Meşhur atletlerden biri, Jamaika göçmeni fakir ve çalkantılı bir ailenin çocuğu olarak Kanada’da yükselmişti. Göç ettiği ülke onu kabullenmekte zorlanırken, o da kendi ülkesinde yarışamıyordu. Diğer atletse rahat, sakin sularda gezen ABD orta sınıfına mensup bir ailenin çocuğu olarak, sanki yıldız olmak için ortaya çıkmış gibi bir edayla yarışıyordu. 1988 Seul Olimpiyat Oyunları’yla alakalı çocukluk anılarımda en çok yer eden şeylerden biri, 100 metre finali sabahında, Türkiye’deki büyük gazetelerin, iki büyük sayfada bu iki atleti inceleyen dev resimli profiller yayınlamasıydı.
Yarış zamanı gelip atletler start takozlarına yerleştiğinde heyecan doruk noktasındaydı. Carl Lewis bir ceylan gibi uzun bacaklarıyla zarafet içinde koşarken, Kanadalı Ben Johnson kısa bombeli kas yapısıyla yırtıcı bir aslan gibi yeri sarsıyordu. Tarihi yarışı kazanan, 9.79 sn dünya rekoruyla Ben Johnson olmuştu. Herkes hayranlıkla ona ve elde ettiği müthiş dereceye bakıyordu. Fakat bu rüya ve kahramanlık hikayesi çok uzun sürmedi. Johnson’ın idrarında stanozolol maddesine rastlanmıştı. Yarışı kazanabilmek için performans artırıcı madde kullanmış yani doping yapmıştı. Şaşkınlık taraf değiştirmiş, hayranlıksa yerini çoktan öfke ve ayıplamaya bırakmıştı.
Andy Warhol’un 60’ların sonunda kapitalizmin bilhassa ABD’de etkisini derinden hissettirmeye başlamasıyla zikrettiği, sistemi özetleyen meşhur sözü herkes bilir: “Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak.” Bu olay da öyle bir his uyandırmıştı bünyede. Kapitalizmin her şarta ayak uydurup yaşamını sürdürmesi gibi sporcular da daha fazla rekabetin, paranın, şan şöhretin, başarı baskısının altında ezilmemek için böyle adapte oluyorlardı. 15 dakikalık bile değil, 10 saniyelik kahramanlık hikayesi için hayatlarını çöpe atabilme cesaretini gösterebiliyorlardı.
Goldman ikilemi buydu işte. Dr. Bob Goldman’ın zamanında ABD’de sporculara sorduğu “Doping sana sporda mutlak başarıyı getirecek ancak beş yıl sonra öleceksin. Yine de yapar mısın?” sorusuna yüzde 50’si evet yanıtını vermişti. Ben Johnson da önce inkar etse de sonra her şeyi kabul etmişti. Testosteron, büyüme hormonu ve dianabol gibi başka maddeler de kullandığını itiraf ederek...
Haberin tamamı ve çok daha fazlası GQ Türkiye Ekim sayısında ve GQ Türkiye iPad edisyonunda...
