Acı ve Kriz ile Nasıl Başa Çıkılır?
Wellness

Acı ve Kriz ile Nasıl Başa Çıkılır?

Travmatik olaylardan, kriz durumlarından sonra devam edebilmek için ne yapmalıyız? Neye tutunup, nasıl düşünmeliyiz?

O kadar zor bir soru ve süreç ki... 

Dışarıdan akıl vermek çok kolay, ama içinde yaşarken durumu idare etmek bir o kadar zor 

Acı olmadan büyüme,

Kaybetmeden yenisi gelmiyor 

Böyle dönemlerde önemli olan her şeyin gelip geçici olduğunu hatırlayabilmek.

Bizi acılar olgunlaştırır, boynumuzu eğip önümüzü görmemizi sağlar 

Bana göre önemli olan acının tam ortasına korkmadan gitmemiz gerekiyor ki bize yükleyeceği öğretiyi vereceği olgunluğu ıskalamayalım. Genelde acıdan kaçıyoruz, ağrı kesici antidepresan almak daha kolay geliyor, kaynağına inmeden semptomları ortadan kaldırmak sadece günü kurtarmaktan başka bir şey değil, ve zaten gerekli ders: tedbir alınmadığı için acı veren durum tekrarlar... 

Biraz sabırlı ve her şer de bi hayır olduğunu hatırlatmamız gerekiyor kendimize, ama o ruh halinden de zamanında çıkmamız gerektiğini bilerek... 

Acı tecrübeler daha iyi öğretmenlerdir, günlük dünyevi zevkler ise en iyi unutturuculardır... 

Kayıplarsa yenisi için yer açar ya da elindekinin kıymetini anlamana ona saygı duyup tutunmana yardımcı olur. Bir şeyi kaybetmeden kıymetini bilmek erdemli bir yaklaşımdır ve günümüz koşturması içinde birçoğumuz çok şeyi elde edilmiş ve hep bizimle olacakmış gibi görürüz . Örneğin sağlık, ancak kaybettiğimizde değerini idrak ederiz, sağlığımıza kavuşunca da bir kaç güne eski sağlıksız rutinimize geri döneriz. 

Elimizden gidenlerin bir kayıp değil de bir farkındalık kazancı olarak görmeye çalışsak daha huzurlu oluruz. Sonuçta hiçbir varlığı, insanı yanımıza alarak diğer dünyaya gidemiyoruz, şu anda sahip olduğumuzu düşündüğümüz her şey aslında bize ödünç verilmiştir, sahip olduğun evin araban sağlığın varlığın aslında hepsi Allah’ın sana verdiği emanetlerdir.Bu yüzden neyin kayıp neyin kazanç olduğunu bu limitli kapasitedeki idrakımızla algılayamayız. Elimizdekinin kıymetini bilip, her an elimizden kayıp gidebilecekmiş gibi mütevazı, bi' o kadar da şükürle sahiplenici olmalıyız...

 

 

Kriz Durumlarında Nasıl Sakin Kalınır? 

Sakinlik teslimiyetle gelir,

Senden daha büyük bir güce teslim olmak...

Genelde inançlı insanlar böyle halleri daha sağlıklı ve hızlı geçirirler 

Tedbirini al, ödevini yap, gerisini Allah’a teslim et... 

Tabii yine söylemek kolay, çünkü zihin devreye girer ve hiç olmayacak senaryolar üretip metanetini sarsmaya başlar... düşündükçe sonu gelmeyen bir girdaba kapılırız. 

Sakin kalabilmek için zihnimizi kontrol etmeyi öğrenmeliyiz, bu tekrar ettiğimiz bir mantra, nefesini takip ettiğin bir nefes egzersizi, meditasyon yapmak, dua etmek veya bir hobi ile uğraşmak bile olabilir. Sakin kalabilmek için herkesin farklı bir kaç yöntemi vardır, önemli olan deneyerek hangisinin sende işe yaradığını bulmak.

Her iş olacağına varıyor ama bu iş olana kadar olan bize oluyor. Asıl yoğunlaşmamız gereken yer krizin kaynağını anlayıp analiz etmekken; stres, üzüntü, endişe hali gibi tüm enerjimizi yanlış yere kanalize etmemize neden oluyor.

Diyelim ki yanan bir sobanın dumanı odanın içine dolmaya başladı, tabii ilk iş koşup pencereyi açarız temiz hava alabilmek için, bu hayatta kalma dürtüsüyle yapılan ilk mantıklı harekettir. Ama nefes alıp gücümüzü topladıktan sonra dumanın neden içeri dolduğunu bulmamız ve onun kaynağını bulup sonuçlandırmamız gerekir ki dumanın içeri dolma hali son bulsun. Veryansın ederek başkalarını suçlayarak veya kendine kızarak vakit kaybetmeden... Veya bir parmağın derin bir şekilde kesildiğinde önce diğer elinle tampon yaparsın sonrasında o bölgeye giden kan akışına turnike yaparsın. 

Yani kriz hallerinde önce hayatta kalmanı ve sağlıklı düşünmeni sağlayacak ilk hamleyi yaparız, sonrasında olayın kaynağına yönelir, orada tedbirler alırız. 

Teslimiyet böyle işler; önce sana verilen aklı kullan ve öncelikli ve hayati olanı yap, hayatta kal, sonrasında kaynağa yönel yani seni yaratan o büyük güce, takdiri ilahiye, seninde onun bir parçası yansıması olduğunu unutmadan ve ona yönel, tüm olan bitenin kaynağından teslim ol.

Anlamsız ve bilinçsizce verdiğin her ani tepki seni bataklıkta debelenir gibi aşağı çekecektir. Mahatma Gandi'nin söylediği 'Biz bugün ile ilgilenirsek, Tanrı yarına çare olacaktır.' 

 

Bu yazı ilk olarak Aralık 2020'de yayınlanmıştır

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası