Kafanızdaki Negatif Sesi Nasıl Susturabilirsiniz?
Wellness

Kafanızdaki Negatif Sesi Nasıl Susturabilirsiniz?

İç sesimiz her türlü önemli görevi yerine getirir - ancak olumsuzlaştığında susturmak zor olabilir. Öz farkındalık üzerine çalışan psikolog ve sinirbilimci Ethan Kross’un bir çözümü var.

Hepimizin kafasında bir ses var. (Belki şu anda bu kelimeleri okurken bile bu sesi duyabilirsiniz.) İç sesinizi yakından tanısanız da - sonuçta bütün gün sizinle konuşuyor - onun gerçekten ne kadar fazla konuştuğunu duysanız şaşırabilirsiniz. Bir araştırmaya göre, dakikada dört bin kelimeye kadar çıkabiliyor. On altı saat uyanık kalırsanız, bu her gün 3,8 milyondan fazla kelime demek. Bunun esas nedeni, o sesin sizin için çok şey yapması aslında: Bilgiyi kafanızda tutmanıza yardımcı olur, (örneğin bir telefon numarasını veya bir alışveriş listesini bu ses sayesinde hatırlıyorsunuz), bir tarih veya röportaj gibi yaklaşan etkinlikleri anımsatır ve planlar, size koçluk yapar. Yaşadığınız sorunlar aracılığıyla deneyimlerinizi anlamlandırmak için hayatınıza ışık tutar. Bu iyi bir şey. Yani çoğunlukla.

Michigan Üniversitesi'nde kurduğu Duygu ve Öz Kontrol Laboratuvarı'nda öz farkındalık üzerine çalışan psikolog ve sinirbilimci Ethan Kross, “İnsan zihninin, iç ses diye adlandırdığımız temel özelliğinden bahsediyoruz. Bizim için pek çok iyi şey yapıyor ama bazen en büyük düşmanımız olabiliyor” diyor. Kross, “Fazla geveze olduğunda en hassas bölgelere doğru yönelmeye başlıyor. ‘Chatter’, iç sesin karanlık yüzüdür” diye devam ediyor. "Bazen bir problem yaşarız ve sorunu anlamlandırmaya çalışmak için dikkatimizi kendi içimize çeviririz ama çözüm bulamayız. Bir kısır döngüye gireriz. Endişeleniriz, fazla derin düşünmeye başlarız, kendimizi üzeriz ve olumsuz düşünce döngüsüne takılıp kalırız.”

Chatter’ı somut bir örnekle anlatmak gerekirse; sporcuların iç seslerinin çok yüksek sesli ve sürekli eleştirir hale gelmesi sonucu her gün rutin olarak yaptıkları şeyleri yapamaz duruma gelmeleri olarak özetlenebilir. Yani kafamızın içindeki o sestir. Gecenin ortasında uyanmanıza, günün erken saatlerindeki o garip ru hali veya öğleden sonraki baş ağrısının ileri bir nörolojik hastalığın işareti olup olmadığını merak etmenize neden olan şeydir. Muhtemelen pandemi sırasında virüse nasıl ve ne zaman yakalayacağınız konusunda endişelenerek bunu yaşadınız. Chatter, işimize odaklanmamızı ve ilişkilerimizi sağlıklı bir şekilde yaşamamızı zorlaştırır. Hatta fiziksel sağlığımızı DNA'mızı değiştirebilecek derecede olumsuz yönde etkilediği kanıtlanmıştır. Biliyorum, korkunç.

Ancak Kross, iç sesinizin bir yük olmaması gerektiğini düşünüyor. Bu nedenle, geçen yıl “Chatter: The Voice in Our Head, Why It Matters, and How to Harness It” adlı bir kitap yazdı. Kendi deneyimlerinden ve laboratuvarında yaptığı çalışmalardan elde ettiği kazanımları kullanarak, bu “Chatter’la” özellikle belirsiz durumlarda nasıl başa çıkabileceğimizi anlatmayı amaçlıyor. Bu durumu ancak - her insanda olan- “Chatter’ı” normalleştirerek yenebileceğimizi düşünüyor. Kross, "İnsanlar, 'Aman Tanrım, Chatter çok yüksek sesli, bende bir sorun var' dediğinde, 'Hayır, sadece insansınız' derim” diyor.

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası