Dergi Konuları

Kıvanç Talu: İyi Ki Onun Gibi Bir Tip Var

Sosyal medya akışımızda bir cevher! Kendine ve yakın çevresine ‘iyi gelen’ aksiyonu @varboyletipler, algoritmik yarıştan özde samimiyetle ayrılıyor; ‘influencer’ ya da ‘fenomen’ değil. Hatta en klişe tanımla ‘bizi bize bizimle’ anlatıyor. Reklamcılık kariyerini Instagram pazarında takipçi lehine kullanıyor. Her türlü ihtiyaç halinde sualsiz yardıma koşan, bir ‘iyi gelen kahraman’ Kıvanç Talu.

21-01/19/moty_ig_fotolar40.jpg

Düşün ki günlük işine devam ederken, başka bir sahnede parlayacak potansiyelinden eminsin. Pazartesi sendromlarıyla, hafta sonu şükürleriyle geçen dönemde titrini bir kenara, fikrini de ortaya koyar mısın? 

Reklamcılık sektöründe geçen yıllar sonrası kamerayı kendine çeviren Kıvanç Talu’nun ‘Var Böyle Tipler’ ile yeteneğini paylaşma kararındaki ilk avantajı iddiasızlığı. Ve muhtemelen ‘bir hesap açarım, zaten sektöre hakimim çok iyi kazanırım’ bakış açısından fersah fersah uzakta olması. Aslında sistemin pek çok değişkenine profesyonel olarak hakim biri bunu tamamen kendi çıkarına kullanabilir. Belki bir değil, üç milyon takipçiye ulaşıp, tanıtım kaşesini katlayabilir. Lakin onun bakış açısı, ‘komedi hayratı’ diye tanımladığı çıkış noktasını ‘’Kendi eğlencem için yaptığım şeylerin başkalarını da bu denli eğlendirebildiğini görmek çok güzel hissettirdi. Belki hepimizin hayatının içindeki kahkaha ve eğlenebilme eksikliğindendir’’ standardında korumak. 

 

Bizim havalarda kendimizle yüzleşmek

Bu standartta demografi fark etmeksizin takip edilmesinin sebebi ise ‘Content is the king abi!’ devrinde krallığını öyle ‘sözde’ ulaşılamaz imajlar topraklarına değil, tam da ‘bizim havalar’ civarında kurması. Monaco prensi olarak doğmadığımız için, Kıvanç’ın tiplemelerinde yansıttığı insanların hepsini tanıyoruz. Hatta bazılarını izlerken hafiften aynaya bakıyor gibi olup, onun kullandığı yüz değiştirme aplikasyonunun farklı bir boyutuna geçiyoruz. Aşırı sahte sosyal medya dünyasının ‘sözde gerçek karakterlerine’ çoğumuz gibi yaklaşıyor. ‘Guilty pleasure’ım deyip geçebiliyor fakat sistemin yarattığı etkilerden bihaber gibi davranacak kadar umarsız değil: ‘’İçinde bulunduğumuz bu manyak dijital düzenin pek çok insanı başka bir insana dönüşmek zorunda bırakmış olması üzücü. Kimse de buna kalkıp ‘kimliğini bulmak’ demesin. Onun yerine lütfen Tarkan çıksın ve bize bağıra bağıra ‘başkası olma kendin ol öyle çok daha güzelsin’ desin!’’

Kıvanç’ın kendinde bulduğu başkalarını canlandırdığı performansları birer dakikalık videolara sığmayınca başlayan stand-up gösterisindeki başarısı, geleneksel ‘ünlü ve başarılı’ olma yöntemlerinin yıkılan kalesine bir örnek daha teşkil ediyor. Lakin bu birikimin yansıdığı her mecra izleyene, takipçiye iyi geliyor. Yazan, çeken, oynayan, yayınlayan tek kişilik yeni nesil ‘entertainer’ şablonu dışına taşıp daha çoklu ekranlarda, başlattığı ‘hayratı’ kuvvetlendirmesi tüm tarafların avantajına olacaktır. 

 

 

“Dengemi kendimle koruyorum”

Sosyal medya ünlüsüyle, kaliteli içerik üreticisinin ayrılması gerektiğini düşünen Kıvanç, sadece rakamların kazandığı bir denize açıldığını biliyor. Ama çıkış noktası zaten ‘arkadaşlarının, çektiği videolara daha kolay ulaşabilmesi’. Kendini bu hesapla tanımlayıp kısıtlamadığı ve tek işini bu görmediği için oluşumun kreatif tarafı zayıflamıyor. Olumsuz geri dönüşlere karşı da şevkini ve dengesini nasıl koruduğunu sorduğumda da  gülerek ‘’Binbir çeşit insan, binbir çeşit beyin var. Herkese göre, herkesin istediğini yapma amacım olsaydı bakkal açardım. Dengemi ve şevkimi kendimle koruyorum. Altı üstü bir Instagram sayfası çok da şeetmemek lazım diye düşünüyorum’’ diyebiliyor. 

Fizyolojik olmayan organımız telefonumuza uzanıp, Instagram’a bilinçli ya da bilinçsiz dalıyoruz, modumuz ne olursa olsun karşımıza yüzü gözü apayrı oynayabilen bir yetenek, aşina olduğumuz bir tipin en gülünesi haliyle çıkıyor. ‘’Kimisi sevgilisiyle kavga etmiş oluyor ve içinden geçirdiklerini benim agresif yırtıcı kadın karakterimde buluyor, kimisi eltisine gıcık oluyor ve eltileri yerle yeksan ettiğim bir karakterime ‘ohhh beeee’ diyor. Böyle hayatın içinden anlara kenarından köşesinden dokununca çok hoşuma gidiyor. ‘İyi ki varsın’ cümlesini hak etmek sanırım bu işin en büyük ödülü.’’

 

 

Yazının tamamı GQ MOTY 2020 Özel Sayısında...

 

Yazı: @alperetis
Fotoğraf: @emredogru
Styling: @gunesguners
_______

Genel Yayın Yönetmeni: @alitufankoc
Projeler Koordinatörü: @alarakap
Moda Direktörü: @gunesguners
Moda Editörü: @erkanaltunay
Prodüktör: @ahmedcayli
Fotoğraf Asistanları: @mratkahya @omerserifkuru İbrahim Erdal, Murat Demir
Moda Asistanı: @can.busenurz @hackanyildirim
Sanat Yönetmeni: @ovapu
Sanat Ekibi: Abdül Kerim Taşcı, @ttdamla
Prodüksiyon: @ppristanbul Melis Özçelik, Zeynep Altunkut
Prodüksiyon Asistanları: Demirhan Sander, Gökhan Özkan, Tayfun Keskin
Set Gripim: @setgripim
Makyaj: @samaraji
Saç: @aliyilanci
Saç Asistanı: @hamzasaraa

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası