak özellikle global markalar için büyük bir yarışın içinde öncü olmak anlamına geliyor.
- Dijital çağda bir bilgi okyanusunda yaşıyoruz. Ama çoğu zaman seni kitaplarla gördüm ve onlara nasıl bağlı olduğuna şahit oldum. Z jenerasyonuna mensup biri olarak daha eski usul ilham kaynaklarını mı tercih ediyorsun?
Çok şanslıyım çünkü tüm o kitaplar aslında dedemin koleksiyonundan. Çok ciddi ve bir o kadar enteresan kitaplar var; onları sahiplenip, saygı duyup onlardan uzun süre ilham aldım. Şu an sadece “old school” ya da yeni nesil şeylerden ziyade, yaşadığım deneyimlerden ilham alıyorum; gece güzel bir yerde yürümek, ya da yağmurlu fırtınalı bir gecede İstanbul’da olmak gibi… Bir yandan da bu metaverse olayları çok heyecan verici çünkü hiç bilmediğimiz bir konu. Çok açık, henüz tam anlamıyla keşfedilmemiş bir alan. Bu nedenle o da ilham vermeye başladı tabii ki. Bu arada moda dünyasında bunu en güzel yapan marka Balenciaga. Onları tebrik ediyorum gerçekten, büyük saygı duyuyorum.
- Kesinlikle! Şu an sadece bunun için bir departmanları var…
Evet, farkındayım. Bu tarz projeler şekil verecek geleceğe, ben de vermek isterim!
- İnsanlar fikirleri üretilmiş gerçek şeyler olarak algılıyor. Özellikle son dönemde eğer sosyal medyadan paylaşırsam biri çalabilir korkusu, data anksiyetesi vs. Fikri mülkiyet hakkında ne düşünüyorsun? Bu sende bir anksiyete yaratıyor mu?
Öncelikle bu data anksiyetesi bende hiç yok. Hiç olmadı olacağını da düşünmüyorum. Çünkü o korkuyu yaşayacak bir hata yaptığımı düşünmüyorum. Bu konuda çok rahatım. Diğer konu çok enteresan. Kesinlikle herkes birbirinden çalıyor. Herkes birbirinden her zaman çaldı ve her zaman çalacak. Bu bütün sanat dallarından mimariye, iş planlamalarına kadar, insanoğlu karşısındakidir. Karışındaki olmadan sen bir hiçsin. Çalmaktan ziyade esinlenmek diyelim buna. Picasso’nun çok güzel bir lafı var bu konuda “İyi sanatçı ödünç alır, çok iyi sanatçı çalar.’’ O zaman problem evet! Kesinlikle ilham alıyorsun, yoksa imkansız. Balenciaga örneğinde olduğu gibi, bence bu senenin en enteresan markası oldu, kalıp fikrini tüm dünyada değiştirmeye başladılar ve bütün markalar bunu takip ediyor.
Gucci iş birliklerinde de öyle; Gucci tasarımlarını alıp üzerine ironik olarak “This is not a Gucci bag’’ yazmaları. Formlarla oynadıkları kadar insanların algılarıyla da oynuyorlar. Eskiden bir iş birliği yapsan da başka bir marka ile özdeşleşmiş bir tasarımı alıp üzerine kendi logonu koyamazdın.
Katılıyorum. Bunu ilk olarak “meme” kültürünü ele alarak Vetements yaptı. Onların temel argümanı tamamen bu diye düşünüyorum. Çalmak önemli ama doğru çalmak gerekiyor. Gustolu bir şekilde yapmak lazım.
Peki “modada aktivizm” ile ilgili ne düşünüyorsun?
Biraz bayat geliyor açıkçası. Çünkü moda dediğin şey kapitalizm ve büyük paraların, üretimlerin döndüğü lüksün içine giren ve bunun ön planda olduğu bir şey. Aktivizm için her zaman yer var ancak bu yer moda endüstrisi mi emin değilim.
Devamı GQ Men of the Year 2021 Kış Sayısında
