Cilala Parlat Sistemi
Eğer futbol kulüplerini sınıflandırmak istersek şu açıdan ikiye ayırabiliriz: oyuncularını cilalayan, parlatan ve geliştiren kulüpler, bir de tam zıttı olan hazıra konan, pişmiş oyuncuyu kadrolarına monte eden kulüpler. Lille kesinlikle ilk sınıfa giriyor. Nicolas Pepe, Victor Osimhen, Eden Hazard, Gervinho ve diğerleri... Tüm bu oyuncular Lille’in komik fiyatlara kadrosuna katıp rekor fiyatlara sattığı oyuncular ve bu politikanın meyvesini 2010/11 sezonunda almışlardı. Aradan geçen on yılın sonunda Lille, son iki sezonda çok önemli oyuncularına veda etmesine rağmen başarılı oyuncu politikasına şampiyonlukla taç giydirdi. Fransa Ligi şampiyonluğu sayesinde seneye doğrudan katılacakları Şampiyonlar Ligi, Lille’in oyuncularını parlatarak piyasa değerlerini katlayacağı geniş bir pazar haline dönüşecek.
Les Turcs de Lille
Lille’in Türk oyuncuları transfer etme politikası malumunuz. Önce Zeki Çelik, sonra Yusuf Yazıcı, Burak Yılmaz ve Mustafa Kapı. Şimdiden yaz transfer dönemi için birçok Türk futbolcunun ismi Lille’le anılıyor. Türk oyunculardan kurulu gruptan bahsederken popülizm yapmıyorum elbette. As kadronun birer parçaları olan Zeki, Yusuf ve Burak gerek skor katkılarıyla, gerek oyun iskeletini oluşturmalarıyla şampiyonluk yoluna giden taşları döşediler. Saha dışında da takımda özgül ağırlıkları bir hayli yüksek. Onlar olmasaydı şimdi bambaşka şeyler konuşuyor olurduk hiç kuşkusuz. Ligde Zeki Çelik sağ bek olmasına rağmen 3 gol, Yusuf Yazıcı 14 gol, Burak Yılmaz 18 gol atarak harika performanslarını sayıya dönüştürdüler. Yusuf Yazıcı’ya ayrı bir parantez açmak gerekir. Çünkü Lille sistem itibariyle 4-4-2 formatında oynuyor ve genellikle forvet ikilisi Burak Yılmaz ve Jonathan David’den oluşuyor. Yusuf Yazıcı’nın tabi bölgesi olan “10 numara” bölgesinde oynamamasına rağmen bu kadar kendini fiziksel açıdan geliştirerek skor katkısı vermesi takdire şayan.
Kral’ın Dönüşü
Lille her zaman göze hoş gelen futbol ortaya koyuyordu fakat önemli olan tabii ki de tabelada ne yazdığı. Teknik patron Christophe Galtier de tabela sorununu Burak Yılmaz transferiyle çözdü. Bir an için zamanı geriye sardığımızı düşünelim. Burak Yılmaz transferi risk taşıyordu. 36 yaşında, eğer sakatlanırsa nasıl toparlanacağı meçhul, kariyerinin son döneminde Lille’e ne katabilir şeklinde kuşkular vardı ama bilirsiniz, futbol sahada belli olur. Fransız futbolseverler Kral’ın 36 yaşındayken nasıl 18’lik gibi dinamik olduğunu incelemeye başladılar. Hatta on yıl önce ona kariyeri bitme noktasındayken sihirli bir dokunuş yapan A Milli Takım teknik direktörü Şenol Güneş, Burak Yılmaz’ın bu sezonki performansı için: “Sahada iki tane 18’den 36’lık bir oyuncu oynuyor.” diyor. Lille taraftarları da onu kısa sürede bağrına bastı. Ligue 1’de 16, Avrupa Ligi’nde 2 gol attı fakat sadece bu sayılar onu şampiyonluk ikonu yapmıyor. Bu yıl Kral’ı dünya vitririne taşıyan ve şampiyonluk ikonu haline getiren en büyük olay Olympique Lyon galibiyetiydi. O günkü bireysel performansı ve jeneriklik golleri, şampiyonluk yolunda olduklarının, bugün Ligue 1 şampiyonluk kupasını kaldıracağının işaretiydi.
Paris Saint-Germain'i Devirmek
Paris Saint-Germain’in el değiştirmesiyle 2010’lu yıllarda Fransa Ligue 1’i domine edişini izlemiştik. Milan’dan Thiago Silva ve Zlatan Ibrahimovic, Barcelona’dan Dani Alves ve Maxwell, Napoli’den Lavezzi gibi isimler 10 yıllık ambargonun ikonlarıydı. Son on yılda yedi şampiyonluk kazandılar. Öyle bir dönemdi ki bu henüz sezon başında Almanya’da Bayern Münih’i, İtalya’da Juventus’u, Fransa’da da PSG’yi gözümüz kapalı şaöpiyon ilan ediyorduk. İtalya’da Inter, Fransa’da da Lille bu yıl hegemonyayı deviren ekipler. Özellikle bütçe konusuna değinmek istiyorum. PSG’nin harika ikilisi Kylian Mbappe ve Neymar’ın piyasa değeri, Lille kulübü oyuncularının toplam piyasa değerinden daha fazla. Bu da bize işin en keyifli tarafını hatırlatıyor. Her geçen gün endüstriyelleşen futbolda düşük bütçelerle kazanılan böyle anlamlı şampiyonluklar amatör ruhun hala ölmediğini gösteriyor.