Yeni Nesil Macera Arayanların Çözümü Karavan mı?
Travel

Yeni Nesil Macera Arayanların Çözümü Karavan mı?

Pandemi yasakları ve ihtiyaçlar tıpkı web sitelerindeki alışveriş için seçilen filtreler gibiydi… “Seyahat + Mesafe” filtrelerini seçtiğinizde çıkan sonuç: Karavan!

Tüm dünyanın birdenbire kendini içinde bulduğu Covid sürecinde pek çok sektör durma noktasına geldi. Bunun yanında kimi sektör ise kumsaldaki kızgın kumların arasındaki cam parçası gibi parladı. Bu garip ve zorlu süreç boyunca pandemi yasakları ve ihtiyaçlar tıpkı web sitelerindeki alışveriş için seçilen filtreler gibiydi… “Seyahat + Mesafe” filtrelerini seçtiğinizde çıkan sonuç belliydi. 

Karavancı mısın?

Karavan sahibi olmak ile “karavancı” olmak aynı şeyler mi? Sanki değil. Aslında herhangi bir konunun “-cı”sı olmak için aynı fikre sahibim. Olumlu ya da olumsuz bir anlam yüklemek değil amacım. Sadece “karavancı” dendiğinde ya 7/24 karavanda yaşayan ya da bir karavan topluluğuna dahil olan birinden bahsettiğimizi düşündürüyor. Ben ise karavan sahibi olarak tanımlıyorum kendimi. Karavan için ya da karavan ile yaşamıyorum. Ama benim yaşamıma kıymetli bir yoldaşlık yapıyor karavan. 

karavan

Pandemiden çok önce; evimin garajında enduro motosikletimi de içine koyup, arkadaşlarımla gezebileceğimiz, kamp yapabileceğimiz bir motokaravan ürettim. Modüler çözümler ile günlük hayatta küçük diye tanımlayacak alanların nasıl da verimli kullanılabileceğini deneyimlemek ve hatta bu çözümleri üretmek en zevkli kısmıydı. Bu şekilde karavan sahibi olmak çok yaygın bir durum. Türkiye’de kendi karavanını kendi üretenlerin hiç de az olmadığını teyit etmek isterseniz hızlı bir YouTube araması yaparak bu derin ve karanlık kuyuya düşebilirsiniz. Çünkü o kuyudan, ardı ardına videoları izlemekten kurtulamayacaksınız! 

Öyle ki; karavan sahibi olma fikri ile birlikte kapınızın zili çalıyor. Ve postacı üzerinde dev YouTube logolu bir zarfı size teslim edip gidiyor. Zarfı açıyorsunuz, iki satır. Kullanıcı adı ve şifre. Artık sizin de bir karavan konulu YouTube kanalınız var! Süreç böyle işliyor olmalı diyorum her seferinde. Yoksa bu iki farklı konu istisnasız her profilden insanda nasıl bu kadar istikrarlı şekilde bir araya gelebiliyor? Neyse ki Covid bile bu kadar istikrarlı değil! Bu video bombardımanı arasından ilginizi çeken kanalları ve videoları izleyerek içinizdeki aşkı, arzuyu büyütüyorsunuz ve içinizde “Bi’ daha mı gelicez dünyaya!” cümlesi duyulduğunda işe koyuluyorsunuz! 

 

Karavan ile ilgili Türkçe içerik üreten favori YouTube kanallarım;

1- Trail of Us: Burçin ve Erdi 3 yıldır karavan serüvenlerini YouTube’da paylaşıyorlar. Kanallarının beni yakalayan tarafı hikayelerini anlatış şekilleri. Buna görsel estetik de dahil demeyeceğim! Özellikle de görsel estetiği diyeceğim. Çektikleri açılar, detaylar, videolarının renk profilleri. Hepsi sizi hikayenin içerisine alıyor. Bana göre karavan ile ilgili Türkçe içerik üreten kanallar arasında bir liste hazırlanacak olsa bir numarada olurlardı. Aaa! bir numaradalar…

2- Hello People: Süper samimi ve daha da süper sempatik ikili Hasibe ve Ümit. Karavan olarak kullandıkları aracı görseniz önce aşık olur, sonra da bu araç ile gezmenin ne kadar zorlu olabileceğini düşünerek ürperirsiniz. Ama bu harika ikili hakkını vere vere geziyor. Pek çok izleyicisini imrendirdiğini ve karavan sahibi olmayı akıllarına düşürdüklerine eminim! 

3- Tread the Globe: Marianne ve Chris karavan ile dünyayı gezerken pandemi alarmı veriliyor ve Türkiye’de sıkışıyorlar. YouTube kanallarında da bu süreci izliyoruz. Yasakların kalktığı günlerde ise elbette Ege ve Akdeniz kıyılarına iniyor ve tadını çıkarıyorlar. Ülkemizin güzelliklerini ve turistler ile kurulan iletişimi doğrudan turistin gözünden izlediğimiz bir kanal. Darısı başımıza!

 

travel

Rota Nereye?

“Ege’nin 10 saklı cenneti!” başlıklı kaç haber okudunuz? Yüzlerce, binlerce… Artık hiçbiri saklı değil. Türkiye gibi karavan kullanımına ait kuralların tam anlamıyla tanımlanmadığı, denetlenmesinde aksaklıklar yaşandığını bile bile rota önermek çok doğru olmayacaktır. Karavanlar mobil ve teknik olarak her yerde kurulabiliyor. Ama kurulmalı mı? Tam da bu sebeplerle nüfusu 82 milyon olan bir ülkede rota önerirken birkaç kez düşünmek gerek. 

Sanmayın ki bu yazı rotasız kalacak! Sizinle harika bir karavan ülkesi paylaşacağım. Slovenya! Hem de eşim Fem Güçlütürk’ün gözünden!

 

Fem’in Slovenya Alplerinde Karavan Macerası

Okuldan, Türkiye’nin 67 ilden, Balkanların da Yugoslavya’dan oluştuğu yıllarda mezun olunca yeni (bana göre yeni) ülkeleri ancak Eurovizyon yarışma öncesi kısa ülke fragmanlarından takip edebildim. Sabit tatillerimizde her sene yanımıza düşecek komşu ailenin çocuk edepsizlik seviyesine endişelenmekten, tatil için seçtiğimiz haftanın ve otelin rüzgarsız, yağışsız olması için Şamanik dualar etmekten, yüzdüğümüz denizden ne çıkacağını düşünmekten usanıp kaç zamandır aklımızda olan bir motokaravan tatilini denemek istedik. 

Yelken kiraladığımız yıllarından kalma alışkanlığım çok işe yaradı. Dolap basmalı kilit sistemlerinden, lojistik alışveriş, yerleşme ve eldekilerle idame etmeye dair bir tecrübemin olması ilk karavan deneyimimizi bir nebze ileri seviyeden başlattı. İstanbul’da iş gereği kamyonet kullanmaya alışığız. Araç arkasında takılıp da kullanımı daha zor olan çekme karavanlar yerine RV/Motorhome/Motokaravan kiraladık. Mobil olmanın verdiği şımarıklık bizi bundan sonraki tatillerimizi karavanla yapmaya ikna etti doğrusu. “Burada güneş erken batıyor, buranın nehre mesafesi çok” gibi sudan sebeplerle hep farklı kamplarda ve şehirlerde kaldık. Slovenya’yı tamamen hasbelkader seçmiştik. İnternette karavan kiralama şirketlerine bakarken Almanların pek kurumsal ve kuralcı sitelerinden sonra logosunda motosiklet olan bir Slovenya firmasını samimi bulduk, sorularımıza derhal ılımlı, yardımsever, çözümcü yanıtlar aldık. Bir haftalığına anlaştık. Hatta ilk gece evlerinin otoparkında park edip içinde uyuyabileceğimizi bile söylediler. Harika insanlardı. Etiler, İstanbul’da nasıl köprü bağlantı noktalarına ve sahile ulaşım için lojistik bir mahalleyse, Slovenya’da Avrupa’da Alplere ve denize ulaşım olarak aynı konumda. Bir ülke düşünün bir yanı İtalyan Alpleri, diğeri Avusturya, güneye insen harika deniz kenarı. 

travel

Slovenya’nın simgesi: Bled Gölü’ndeki kiliseli ada, her yerde Heidi’nin evinden daha temiz, bakımlı, sardunyalı evler, yemyeşil ovalar ve görkemli Alpler arasında dağdan akan nehirler, göller, dereler, şelaleler ile inanılmaz bir ülke. Uçuş süresi İstanbul’dan başkent Ljubljana’ya iki saat.  En güzeli de havaalanı Dalaman havaalanından hallice, haliyle kapıdan çıkınca karavan hemen soldaki parkta.  İçinden nehir akan romantik şehir merkezi 15 dakika, az daha gitsen Bled Gölü, biraz daha git İtalya’dasın istersen. Keskin virajlarında neredeyse kendi aracının kıçını görebildiğin dağ geçitleri ise inanılmaz. Motokaravan’ın makam koltuğunda Mr. Spak gibi oturmaktan yorulan ben, 70 yaş veteran bisikletçilerin 1800 m’lere tırmanıyor olmalarına ve tepeden inişlerine ağzım açık bakakaldım. Dizi dizi yüzlerce motosiklet, gökyüzünde para-nevi her türlü uçuşan insan, ağaçlarda canopy, tüm derelerde kürek çeken kano, kayakçılar ile sadece spor yapılan bir memleket. Herkesin kalflar olmuş kafam kadar.  Her köyde kışı bekleyen teleskiler de kışa dair fikir veriyor. Ben ise sadece bulduğum her derede çimlendim, buz ama buz gibi dağ sularında sekiz saniye yüzme rekoru kırabildim.  

Karavan kampları her tür bütçeye ve niyete göre ülkenin her köşesine yayılmış. Bizdeki yol kenarı gözlemeci, kebapçı sayısı kadar karavan veya çadır kampları var. Üstelik çoğu çok iyi konumda, Bled Gölü’nün en güzel yerinde mesela. Kocaman vadilerde yüzlerce karavan ve çadırı olduğu ortak alanlı kamplarda çoluk çocuk köpek dolu ama çıt yok. Yerde bir poşet artığı, bir izmarit görmemek şaşırtıcı, her çöpün geri dönüşümünün (ekmeklerin hayvanlara ayrılmasına kadar) düşünülmüş. Tuvalet ve ortak duşlar bal dök yala, bulaşık mahallerinde gidere takılmış tek maydanoz olmaması da düşündürücü!

Özetle Avrupa’nın görece ucuz, iletişimde daha samimi, sporda tavan yapmış, medeni, temiz ve karavan dostu ülkesi Slovenya’dan yola çıkıp İngiltere ve İzlanda’nın tersine aksine bir uyarı yoksa istediğin yerde durup araçta uyumak ve hava nerede güzelse oraya otelini sırtında taşımak tam bize göreymiş. Hayalleri ertelemeyin. Uçak ile iki saat mesafede çünkü! 

 

Bu yazı Travel by Vogue & GQ Türkiye'nin yaz 2021 sayısında yayınlanmıştır. 

Travel

 

İZLE
TRAVEL by VOGUE & GQ
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası