Altüst Et Hayatını!
Dergi Konuları

Altüst Et Hayatını!

Yarının mutluluğu için bugünün zevklerini erteleyebilir misin? Bu soruya verdiğiniz cevap, hayatınızın geri kalanının ne kadar tatmin edici geçip geçmeyeceğini belirleyecek. O yüzden iyi düşünün. Şimdi eğer hazzı ertelemeye hazırsanız, size tatmin olma yolunda çekilmesi gereken bazı ızdıraplardan, kırılması gereken bazı rutinlerden bahsedeceğim.

Haz ve mutluluk

Bu iki kavram arasında incecik bir çizgi var ama bu çizgi bildiğimiz sırat köprüsü betimlemesi gibi. Kıldan ince, kılıçtan keskin! Beynimiz en ilkel halinde acıdan kaçıp hazza gitmek üzere programlanmış durumda. Sürüngen beynimizin ilk kodu: Kaç ya da savaş. Belki insanlığın ilk zamanlarında hayatta kalabilmek için doğru bir matematikti ancak günümüz dünyasında kendini gerçekleştirmenin ve anlam arayışının peşine düşmüş insanlık için tam bir kısır döngü. Sürekli acıdan kaçıp hazza gitmeye çalışmak, rahat ettiği yerde kalıp korkularından uzaklaşmak insana mutluluk değil aslında daha ziyade müptezellik getiriyor. Yani hazza koştukça, daha çok haz istiyoruz. Hatta artık eski hazlar da fayda etmiyor, farklı hazlar arar hale geliyoruz. Ben demiyorum, dünyanın en popüler araştırmalarından biri söylüyor.

Marshmallow deneyi

Çocuk gelişimi konusunun temel deneylerinden biridir marshmallow deneyi. Bilmeyenler için marshmallow, bir çeşit şekerleme. Mısır şurubu ve şekerden yapılıyor. Çocukların aşırı seveceği, yediklerinde de beyinlerine hemen ödül mesajını pompikleyecek tarzda bir tatlı. 1972 yılında Stanford'lu psikolog Walter Mischel çocuklar üzerinde bu şekerlemeyi kullanarak yıllar sürecek bir çalışma başlatıyor. Çocukları bir odaya alıyor. Önlerine marshmallow koyuyor. Eğer yemeden beklerlerse bir tane daha kazanacaklarını söyleyerek odadan çıkıyor. Tabii ki çocukların bir kısmı adam odadan çıkar çıkmaz gömüyor şekerlemeyi. Bir kısmı da daha büyük bir ödül için beklemeyi, hazzı ertelemeyi göze alıyor. Yıllar boyunca bu çocukları takibe alıyorlar. İkinci ödüle kadar bekleyebilen çocukların SAT (Eğitim Yetenek Testi) puanlarına, eğitime devam etmelerine, vücut kitle indekslerine ve başka kriterlere bakılarak daha başarılı oldukları görülüyor. Yani ikinci şekerlemeye kadar bekleyebilen iradeli çocuklar, ileriki yaşlarda daha başarılı ve fit oluyorlar.

İradenin iki ucu

İnsanın, gerçekleştirmek istediği hayallerle arasında tek bir şey vardır: İrade. Bu hayatta bazıları bugünün zevkleri için rutinlerini bozmaz, “Aman tadımız kaçmasın, düzenimiz bozulmasın” der ve bunu konfor alanı diye adlandırırlar. Gerçekten ne istediğini söylemek, ayağa kalkıp itiraz etmek, hayır demek, kimi zaman ise evet diyebilmek rahatsız edicidir. Kimi insanlar da ufukta gördükleri bir hayal uğruna bugün, gereken tüm acılara katlanmayı göze alır. Bir şekerlemeyle yetinmek yerine daha fazlası için risk alırlar. Korkularıyla yüzleşmekten zevk duyarlar. Sahneye, yüzlerce insanın karşısına çıkma korkusu onlar için sonunda alacakları alkışa giden bir yoldur sadece. Kaç ya da savaş! İşte irade tam burada devreye girer. Evet değişim korkutucudur. Bilinmezlik, karanlık, düzensizlik yorucudur. Fakat yarın daha büyük bir şey başarmak için bugünün zevklerinden vazgeçecek iradeye sahip olanlar, bugün sadece zevkin peşinde koşanların asıl işverenleri olurlar. Sadece cinsel hazların peşinde koşup ilk zorlukta hayalet olanlar, yalnız başlarına kaldıkları orta yaşlılığın depresif akşamlarında, ilişki boyunca bin bir zorluk çekip en iyi arkadaş haline gelmiş, aile olmuş insanların hayalini kurarlar.

Altını üstüne getir

Gör, arzula, elde et, alış. Buna Hedonik Çark deniyor. Eğer amacın sadece zevkse, bu dört duvarın arasında sıkışıyorsun demektir. Birini ya da bir şeyi görürsün, arzularsın, elde edince alışırsın ve yenisini istersin. Bazen alırsın, bazen alamazsın ama hiçbir zaman tatmin olamazsın. Aynı bir uyuşturucu bağımlısı gibi hep daha fazlasını, farklısını istersin. Sadece reklamları seyretmek gibidir. Sürekli sana mutluluğun, konforun, huzurun satılmaya çalışıldığı dünyada, elmanın ağaçta değil de markette yetiştiğini sanmak gibidir. Bir ağaç yetiştirecek sabrın, ilk fidanı dikecek cesaretin yoksa, hayatın boyunca marketlere para yetiştirmek için uğraşırsın. Acının içinden geçmekten, ateşten gömleği giymekten, yarınki daha iyi bir sen uğrunda bugünkü rutinlerini terk etmekten korkuyorsan tepenin ardında ne olduğunu hiçbir zaman bilemeyeceksin. Onu kötü yönleriyle de kabul edemiyorsan, gerçek sevginin ne olduğu bilemeyeceksin. Hayattan sadece huzur ve mutluluk beklemek, ucuz bir film seyretmektir. Derinlere inmezsen sığ sularda boğulmaya mahkumsun demektir. Kutunun dışına çıkınca çektiğin acılarda bir anlam bulamıyorsan, nasıl dizginleyeceksin korkularını? Bak Şems ne güzel söylemiş, “Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?”

İZLE
7 Mehmet Gastronomi Serisi 2.Bölüm: Midyeli Erişte
İLGİLİ İÇERİKLER
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası